Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dinimiz temizliği emrederken, biz müslümanlar niye temizliğe riayet etmiyoruz, dinimiz düzenliliği tavsiye ederken biz niye kuralları çiğniyoruz; başka milletler sağlığına gözü gibi bakar, kollarken, biz niye sağlığımızı tahrip ediyor, bedenimizi hoyratça yıpratıyor, ciğerimizi zifirle dolduruyoruz; adalet mülkün temeli iken bizim toplum niye hep kanunsuz işler peşinde... Çünkü bizim toplumumuzda zihniyet bozulmuş, değer hükümleri tahrip edilmiş, hürriyetler kısıtlanmış, hakkı söyleyen tepelenmiş, zalim baş tacı edilmiş, dalkavukluk özendirilmiş, suçlu cezasız kalmış, din dışlanmış, din alimleri kötülenmiş, dinî kurumlar yıkılmış, bunların hepsi de inkılap icabı diye hoş görülmüş, toplumun örfü, âdeti, âdabı, zevki, şevki, mânevî müesseseleri, kontrol mekanizmaları, adalet teşkilatı harap edilmiş, iyi insanlar hapse veya darağacına götürülmüş de ondan işler böyle tersleşmiş. Bizim devrimcilerimiz ya dünyayı hiç tanımamış, laikliği anlamamış, medeniyeti hazmedememiş ya da düpedüz vatan haini... Buradan çok iyi görülüyor: Hayat öyle entegre, öyle muazzam bir sistem ki her şey o kadar birbiriyle ilgili ve bağlantılı ki mâna-madde, din-devlet öyle iç içe ki! Dini tahrip ederseniz, devlet de düzen de hak da adalet de elden gidiyor; her şey altüst ve herc ü merc oluyor. Allah celle celâlüh, bizim aydınlarımıza, devrimbazlarımıza, sorumsuz sorumlularımıza, devlet adamlarımıza, zinde güçlerimize akıl, fikir, ilim, irfan, iz'an versin ve merhamet ihsan eylesin, gerçeği göstersin, hakka ve hizaya getirsin!
Sayfa 178Kitabı okudu
zihniyet değişir sanma bu insan yine aynı insandır...
Suç hükümette mi? Bak dünya bozulmuş şahım, karı nikahlı kocasını bırakmış da şuradakine kaçıyormuş.
Sayfa 15
Reklam
Anlatılarda şiddetin sebepleri konusunda ilginç ayrıntılardan bıri olarak öğretmenlerin psikolojik durumları, davranışları, hatta sağlıkları söz konusu edilmiştir. Pek çok öğrenci şiddet gördüğü öğretmenini psikolojik olarak hasta, davranış bozukluğu gösteren biri olarak tanımlamıştır. Örneğin bir öğretmen, soru soruyor ve bir öğrenci cevap verince, “Sana mı sordum lan!” diyerek cevap verene bir tokat atıyor (SÖ, 25), Bir diğerinde ise öğrenci “Tekrar eder misiniz?” diyor ve öğretmen “Çık dışarı, çok ve gereksiz konuşuyorsun.”(BI, 34) deyip öğrenciyi sınıf dışına kovuyor. Bazı öğretmenlerin ailevi ve kişisel sorunlarını belirgin bir şekilde öğrencilere şiddet olarak yansıttığı da öğrenci anlatılarında yer tutmuştur. Bir anlatıda “Öğretmenin aile geçimsizliği vardı, bazen başını masaya koyar orada bayılırdı.” (FBI, 15) denilirken, bir diğerinde “Müdürün ailevi sorunları vardı.” (BI, 24), “Müdür, ailesi yüzünden gece okulda kalırdı.” (FBI, 28) ifadesi yer almıştır. Bir diğerinde “Öğretmenimiz dövdükten sonra kafasını masaya koyar, uzun süre kaldırmaz ve üzülürdü.” (FBI, 5) denilerek ilginç bir durum anlatılmıştır. Azımsanmayacak sayıda öğretmenin okula sarhoş geldiği (BI, 24) ve bu öğretmenlerin psikolojik şiddet uyguladığı dile getirilmiştir (SÖ, 4). Bir öğrenci, “psikolojisi bozulmuş öğretmenin evinde intihar ettiğini” (TII, 11) yazarken, diğer bir öğrenci de kişilik bozukluğu gösteren bir erkek öğretmenin öğrencisine delice âşık olduğunu anlatmıştır. Öğretmen hadiseyi rahatsızlık verici boyuta getirince şikâyet edilerek tayinle gönderilmiştir (SII, 15).
Sayfa 222Kitabı okudu
Batı'nın Türk milletini imparatorlukla bir tutarak hınçla mahvetmek istediği bir anda, mazlum fakat başeğmez milletinin haklarını o, gür bir sesle âleme duyurdu ve Türk milleti bu hak sesiyle doğruldu. O ses, on üç asır önce Orhon kıyılarında taşa kazılmış sesti: "Türk budunu yok olmasın diye, budun olsun diye, babam Elteriş
Sayfa 142 - Kronik KitapKitabı okudu
254 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı Orta Doğuda doğan bütün bireylerin okuması lazım. Hepimiz, büyüyene kadar aynı zihniyet yüzünden defalarca yaralanıyoruz. Yetişkin olduğumuzda bir sürü ayarımız bozulmuş, bir sürü kanadımız çoktan kırılmış oluyor. İçimizdeki Çocuk’u okumak farkındalık kazanmamıza, pek çok psikolojik problemimizi anlamamıza yardımcı olabilir.
İçimizdeki Çocuk
İçimizdeki ÇocukDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20177,5bin okunma
TA BAŞINDAN BERİ, Batı geleneği melankoli figürünü iki şekilde, Tanrı ve canavar olarak resmetmiştir. Bir yanda, kendi çocuklarını yiyen, diğer kurbanlarını ise tecride ve karanlığın cehennemine mahkûm eden Kronos şeklindeki melankoli imgesi vardır. Bu kadim mitten hiç şüphesiz haber- dar olan Platon, melankoliyi gelmiş geçmiş en aşağılık ve
Sayfa 203
Reklam
Aşk Neden Bu Kadar Kıymetsiz Bir Hâle Geldi?
Aşk nedir diye soruyorlar? Söyleyeyim; Aşk bir insana "Al bu benim kalbim. Biraz sev sonra yerle bir edersin." demektir. Ya da yıllarca biriktirdiğin tüm değerlerini ve enerjini, yabancının birine: "Ben harcamaya kıyamıyorum, sen al bunları sömür, kalanını da etrafa saçarsın." demektir. Maalesef ki günümüzdeki zihniyet ve
‘’Bu dünyada nereden ve hangi vasıtayla, ne ölçüde çakallaşarak elde edilirse edilsin para kazanılmalı’’ diyen gayriinsani bir zihniyet, Türkiye’nin ve en çok da İstanbul’un zengin gettolarında mutant yaratıklar peydahlıyor. Genetik kodları iktidarın şehvetiyle bozulmuş bu yeni sınıf, özdeğerini sadece satın alabileceği şeylerle sağlıyor.
Sayfa 242Kitabı okudu
Bütün Alıntılar
Göğsümü gere gere Adamışım şiire Prangaya, zincire Vurulmaz ki bu kalem 9 Fakiri, zengini hepimiz halkız Halk ile yoğrulduk halk ile varız
Doğayla yabancılaşmış insan kendisine de yabancılaşmıştır, kendi kendisini yok eden insan! – Hiç bir sistem bu bağlantıyı kapitalist modernite kadar görünür kılmadı: Çevresel yıkım ve ekolojik krizler insanlara uygulanan sömürü ve zulümle adeta kol kola gezmekte. Maksimum kâr odaklı acımasız zihniyet, gezegeni uçurumun kenarına, insanları da savaş, açlık ve sosyal buhranlar kaosuna sürükledi. Bu nedenle kadın özgürlüğü ve yaşam alanlarının kapsamlı bir demokratikleşmeye tabî tutulması kadar ekolojik, sosyal bir sistemin geliştirebilmesi de Rojava‘da devrimin temel ayağını oluşturuyor. Konu salt tabiatı koruma ve zararı azaltma değil, doğa ve insan arasında bozulmuş olan dengenin de yeniden sağlanması; Yani “tekrar bilinçli ve aydın bir bileşimle doğal ve organik bir toplum olabilme” Ayboğa, Flach, Knapp - Rojava Devrimi, sayfa 273
Reklam
“Bu dünyada nereden ve hangi vasıtayla, ne ölçüde çakallaşarak elde edilirse edilsin para kazanılmalı” diyen gayriinsanî bir zihniyet, Türkiye’nin ve en çok da İstanbul’un zengin gettolarında mutant yaratıklar peydahlıyor. Genetik kodları iktidarın şehvetiyle bozulmuş bu yeni sınıf, özdeğerini sadece parayla ve onun satın alabileceği şeylerle sağlıyor.
160 syf.
10/10 puan verdi
Mahur Bir Beste Yahut Güz Havası 14.12.2020 - Ülker Gündoğdu Mahur Bir Beste Yahut Güz Havası Müziği oluşturan notalar, bestecinin dizimiyle bir araya geldiklerinde beste ortaya çıkar. Besteci, en mükemmel besteyi ortaya koyabilmek için notaları, ayrı ölçü ve vuruşlarda öyle bir kombinasyon ile birleştirmelidir ki; şaheserler
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20196,4bin okunma
240 syf.
3/10 puan verdi
-“İstanbul’daki imparatorluk elçisi Busbeck, Avrupa’yı her an gerçekleştirebilecek bir Türk fethinden kurtaran tek şeyin İran tehlikesi olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmiştir.” diyen Bernard Lewis, aslında bize Osmanlı tarihinde de öğretilen şeylerin yine onların elinden hazırlanmış bir düzenek olarak karşımıza geldiğini söylüyor. -Yani
Hata Neredeydi?
Hata Neredeydi?Bernard Lewis · Oğlak Yayıncılık · 20121,684 okunma
Birinci meşrutiyet neden yürümedi
Osmanlı devletinin yönetim mantıgi padişah,sadrazam ve meşihattan oluşan üç temele oturmuştu padişah bir orkestra şefi ahengi içinde devlet ve siyaset koordinatörlüğü yaparken sadrazamla ona bağlı birimler icra işlevi görür, meşihat makami ise ülkenin her yerine dağılmış iyi eğitimli mensupları ile birlikte hem yargı işlerine hem de devletini
Sayfa 151Kitabı okudu
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.