Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Entelektüel Sözcükler abesle iştigal: Yersiz, yararsız işlerle vakit öldürmek absorbe: (Enerji, kuvvet vb. için) Soğurma, yutma, içine alma, yutma. adaptasyon: Uyarlama adapte: Uyum afaki: Belli bir konu üzerine olmayan, dereden tepeden (konuşma) ajitasyon: Duygu sömürüsü yapma ajite: Duygu sömürüsü, kışkırtmak, körüklemek akabinde:
228 syf.
·
Puan vermedi
Cumhuriyet döneminin en güzel şehirlerinden biri olarak “beş şehir”, aslında Tanpınar’ın diğer bütün kitaplarında açmaya çalıştığı tarih ve kültür üzerine düşündüklerinin bir özeti gibidir. Platon’un “şehir kurmak erdemdir” hükmünden habersiz olarak bir coğrafyayı uygarlık imkânları nispetinde tasarruf etmeye çalışan bir kültürel yapının; kurduğu
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201911,4bin okunma
Reklam
zihniyet değişir sanma bu insan yine aynı insandır...
Suç hükümette mi? Bak dünya bozulmuş şahım, karı nikahlı kocasını bırakmış da şuradakine kaçıyormuş.
Sayfa 15
240 syf.
3/10 puan verdi
-“İstanbul’daki imparatorluk elçisi Busbeck, Avrupa’yı her an gerçekleştirebilecek bir Türk fethinden kurtaran tek şeyin İran tehlikesi olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmiştir.” diyen Bernard Lewis, aslında bize Osmanlı tarihinde de öğretilen şeylerin yine onların elinden hazırlanmış bir düzenek olarak karşımıza geldiğini söylüyor. -Yani
Hata Neredeydi?
Hata Neredeydi?Bernard Lewis · Oğlak Yayıncılık · 20121,677 okunma
254 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı Orta Doğuda doğan bütün bireylerin okuması lazım. Hepimiz, büyüyene kadar aynı zihniyet yüzünden defalarca yaralanıyoruz. Yetişkin olduğumuzda bir sürü ayarımız bozulmuş, bir sürü kanadımız çoktan kırılmış oluyor. İçimizdeki Çocuk’u okumak farkındalık kazanmamıza, pek çok psikolojik problemimizi anlamamıza yardımcı olabilir.
İçimizdeki Çocuk
İçimizdeki ÇocukDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20177,5bin okunma
“ Bu dünyada nereden ve hangi vasıtayla , ne ölçüde çakallaşarak elde edilirse edilsin para kazanılmalı” diyen gayriinsanî bir zihniyet , Türkiye’nin ve en çok da İstanbul’un zengin gettolarında mutant yaratıklar peydahlıyor. Genetik kodları iktidarın şehvetiyle bozulmuş bu yeni sınıf , özdeğerini sadece parayla ve onun satın alabileceği şeylerle sağlıyor. Daha fazla para ve daha fazla iktidar karşısında bir çözünme , bir aşağılanma ve nihayet bir yaltaklanma hissi yaşıyor. Însani olanın o kadar uzağına düşüyor ki mutantlaşıyor , sadece para , şöhret ve başkalarından gördüğü yapmacık ilgiyle hayatını idame ettiriyor.
Timaş Yayınları
Reklam
Aşk Neden Bu Kadar Kıymetsiz Bir Hâle Geldi?
Aşk nedir diye soruyorlar? Söyleyeyim; Aşk bir insana "Al bu benim kalbim. Biraz sev sonra yerle bir edersin." demektir. Ya da yıllarca biriktirdiğin tüm değerlerini ve enerjini, yabancının birine: "Ben harcamaya kıyamıyorum, sen al bunları sömür, kalanını da etrafa saçarsın." demektir. Maalesef ki günümüzdeki zihniyet ve
Doğayla yabancılaşmış insan kendisine de yabancılaşmıştır, kendi kendisini yok eden insan! – Hiç bir sistem bu bağlantıyı kapitalist modernite kadar görünür kılmadı: Çevresel yıkım ve ekolojik krizler insanlara uygulanan sömürü ve zulümle adeta kol kola gezmekte. Maksimum kâr odaklı acımasız zihniyet, gezegeni uçurumun kenarına, insanları da savaş, açlık ve sosyal buhranlar kaosuna sürükledi. Bu nedenle kadın özgürlüğü ve yaşam alanlarının kapsamlı bir demokratikleşmeye tabî tutulması kadar ekolojik, sosyal bir sistemin geliştirebilmesi de Rojava‘da devrimin temel ayağını oluşturuyor. Konu salt tabiatı koruma ve zararı azaltma değil, doğa ve insan arasında bozulmuş olan dengenin de yeniden sağlanması; Yani “tekrar bilinçli ve aydın bir bileşimle doğal ve organik bir toplum olabilme” Ayboğa, Flach, Knapp - Rojava Devrimi, sayfa 273
Genellikle her geçkin kuşak, kendisinden sonra gelen yeni nesilleri ve ülkeyi "bozulmuş" bulma eğilimindedir ve kendisine bir sorumluluk yüklemez. Cumhuriyet kuşakları, dönemlerinde yaratılan değerleri kalıcı bir toplumsal hafızaya, dokuya işlemiş yaygın bir kültürel yapıya dönüştüremedi. Evet, bu topraklar üzerinde özgürce, bağımsız yaşamak istiyorduk ve bu hakkı savaşarak kazanmıştık ama, sonrasında neyi, nasıl yapacağımızı pek bilemedik. Bilemedikçe de suçu her türlü emperyalizme, "dış düşman"a atarak idare ettik. "Halktan kopuk, elitist" zihniyet, bu süreçte ancak yarım yamalak bir değerler sistemi oluşturabildi ve bu da uzun ömürlü olmadı.
Sayfa 3 - Gürsel Göncü'nün kalemindenKitabı okudu
160 syf.
10/10 puan verdi
Mahur Bir Beste Yahut Güz Havası 14.12.2020 - Ülker Gündoğdu Mahur Bir Beste Yahut Güz Havası Müziği oluşturan notalar, bestecinin dizimiyle bir araya geldiklerinde beste ortaya çıkar. Besteci, en mükemmel besteyi ortaya koyabilmek için notaları, ayrı ölçü ve vuruşlarda öyle bir kombinasyon ile birleştirmelidir ki; şaheserler
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20196,4bin okunma
Reklam
‘’Bu dünyada nereden ve hangi vasıtayla, ne ölçüde çakallaşarak elde edilirse edilsin para kazanılmalı’’ diyen gayriinsani bir zihniyet, Türkiye’nin ve en çok da İstanbul’un zengin gettolarında mutant yaratıklar peydahlıyor. Genetik kodları iktidarın şehvetiyle bozulmuş bu yeni sınıf, özdeğerini sadece satın alabileceği şeylerle sağlıyor.
Sayfa 242Kitabı okudu
Anlatılarda şiddetin sebepleri konusunda ilginç ayrıntılardan bıri olarak öğretmenlerin psikolojik durumları, davranışları, hatta sağlıkları söz konusu edilmiştir. Pek çok öğrenci şiddet gördüğü öğretmenini psikolojik olarak hasta, davranış bozukluğu gösteren biri olarak tanımlamıştır. Örneğin bir öğretmen, soru soruyor ve bir öğrenci cevap verince, “Sana mı sordum lan!” diyerek cevap verene bir tokat atıyor (SÖ, 25), Bir diğerinde ise öğrenci “Tekrar eder misiniz?” diyor ve öğretmen “Çık dışarı, çok ve gereksiz konuşuyorsun.”(BI, 34) deyip öğrenciyi sınıf dışına kovuyor. Bazı öğretmenlerin ailevi ve kişisel sorunlarını belirgin bir şekilde öğrencilere şiddet olarak yansıttığı da öğrenci anlatılarında yer tutmuştur. Bir anlatıda “Öğretmenin aile geçimsizliği vardı, bazen başını masaya koyar orada bayılırdı.” (FBI, 15) denilirken, bir diğerinde “Müdürün ailevi sorunları vardı.” (BI, 24), “Müdür, ailesi yüzünden gece okulda kalırdı.” (FBI, 28) ifadesi yer almıştır. Bir diğerinde “Öğretmenimiz dövdükten sonra kafasını masaya koyar, uzun süre kaldırmaz ve üzülürdü.” (FBI, 5) denilerek ilginç bir durum anlatılmıştır. Azımsanmayacak sayıda öğretmenin okula sarhoş geldiği (BI, 24) ve bu öğretmenlerin psikolojik şiddet uyguladığı dile getirilmiştir (SÖ, 4). Bir öğrenci, “psikolojisi bozulmuş öğretmenin evinde intihar ettiğini” (TII, 11) yazarken, diğer bir öğrenci de kişilik bozukluğu gösteren bir erkek öğretmenin öğrencisine delice âşık olduğunu anlatmıştır. Öğretmen hadiseyi rahatsızlık verici boyuta getirince şikâyet edilerek tayinle gönderilmiştir (SII, 15).
Sayfa 222Kitabı okudu
Bütün Alıntılar
Göğsümü gere gere Adamışım şiire Prangaya, zincire Vurulmaz ki bu kalem 9 Fakiri, zengini hepimiz halkız Halk ile yoğrulduk halk ile varız
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.