Öncelikle nasıl anlatsam nerden başlasam bilemedim... ilk defa bilim kurgu kategorisinde bir kitap okuyorum. Ve bu ilk kitabı çok satanlar listesinden ve dillerden düşmeyen Ray Bradbury'nin Fahrenheit-451 olarak belirledim. Iki günde bitirdiğim kitap kısa bir serüven niteliğindeydi... aslına bakarsanız her kitap bir serüvenidir. Ne anlatıyor Fahrenheit-451 derseniz size kısaca şöyle özetleyebilirim: kitapta, Itfaiyecilerin yangın söndürmek yerine kitapları yakarak yangın çıkardığı bir çagda yaşayan itfaiyeci Guy Montag ve onun kitaplara olan merakının başına açtığı işler ve bu işler karşısında gösterdiği sonsuz cesareti okuyoruz. Genele baktığımızda konu bu ancak derinlemesine inceleyecek olursak Bradbury, farklı insan tipleri üzerinden genel bir sistem eleştirisi yapmış Fahrenheit 451'de. Yazar Insanların, otoriteler tarafından nasıl düşünmekten yoksun bırakıldığını, bunu yaparken otoritelerin insanlara karşı neleri silah aracı olarak kullandığını, kitaplar insanları düşünmeye sevk ettiği için insanların okumaktan ve kitaplardan korktuğunu ve daha bir çok toplumsal konuyu karakterler üzerinden tek tek tane tane ele alıyor. Bu yüzden günümüze ve hatta geleceğimize bile ışık tutacak nitelikte bir kitap Fahrenheit 451. Ben okurken keyif aldım, bazı satırlarda durup çokça düşündüm, kurgu da olsa bazen kitapların yakılmasına hayıflandım, sinirlendim... aslında kurgu da olsa bir gerçeklik yatıyor çünkü insanlar okumaz, düşünmez, sorgulamazsa kitaplar yakılmasa bile yok olmaya yüz tutacak zamanla.. ne acı... Fahrenheit 451'in herkesin kitaplığında bulunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.