Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşegül

Hasreti soğuyan ayrılıklar, acısı kabuk bağlayan yaralar ve nefesi soğumuş özürlerin artık değeri azalmış, eskimiştir.
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
"Sonra da dedi ki, sen körsün ama mışıl mışıl uyuyorsun, ben görüyorum ama gözüme bir gram bile uyku girmiyor."
Yapraklar gibi etrafa saçıyorlar bizi. Dünyanın bir ucundan bir diğer ucuna...
Sayfa 142Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Anlıyorum. Bizi süpürmeye çalıştıkça aslında bizi daha da etrafa saçmış oluyorlar.
Sayfa 141Kitabı okudu
Ortalıkta görünmese de iyi olan bir insanın varlığı, görünür olan ama sadece iyilik taslayan pek çok insanın varlığından daha iyidir.
Reklam
Pazar günleri hayatın intikam günleri. Neşeli başlasın ve öyle geçsin diye gayret edildikçe insanı koyu bir yalnızlığa, anlaşılmaz bir kedere iten günler.
Cahil kişilerin ruhu gübrelenmemiş, sürülmemiş topraklar gibi katıdır. Önyargılar bu ruhlara, kaya diplerinde biten otlar gibi sımsıkı yapışır, inatla büyürler. Bunları söküp atmak, kökünü kurutmak zor mu zordur; bunu biliyordum.
Sayfa 475Kitabı okudu
Bir gün, "sildim pişmanlığı payıma düşen hayattan" dedim. O günden sonra kusurlarımı sevmeyi öğrendim.
Sevme korkusu öyle kötürüm etti ki herkesi, yalnızlıktan bunalan insan, dönüp yine kendi yalnızlığına sığınıyor.
Fakat bildiği bir şey vardı: Herhangi bir çekmecede yüz binlerce kâğıdın arasında bir kâğıt vardı. Biliyordu. Günün birinde herhangi bir zamanda bu çekmece çekilecekti - bu çekmecenin açıldığını duyuyordu, adını yazan daktilonun tuşlarının vuruşunu duyuyor ve biliyordu, bu mektup onu buluncaya kadar dolanacak, dolanacaktı.
Reklam
Gerçek şu ki, becerikli kişiler her zaman hayal kurarlar, yaratıcı olanlar ise çözümleyicilerdir.
Ancak akış burada günü bir kayalığa fırlatıyor ve insan saatlerin kıyısında sabit, hareketsiz, boş boş oturuyordu.
Yaşamının çiçekli kayığını fasılasız bir ritimle sallayan, dalgalar gibi durmaksızın coşkun olan bu akışın kendisini mırıltılarla ileriye taşıdığını sürekli hissederdi kadın.
Evet, bütün, ama bütün insanlar beni şımarttılar, bana karşı hepsi iyiydi -yalnızca sen, evet, yalnızca sen beni unuttun, yalnızca sen, beni asla tanımadın!