• Ne bileyim, burada kalmaya pek niyetim yok ama. Sevmiyorum buraları. Dar kafalı, hoşgörüsüz, bezelye taneleri gibi birbirine benzeyen bir sürü insan. Burada ömür çürütmeye niyetim yok...
Gri, gri, gri...
Sabah, sis, Yağmur,
Bulut, bakış, hatıra...
Bende bir şarkı yoktu sen okudun
Bir ayna yoktu ben de sen baktın
Bereketli toprakların uykusunda bir köktüm
Senin bakışında yeşerdim yağmurlar yağmadan.
Gözlerinde bir şimşek çaktı bakışlarım ıslandı
Yanakların yağmurdan ıslak, gözlerin Güneşli
Kurtlar doğuruyor, kuzuları kollayayım,
Sen gözlerinle beni okşasan.
Çoban değneğim tesirli bir silah olacak.
Sen gözlerinle beni okşa
Çoban değneyim tesirli bir silah olacak...
Savaş bitince senin için taze incirler toplayacağım.
Seninle kalacağım,
Seninle okuyacağım
Ve seni Güneşli hayranlığında öpeceğim,
Eğer bulutlar izin verirse...
[MOHAMMAD EBRAHİM JAFARİ]
youtu.be/8lxrwgEI_vk
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? Düpedüz, sarıl bana dedikten sonra, sarılmanın ne anlamı kalır...
"Ona göre, kulaklar vajinaydı. Tek bir yanlış fikir duyduğunda, masumiyetini yitiriyordu insan. Tek bir detay, çok şey demekti ve insanın hayatı kararıyordu. Bilgi yüzünden insan aşırı dozdan ölüyordu."
“Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.”
...yeter ki pişman olmakta samimi olunsun, yeter ki tam anlamıyla tövbe edilsin, insan kalbinde bağışlanmayacak hiçbir hata olmadığını söylemektedir.

Görmek, José Saramago