İnsan, insan kardeşlerinin sırtından geçinerek rahat rahat yaşamanın ve safa sürmenin tadını çıkarmış, gereksinimi kendine şiar edinmiş, zamanı gelince de o gereksinim kendi başına dert olmuştu.
İnsan birisinin ne kastettiğini anlamak istiyorsa, onun ne söylemek istediğini veya kastettiğini bilmesi gerekir aslında.
O halde başarılı diyalog zaten bilinen bir şeyin anlaşılmasından mı ibarettir?
Ve anlamak bir yol değil de daha ziyade bir durum mudur?
İnsanın iyi olmak için akla ihtiyacı yoktur. Hatta bana zaman zaman bunun tam tersi olmalı gibi gelir. Çok zeki birini ele al, hemen hiçbir zaman iyi biri olmadığını görürsün.