Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yunus Kaya

Fatihlerin Cansıkıntısı
İnsanlık sadece kendini telef edenlere tapmıştır. Yurttaşların huzur içinde can verdikleri hükümdarlıklar tarihte pek boy göstermezler, kulları tarafından hep hor görülen bilge hükümdarlar da öyle.
Sayfa 99
Reklam
Bir inanç için acı çekmiş olandan daha tehlikeli varlık yoktur: En büyük zalimler kafası kesilmemiş mazlumlar arasından çıkar.
Sayfa 9
İnsan her önüne çıkanı bir hata diye atacak olursa, doğruya ne zaman rastlayacak?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Savaşın iki esası olan kazanmak ve kaybetmek...
Bazıları gelip, ken­dilerinden güçsüz olan ötekilere karşı vahşet uyguluyor. Bazıları da gelip, vahşeti yapanlara karşı, ötekinden daha beter olan yeni bir vahşet uyguluyor. Başkaları da gelip, bu kez kazananlara karşı yepyeni bir vahşet rüzgarı estiriyor. Ve başkaları, başkaları, başkaları... Böyle sürüp gidiyor. Kazanmak veya kaybetmek. Hayat, her iki tarafı da keskin kılıç ağzına benzeyen bu iki söz ara­sında gidip geliyor. Mirler, kral ve padişahlar, başkalarına karşı zafer kazanıyor. Ancak yeni mirler, kral ve padişahlar gelip on­ları yıkıyor. Savaşın iki esası olan kazanmak ve kaybetmek, hem ülkeleri, hem de insanları yok eden kanlı bir oyuna dönüşüyor.
Bizim gibilerin hayatında güzellikler, kısa süren aydınlıklardır.
Bizim gibilerin hayatında güzellikler, kısa süren aydınlıklardır. Bizim gibiler, başkalarının yaşantılarına kısa bir süre için girerler. Uşak rolünde sahneye çıkarlar. Kötü bir yaşantı, fakat iyi bir oyun.
Hikmet Benol
Reklam
Zaten insan en tatlı, en bahtiyar anlarını bile ilerde geleceğini tasavvur ettiği felaketli ve karanlık günleri düşünerek karartmaktan kendini alamaz, ilahlar lekesiz ve tam bir saadeti insanlara vermek istememişlerdir.
Sahi insan ne zaman ölür?
İnsan ölme zamanı geldiğinde değil, ölebildiği zaman ölür.
Sayfa 272
Ah, Asuman!
"...insan hayal kurarken gözlerini kapatır, hiç kimse hayallerimizi görmesin diye yaparız aslında, gözlerimizi kapatınca kendimizden bile saklarız hayallerimizi. Içimizdeki gerçek biz, o hayaldeki biziz aslında..."
Sayfa 98
Yalnız kalmaktan korktukça yalnızlığım artıyor.
Sayfa 37
Var olduğunu bilmek yetiyor...
"...sen bir yerde var olursan yaşayabilirim ancak demiştim. Nasıl olursan ol, var olduğunu bilmek bana yeter demiştim."
Sayfa 31
Reklam
Şimdi artık öldün babacığım. Sınırlarını kesin olarak belirlediğin bir dünyada, bana sorarsan, belirsiz bir biçimde yaşadın ve öldün. Seni artık değiştirmek mümkün değil babacığım; bu nedenle kendimi de değiştirmenin mümkün olacağını sanmıyorum.
Sayfa 180
Bizi burda mı bastıracak ölüm, biz bu şehirden gülüm çıkamayacak mıyız?
Sayfa 25
Namuslu insanlar neden hep aç kalır?
Namuslular kıt kanaat geçinirken, namussuzların karnı tok sırtı peki.
Sayfa 6
"Köpek satın alan bir hanımın hikayesini hatırladım da. Kadın, 'Bu köpeğin safkan olduğundan emin misiniz?' diye sorar. Köpeği satan adam, 'Tabii ki eminiz, Oskar, şunun kanını akıt da hanımefendi görsün' der."
Sayfa 294
İnsanlık!
"Ortada ne başlangıç var... " dedi Burton, "ne de bir son. Bana öyle geliyor ki, insanlık hatırlayamadığı bir kör dövüşünden gelip öngöremediği ve anlayamadığı bir geleceğe doğru gidiyor. Biri hariç, karşıladığı her engeli, her düşmanı yendi. Kendini yene­medi. Nasıl nefret etmesin kendinden."
Sayfa 234
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.