Bir kadın bize çiçekleri sevdiğini söylese ama onları sulamasa, çiçekleri sevdiğine inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin yaşaması, gelişmesi için duyduğumuz etkin ilgidir. Bu etkin ilginin bulunmadığı yerde sevgi olmaz.
Hepimiz her şeyde aşağı yukarıyız.
Düş gücü fazlalığı ya da eksikliği ikisinden birine sahip olmanın verdiği kıvanç, yok kıvanç olmadı. İç rahatlığı? Haah bu biraz daha anlam bütünlüğüne yakıştı. Anlam bütünlüğü daima önemlidir. İnsanların dinlememek, dinlese de anlamamak gibi naçiz yetenekleri büyüdü, gelişti son zamanlarda ancak anlam
“Dünyada iki tür insan vardır: Yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler.,
Seyretmek ölümü, katılmak ise yaşamı simgeler. Yaşamak, kendisi olabilmeyi ve yaşama etkin bir biçimde katılabilmeyi tanımlar.”
Kafka’nın Dönüşüm eserinde hayvanlaşan hayat anlayışımızı kaç kişi anlayabildi ki, intihar etmek için çabalarını kaçımız düşündü ki, yoksa hasta bir kişiliği mi okuyoruz?
Kaç kişi sanat adı altında Mozart’ın sarayda kızların peşinde koşarken krala yakalanmasını biliyor ki? Kız çığlıklar içinde kaçarken Mozart onun peşinde koşuyordu. Üstü başı
Eskiden evim yarı okunmuş kitaplarla doluydu. Bir karaciğerin yarısını yiyip yarısını atan insanlar kadar iğrenç bir şey bu. Zaten ben artık itirafları seviyorum, itiraf yazarları da özellikle, itiraf etmemek için, bildikleri üzerine hiçbir şey söylememek için yazarlar. İtiraflara geçme iddiasında bulundukları zamansa güvensizliğe düşme ânıdır, ceset boyanır.
''Nedensizce korkulan ve görünüşte birer sabit fikir olan şeyler arsızca gerçekleşme eğilimindedir. En çok kaçındığımız soruyu pek güler yüzlü ve pek haince bir ilgiyle bir astımız ortaya atar. ''
Sayfa 218 - Metis Yayınları, Birinci Basım: Ekim 1998