Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilek Karaaslan

160 syf.
·
Puan vermedi
Hayatta yol ayrımları hep vardır biliriz, bazen her şeyi kendimizden biliriz küfrle kuşanırız baştan ayağa, yep yeni kapılar öyle yer tutar ki insanın hayatında okumasını bilene, kimi tesadüf der siler bir anda tüm manayı; kimi işaret der başka anlamlar yükler, kimi de "Tevafuk" der sadece O' ndan bilir. Kiminin, O' nun ismini anarken bile burnunun kemiği sızlar. Öyle mana arar; "Rabbin sana darılmadı, seni bırakmadı da." Gün gelir her yol O' na çıksın diye çabalamaya başlar. Kimini O öyle Rızıklandırmıştır ki rızıklandıkça rızıklananın şükrü ile birlikte rızkı artar, kimi kitap yazar Allah' ın Adı ile yazmaya başlar sonunu Kelime- i Şehadet ile bitirir. Rabbim rızkı verdikçe verir. Kimi hiç Kelime-i Şehadet getirmemesi ile övünür. Ona da rızkı verdikçe verir. İlkinin rızkı İlim' dir, Kalbi huzurlu! İkincisinin rızkı maddedir, Kalbi ölmüş! Bi haber. Üzerine fazlaca dünya sinmiş, buram buram dünya kokan herkes okumalı bence. Yüreğine biraz su serpilsin diye, ruhunun azabı biraz dinsin diye...
Fabrika Ayarı
Fabrika AyarıHayati İnanç · Profil Yayıncılık · 20208,1bin okunma
Reklam
160 syf.
9/10 puan verdi
Kitabı iki ay kadar önce kütüphaneme eklememe rağmen henüz okudum. Sebebi ise kitap hakkındaki incelemeler ve yorumların melankolik bir aşk hikayesinin baskın şekilde işlendiği ve hatta o dönem Almanya' da pek çok intihar vakasının yaşanmasına neden olduğu bir çok yerde yazmasından dolayı sanırım okumak için "psikolojik olarak daha iyi hissettiğim" bir dönemde okumayı tercih ettim. Ancak kitabı okumaya başladığım ilk cümlelerden itibaren, kitapta karşılıksız melankolik bir aşktan çok daha fazlasını bulacağım hissine kapıldım ve insanın ruh halini etkileyen o kadar güzel cümleler var ki; tek kelime ile yazar, anlatımıyla beni kendisine hayran bıraktı. Hayat felsefem olarak tesadüflere inanmam. Her olayın, yaşanan her hangi bir günün ve saniyenin dahi bir sebebi olduğuna inanırım -tevafuk hayattır; hayatta tevafuktur- benim için, bu kitabı okumak da bir tevafuk oldu. Karşılıksız aşka takılmadım ben, bu konuyu işleyen yüzlerce roman yazılmıştır kanımca. Ve siz yeni okuyacak olanlar bu kitap karşılıksız aşktan çok daha fazlası emin olabilirsiniz; 18. yüzyılda kaleme alan yazar eğer bir kitapla 21. yüzyılda yaşayan bir insanın ruhuna dokunmayı "başarıyorsa" fazla söze gerek yok "başarmıştır" zaten.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · İndigo Yayınları · 2017120,8bin okunma
724 syf.
8/10 puan verdi
----Hayata tutunarak başlayıp tutunmayı unutanların kitabı Tutunamayanlar...---- Daha ana rahmine düştüğümüz öğrenildiği anda başlar tutunmak kelimesinin insan için dile getirilmesi; bebek ana rahmine tutundu, sırada kalp atışlarının duyulması var... Yani sadece tutunmak yetmez hayata tutunmak için, kalbin atışlarını da duymak gerekir. Ana
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
336 syf.
8/10 puan verdi
Kendileri Jack London' ın okuduğum 2. romanı olur. Öncelikle Martin Eden için inceleme yapmak istedim ama sonra düşündüm ki ne yazsam nasıl ifade etmeye çalışsam eksik kalacak, öyle bir halet-i ruhiyeye soktu beni. Martin Eden' den sonra Jack London' ın tüm kitaplarını okumak istedim. Genelde sosyalizm ile ilgili kafa karışıklığı olan bende, yeni ışıklar yakması adına öncelikle Demir Ökçe' yi okumaya karar verdim. Ve okurken doğru karar verdiğimi anladım. Kitabın (Martin Eden kadar olmasada) tadı damağımda kaldı diyebilirim. Anlatımı akıcı ve kolay anlaşılır. Sadece son kısımlardaki biraz kendini tekrar etme hissi haricinde genel olarak sıkmadan ilerliyor roman; bunda distopik olmasının etkisi olduğunu da düşünüyorum çünkü muazzam hayal gücü ile yazılmış. Yeni ufuklar açan her kitapta olduğu gibi bu kitapta favorilerim arasına girdi.
Demir Ökçe
Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,7bin okunma
200 syf.
6/10 puan verdi
Gökhan Özcan' ın köşe yazılarını büyük bir merakla okuyanlardanım. Kitaba da güzel bir soluk alabileceğimi düşünerek başladım ancak "Gözağrısı" nda aradığımı bulamadım. Bir kere cümleler gereğinden fazla karışık, çok yorucu. Neden cümlelere bunu yapar bir yazar diye düşünmekten kendimi alamadım. Köşe yazılarından aldığım hazzı alamadım. Kitap elimde uzadı uzadı uzadı...
Gözağrısı
GözağrısıGökhan Özcan · Vadi Yayınları · 2017785 okunma
Reklam
510 syf.
9/10 puan verdi
İncelememe, kitabın tadı damağımda kaldı diyerek başlayacağım. Kitaptaki Tarihi olayları mükemmel bir kurguyla kaleme dökmüş Viladimir Bartol. Öyle ki gerçek hayatta şahit olduğum olayları bile böyle başarılı bir öyküleme ile anlatamam (ki zaten Viladimir Bartol'u tanıyan kişilerden birisi kitabı, yazarın yazdığına inanmamış sadece çevirisini yaptığını düşünmüş) bunun büyük bir yetenek olduğunu düşünüyorum ve yazar, bu hissi tam olarak karşısındaki kişilere aktarmış (bana aktardığı kesin:)). Rahatlıkla farklı, yalın ve akıcı üslubuna hayran kaldım diyebilirim.
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,5bin okunma
304 syf.
9/10 puan verdi
Kitap hakkında bir sürü ön bilgi mevcut zaten. Bu yüzden incelemerimi yazarken kitap hakkında bilgiden ziyade bende bıraktığı tadları anlatabilmekten daha çok zevk alıyorum. Öncelikle kitabı çok beğendiğimi belitmek istiyorum. Kendi robotlaşmış hayatıma bir kere daha dışardan bakabilmeme aracı olduğu için de Michael Ende ye ayrıca teşekkürü borç biliyorum. Robotlatmış diyorum çünkü şuan da çalışmak için yaşıyor gibiyiz birçoğumuz, sürekli bir acele ile yaşıyoruz. Herkesin dilinde şu cümle "Zaman ne çabuk geçti." Özellikle son 1 senedir benim dilimdeki cümle de şuki "Sanki zaman etrafımdan hızla geçip geçiyor ve ben sadece onu izliyorum. Uzaktan seyretme hissi...İçerisinde değilim" Ve çocukken bile her yeni günlüğe başlarken yazdığım, hiçbir zaman nokta ile bitirmeye cesaret dahi edemediğim cümleler..." Zaman akıp giderken tutamazken ellerim" ve "Zaman nesin anlamadım gitti" Ezcümle Masal tadında çocukluğumu da hatırlatan güzel bir okuma oldu. Heeeyyy siz (özellikle zamanı sorgulayanlar, çalışmak için yaşayanlar) zaman akıp gidiyor diye düşünenler nacizane tavsiyemdir; okuyunuz, okutunuz. Belki bir Momo cesareti gelir hepimize ve dünya daha güzel bir yer olur ne dersiniz? ;)
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201765,8bin okunma
352 syf.
9/10 puan verdi
Kitaptan mıdır, havadan mıdır bilmem ama (ikisinin birleşimi voltran etkisi de yapmış olabilir:)) psikolojim allak bullak oldu. Kitabı iliklerimde hissettim sanırım. Sanki o dünyanın içerisinde yaşıyormuşum gibi... Bazı olayları her zamanki klişe yaklaşımımla günümüzle tabiki kafamda bağdaştırdım. 21. yüzyıl insanları olan bizlerde de yok mu bazı kaygılar; fişlenmeler mesela, telefon dinlemeleri. Şuanki mevcut haliyle bile dünya bu kadar çekilmezken evlatlarımızın yetişkinliğinde nasıl olacak meraklardayım. 1984 e yaklaşır mıyız dersiniz? Bu kadar buhranlı cümlelerden sonra kitabı ana hatlarıyla çok beğendiğimi belirtmeden geçemeyeceğim. Ama şimdilik distopik romanlar kısmına ara vereceğim. Zira kafamın çok hızlı çalışmasına neden oluyor. Ve bu beni çok yoruyor. Her karakterden kendime bir pay çıkarmayı nasıl başarıyorum bilmiyorum. Sonuç olarak bunu okudum ve bakış açım gelişti rahatlıkla diyebileceğim kitaplar arasına girdi.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,7bin okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
Kitap ile ilgili sayısız inceleme mevcut o yüzden incelemeyi çok uzun yazmadan bende oluşturduğu net etkileri satırlara aktarıp 1984' ün yolunu tutacağım... Kendimi ve çevremi çokça sorgulamama sebep olan bir okuma oldu. Kendimi bulma yolculuğuna çıkmaya karar verdiğimden beri önüme çıkan her cümleyi, her satırı okumaya anlamaya çalışıyorum. Bu konuda 1000kitap ın inanılmaz derece de katkısı olduğunu düşünüyorum. Akışta okuduğum bir cümleye istinaden hemen o kitabı okunacaklar listeme ekliyorum. Hayvan Çiftliği de o kitaplar arasında. Yoğun iş temposu arasında çok iyi geldi. Kızımın ileride okuması için not aldığım kitaplar listesine ekledim bile.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020246,3bin okunma
77 syf.
10/10 puan verdi
Satranç, Stefan Zweig in okuduğum 2. Kitabı. "Olağanüstü Bir Gece" aynı etkiyi bırakmamıştı açıkçası. Ama Satranç'ın dili ve anlatımının çok iyi olduğunu düşünüyorum. Keza hikâye kurgusu da bir o kadar iyi etki bıraktı bende. Bu kadar az sayfaya çok büyük bir eser yerleştirmiş. Anlamsız betimleme, lafı eğip bükme kısacası gereksiz hiçbir şey yoktu. Diğer kitaplarını da biran önce edinip okumayı düşünüyorum.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237bin okunma
Reklam
218 syf.
9/10 puan verdi
Kitabı okurken hayat dedim nasıl da sahip olduğumuz onca şeyin kıymetini bilmeden yaşıyoruz. Nasıl da farkında olmadan bilmediğimiz bir konu hakkında hüküm verebiliyoruz. Çocukluğum geldi aklıma komşumuzun kızının her fırsatta tek kız olmamdan dolayı yaptığı "espiriler!" "Evlatlık almışlar seni gök kuşağının sonunda bulmuşlar, yok yok kuyuya düşmüşsün oradan çıkarmışlar." Çocuk aklı işte inanır ağlardım. Üstünden yaklaşık yirmi sene geçmesine rağmen aklımda yer etmiş ve o anki tedirginliğimi hala hatırlıyorum. Bu durumu gerçekten yaşayan çocuklar var. Küçücük zihinlerinde yoğunlaşan soruların içerisinden çıkamayan. Yetişkinler olarak bizler önce kendimize sonra evlatlarımıza evlat edinmenin de çocuk sahibi olma şekli olduğunu anlatarak onlarla birlikte biz de anlayarak zaten normal olan durumun toplumda da normal karşılanmasına katkıda bulunmalıyız. Kitaptaki net cümleler ve samimiyet, sanki yazar karışımdaki berjere oturmuş öyle anlatıyor hissi verdi bana. Nefesimi tutup dinledim. Öyle hissettim. Kendi anneliğimi düşündüm. Kızını yüreğiyle doğuran bir annenin yüreğime dokunduğunu hissettim. Okunmasını tavsiye ederim.
Başka Bir Doğum Hikayesi
Başka Bir Doğum HikayesiDuygu Çağlar Gizli · Yan Pasaj · 201791 okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
Kitap kurgu açısından "Sineklerin Tanrısı" nı anımsattı (çok beğendiğim kitaplar arasındadır). Okuyucu olarak insanı kitabı okurken empati yapmaya zorlayan, elinden bıraktığın anda da düşünmeye zorlayan kitapları çok seviyorum. "Körlük" de özellikle bu açılardan önemli bir etki bıraktı bende. Anlatımı, dili, üslubu oldukça yalın (kısa cümlelerle diyemeyeceğim, zira çok uzun cümleler var). Elimden bırakmak istemedim.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,8bin okunma
344 syf.
5/10 puan verdi
Okuduğum 2. Buket Uzuner romanı. En son "İki Yeşil Su Samuru" nu okumuştum, beğenmiştim. "SU" için aynı hisleri duyamadım malesef. Kitabın başında Yusuf Has Hacip "Kutadgu Bilig" kısımlarında okurken daha etkili bir anlatım bekledim açıkçası. Ama hevesim kursağımda kaldı diyebilirim. Kurguya anlam veremedim. Anlatım, gereksiz bir sürü detayla doldurulmuş ama konu yüzeysel kalmış. "Tadına bakmak için bile olsa bir yudum şampanyayı ağzına koymaktan çekinen Tasvir'e" kısmı ve sonrasında gelen Ümit Komiser' in onu rahatlatmak için bardağın yarısını içmesi cümleleri; hala acaba diye aklından geçiren bana anlam verememenin nirvanasını yaşattı. İşin kötü tarafı Kitap devam kitabı "TOPRAK" ile birlikte hediye geldi. Şuan araya en az 3 kitap koymayı düşünüyorum :)
Su
SuBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20195bin okunma
318 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikli olarak kitabın dilini çok beğendiğimi söyleyebilirim. Okurken akıp gidiyor cümleler. Okuduğum ilk Amin Maalouf kitabı. Severek okudum. Kitap henüz bitmeden de yazarın bir diğer kitabı Doğunun Limanları' nı ve Semerkant' ın içerisinde geçen Niccolo Machiavelli' nin "Prens" ini ve Nizamülmülk' ün "Siyasetname" sini edindim. Nizamülmülk' ü tarih derslerinden tanıdığımız Selçuklu Dönemi' nin devlet adamı olarak bildim hep, hiç üzerine ve Siyasetnamesi üzerine düşünmemiştim (malum ezberci eğitim) Daha önce Ömer Hayyam' ın Rubailer' ini okumama rağmen hakkında çok yüzeysel bilgiye sahip olduğumu düşündüm. Kısacası cahilliğim karşısında ezildim. Kütüphanemde bulunan Rubailer kitabını Semerkant' ın etkisiyle tekrar okuyacağım ve Nizamülmülk' ün Siyasetname sini de. Kitapta nacizane eleştirebileceğim noktaya gelirsek "Bin Yılın Sonu" bölümü ve Titanic kısmı aceleye gelmiş ve biraz zorlama hissi verdi. Ama etkilendiğim kitaplar arasına girdi bile :)
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,5bin okunma
74 syf.
8/10 puan verdi
Kitabı okurken çeşit çeşit duygular hissettim. Öncelikle 1. Olarak Gregor' un yerine koymayı denedim kendimi. Sonra bir böcek olmanın ne kadar sıkıcı olacağı geçti aklımdan. Hele sen çevrendekilerin tüm anlattıklarını duyarken onların seni duymadığını varsayarak hareket etmeleri çok incitir diye düşündüm. Kızım doğduğundan beri mottodur ben de. Her şeyi anladığını, duyduğunu düşünürüm. O yokmuş gibi konuşmam hiçbir zaman. 2. Olarak insanların kendilerini rahatlatmak için hep bir bahane üretmeleri ve buna kendilerini inandırmaları; Grete' nin tavrı ve kapitalizm dayatmalarına boyun eğmiş bir aile...
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,6bin okunma
576 syf.
9/10 puan verdi
Sofie' nin dünyası aynı zamanda 1000 kitapla tanışmama vesile olan da kitap. En çok beğendiğim kitaplar listesine ekledim bile. Benim için çok keyifli bir okuma serüveni oldu. Kurgusuna hayran kaldım. Hem biran önce bitirmek istedim hem de hiç bitmesin. Daha önce okumak istermiydim yirmili yaşların ortasında belki ama otuzlu yaşların başında okumak da fena sayılmaz:) Tekrar tekrar okumak için bir sürü altı çizili cümlelerim oldu gene. Velhasıl Sofie, Alberto Knox Hilde' nin hayatıma dokunduğunu hissettim.
Sofie'nin Dünyası
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 202036,6bin okunma
Reklam
164 syf.
7/10 puan verdi
İki gün öncesine kadar çok önceden almış olduğum ama bir türlü okumaya başlayamadığım kitaplardan birisiydi. Kitabı okurken ruhumun sıkıldığını hissettim. Ağır dram bir film izliyormuş hissi oluşturdu bende. Raif Efendiyi anlamaya çalışmak iki günde fazlaca yordu beni. Yer yer kızmaktan alamadım kendimi. Bazı cümleleri tekrar tekrar okudum. Puanlamada bile muallakta kalacak kadar farklı hisler uyandırdı belleğimde. Bende oluşturduğu en kalıcı çıkarım: Velhasılı, insan bu kadar zorlaştırmamalı hayatı kendisine.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021314,5bin okunma
480 syf.
7/10 puan verdi
Kitabı okurken farklı farklı düşünce dünyalarına daldım. Aradaki onca çağ farkına rağmen mesleğimle ilgili kıyaslamalardan kendimi alamadım. benim nazarımda kitap Koca Sinan' ın dünyadan göçünden önceki bölüm ve sonraki bölüm olarak ikiye bölündü . İlk bölümdeki ahengi ikinci bölüm de bulamadım; sanki biraz aceleye getirilmiş gibi... Neticesinde kitabı okurken mutlu okudum. Ben de oluşturduğu duygu geçişlerini sevdim. bitirdiğimde de aklımda kalacak güzel cümleler ekledim dimağıma: "Nasıl da tepetaklak olabiliyordu hayat ve ne fena düşebiliyordu en tepelere yükselenler bile. Sanki sultan olsun, seyis olsun, herkes için iki kavis vardı hayatta. Kendi amellerimiz ve kelamlarımızla yukarı çıkarken, yine kendi amellerimiz ve kelamlarımızla aşağı yuvarlanıyorduk."
Ustam ve Ben
Ustam ve BenElif Şafak · Doğan Kitap · 201312,2bin okunma