Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Leyla Oksanca Bozel

88 syf.
·
Puan vermedi
İnsanlık tarihinin en hüzünlü olaylarından biri olan 79 yılındaki Vezüv yanardağ patlaması sonucu küller altında kalan Pompei antik kentinde, yıllar sonra bulunan ayağında sandaletleri olan ve pileli elbisesini toplayarak yürüyen bir genç kadın rölyefin, yeniden doğuşunu ve belleğimizin içinden çıkılmaz diye düşündüğümüz anlarda bile kendine bir çıkış yolu bulduğunu anlatıyor. Mitoloji, arkeoloji, zooloji ve psikoloji ile özümsenmiş bu romanın derinliklerine indiğinizde bilinçaltınıza giden yeni yollar oluşturacak birçok psikanalitik sorularla insanın düşünsel boyutunun sınırsızlığına şahit olacaksınız. Ben çok etkilendim ve bu hikayeyi unutmak istemediğim için romanda geçen her detayı didik didik etmek istiyorum. Çok yaratıcı ve detaylardaki zeka çok seksi. Lütfen okuyun belki kendi iç gerçekliğinize giden bir yolu keşfedersiniz.
Gradiva - Bir Pompei Düşü
Gradiva - Bir Pompei DüşüWilhelm Hermann Jensen · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022550 okunma
Reklam
148 syf.
·
Puan vermedi
-“Okumak için zaman bulamıyorum.” -“Okurken sıkılıyorum.” -“Okuduğumu anlamıyorum ki ben.” -“Kitaplar uykumu getiriyor.” vs. gibi cümleleri okuyanlar olarak çok duyarız. Bu kişiler genelde bir anda çocukluğunda ödev olarak zorla okutulmuş en son okuduğu kitaba gidiverir “en son bu kitabı okumuştum” diye. Daniel Pennac böyle düşünen ve yakınan arkadaşlarıma armağan edebileceğim harika bir yapıt. Çünkü çocuklukta masal kitaplarıyla başlayan bu bağı büyütüp beslerken ailelerin ve öğretmenlerin, kitaplarla olan ilişkisini zedeleyip ve kopmasına izin verdiğini ince mizahi bir dille eleştirip nasıl tamir edileceğine dair atıflar yapmış. Ayrıca eğitim sistemini ve salt bilgi veren öğretmenleri de es geçmeyip bu sisteme rağmen kitap ve okuma aşkı mücadelesi veren gezgin zihinleri unutmamış. Okurken bütün klasiklerin tozunu alıp hatırlatan ve okuyucuya birden fazla hakkı olduğunu yeniden öğreten Roman Gibi yanında taşınabilir tavsiye kitaplardan.
Roman Gibi
Roman GibiDaniel Pennac · Metis Yayınları · 2021738 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Kırmızı Pazartesi en sevdiğim dünya klasiklerinden biri oldu benim için. Ben kitabın hakettiği değeri alamadığını düşünüyorum toplumumuzda. Yaşanmış gerçek bir vakayı anlatıyor kendi hayatından Marquez. Görünen bir namus cinayeti olarak algılanabilir. Bence öyle değil. Katiller cinayeti “onu öldüreceğiz” diyerek tüm kasabaya duyurmaya çalışmış ve aslında gelenekler,bağnazlık, tabu, örf ve adetler baskısından “kurtarın, durdurun bizi” diye son dakikaya kadar yardım beklemişlerdi. Ve toplumun her şeye gözünü kulağını kapatması, sessizliği, duyarsızlığı,normal karşılaması.. “Ancak cinayeti engelleyebilmek için bir şeyler yapabilecekken yapmayanların çoğu, namus sorunlarının ancak faciada rol almış kişilerin erişebildiği kutsal alanlar olduğu bahanesiyle kendilerini avutmuşlardı.” Okurken her karakter, her olgu, her davranış beni oldukça sarstı. Ve çok benzer hatta daha fazlası olan toplumda yaşıyorum cümlesini tekrarlattı.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
160 syf.
·
Puan vermedi
Livaneli Huzursuzluk kitabıyla bizleri Ortadoğu topraklarındaki gerçek hayata götürüyor. İşid zulmüne maruz kalan Ezidi Meleknaz ve Ve Mardinli Hüseyin’in hikayesini okuyacaksınız. Livaneli’yi daha önce okuduysanız eğer sizlerde bu hikayenin biraz yavan kaldığını hissedebilirsiniz benim gibi. Karakterlerin yabancı kaldığını Mardin ve Ortadoğu
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,2bin okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
Nevzat Tarhan’ın okuduğum ilk kitabıydı. Tavsiye üzerine almıştım. Almasam da olurmuş. Olumlu ve olumsuz duyguları anlatan sıradan cümlelerle yazılmış kişisel gelişim kitabı sayılabilir nitelikte. Dili çok basit ve bilimsel değil. Çok yüzeysel. Okurken sıkıldım ve beklentimi karşılamadı. Benim için zaman kaybından başka birşey değildi.
Duyguların Psikolojisi
Duyguların PsikolojisiNevzat Tarhan · Timaş Yayınları · 2018721 okunma
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
Tarık Tufan’ın Tarih bizi çağırıyor kitabı Türk’ü, Türkleri, Orta asyada kurulan ilk Türk devletlerinden Cumhuriyete kadar olan süreci soru cevap şeklinde kısa kısa özetleyen bir kitp olmuş.Ben kitabı okurken Pelin Çift’in programını izliyormuş gibi hissettim hep.Daha fazlası yokmuş gibi geldi sanki. Bunun yanında akıcı sade bir dille yazılmış
Tarih Bizi Çağırıyor
Tarih Bizi ÇağırıyorTufan Gündüz · Yeditepe Yayınevi · 2018574 okunma
186 syf.
·
Puan vermedi
Ah zeze.. Yüreği altın çocuk. Herkesi anlamaya çalışan ama ailesi tarafından anlaşılmayan, umursanmayan savimli kızıldereli sarışın. Portuga’nın çok sevdiği.. Seninle çocuk olup yaramazlık yapmayı, yabancı birini hayatımın merkezine almayı, bağlanmayı, sevmeyi ve en sonunda hayal kırıklığı yaşayıp acı çekmeyi öğrendim tekrar. Kendimi, geçmişimi buldum çoğu zaman. Yüreğim acıdı okurken. Kendimi tutamayıp hıçkıra hıçkıra ağladığım zamanlar oldu.. Öncelikle bütün anne ve babalar olmak üzere herkesin mutlaka okuması gereken kitaplardan.. Okuyun ve çevrenize sevdiklerinize ve en başta ailenize yabancı olmayın.. Sevmeyi, anlamayı öğrenin lütfen.. “Acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.”
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022229,4bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Aytmatovun Gün olur asra bedel kitabının uzantısı olan Cengizhan’a küsen bulut adlı kitap Abutalip Kuttubayev’in, o dönemin ajanı olan Tansıkbayev’in eline düşmesini ve derlemiş olduğu efsaneleri de delil göstererek suçlamalarını ve ölümünü anlatıyor. Gün olur asra bedeli okuduğumda kitabın eksik kaldığını düşünmüştüm ve Cengizhan’a küsen bulutu hemen okudum. O günün otoriter sistemini efsanelerle destekleyip anlatan ve öok iyi bir şekilde eleştiren Aytmatovun kalemine sağlık. Okurken büyük tat aldım ve hüzünlendim,hayat hep masumlara acı çektirdiği için..
Cengiz Han'a Küsen Bulut
Cengiz Han'a Küsen BulutCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202315,6bin okunma
413 syf.
·
Puan vermedi
Aldığım en güzel doğum günü hediyelerimden birisi olan Kırgız Cengiz Aytmatov’un gün olur asra bedel kitabı Sarı-Özek insanların yaşadığı sevinçleri, acıları ve mücadelelerini anlatan okurken kendinizi Sarı-Özek bozkırında bulduğunuz ve bilin ki bizim de yaşadığımız yerlerin acılarına ve sevinçlerine çok benzeyen, sevgi, birlik, vefa neydi diye
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202145,4bin okunma
590 syf.
·
Puan vermedi
“Dünyada hiçbir şey yokmuş. Hatta daha dünya yokmuş.Yalnızca Allah varmış. Allah bilinmeyi sevdiği için, Bir nur yaratmış yarattığı nura Celal ve rahmet nazarıyla bakıp "Muhammed ol" demiş.” İskender Pala. Benim için uzun bir dönem sonunda bitirdim kitabı malesef. Mükemmel bir dille yazılmış. Şiir tadında, kadife gibi yumuşacık bir
Bülbülün Kırk Şarkısı
Bülbülün Kırk Şarkısıİskender Pala · Kapı Yayınları · 202010,4bin okunma
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
Kadın beyni, erkek beyni kitabını okurken yazar şöyle diyordu; “Beynimizin sahip olduğu cinsiyet, biyolojik cinsiyetimizden farklıdır. Yani genetik anlamda erkeklerin çoğu erkek beynine, kadınların çoğu kadın beynine sahip olmakla beraber bunun tam tersi de söz konusu olmaktadır. Örneğin şuan okumakta olduğunuz bu kitabın yazarı da dişi beyinli bir erkektir. Sonuç olarak böyle bir durumda aşağıdaki resimde de gösterildiği üzere dört grup insan modeli karşımıza çıkmaktadır. '' Erkek beyinli erkekler'', '' Dişi beyinli erkekler'' , '' Erkek beyinli dişiler '' ve '' Dişi beyinli dişiler '' Ben tam sınırda kalan bir dişi beyinli kadın olarak yorum yapıcam kitap hakkında. Öncelikle kitabın yazarı olan Serkan Karaismailoğlu’nu Twitter,instagram,YouTube gibi sosyal medya hesaplardan takip eden biri olarak iletişim yolunu, izlemeyi ve dinlemeyi seven biriyim. Üslubunu çok seviyorum. Kitabında beyin ile ilgili tarihçeyi, Hipokrot ve Aristo’nun beyin ile ilgili yorumlarını, Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin insanlarla olan benzerliklerini ve yapılan bilimsel çalışmaları, testeronun beyin cinsiyetini nasıl etkilediğini kısacası erkek ve kadın beyinlerinin farklılıklarını bilimsel yoldan hiç sıkmadan gayet akıcı ve sade bir dil kullanarak anlatmış. Özellikle bilimsel konuşmaların yanına mizahı eklemesi ayrı bir tat vermiş. Hem eğlendiren hem öğreten bir kitap. Okurken güldüğüm nadir kitaplar arasında kalacak kendileri. Kadın-erkek herkesin okuması gereken bir kitap. Özellikle kendi cinsini karşı cinse göre üstün görenlerin hemen okuması gereken bir kitap “Siz izin vermedikçe hiç kimse ama hiç kimse hayalinizdeki ağacı kesemez.” (Sy:219)
Kadın Beyni - Erkek Beyni
Kadın Beyni - Erkek BeyniSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20198,8bin okunma
191 syf.
·
Puan vermedi
Mart ayının son kitabının yorumunu bırakmaya geldim.‍️ Kitabın adını ve yazarı daha önce hiç duymadım. Muhtemelen ilgi alanım dışında olduğundandır. Kitabı, düşüncelerni ve hayata bakış açısını çoğu zaman takdir ettiğim bir arkadaşımdan hediye aldım. Röportaj halinde yazılan bir kitap. Hristiyan, yahudi, budist, ateist vs.yani kısacası müslüman olmayan insanların kendi yaşamlarını sorgulamaları ve aramalarını, bu süreçte yaşadıkları zorlukları, mücadeleleri ve en önemlisi islamiyet için neler yaptıklarını ve yapabileceklerini anlatan bir kitap. Hepsinin birbirinden farklı, birbirinden ilginç hikayesi vardı. Kimisi papazken, kimi uyuşturucu kaçakçısıyken İslam'la tanışmış ve kendilerine yeni bir hayat kurmuşlar. İslamiyeti seçen insanların hayatını okurken etkilendim evet ama daha çok hüzünlendirdi beni, üzdü ve utandırdı. Utandırdı çünkü doğuştan içinde olduğumuz İslam'ı hakkıyla yaşamaya gayret dahi etmemekle ne denli nankör olduğumu veya olduğumuzu fark ettirdi. İslamiyeti seçtikleri için bedeller ödemek zorunda kalmışlar ve pes etmemişler. Bazen, bir an önce bitsin diye sabredemediğimiz ezan sesi, hepimizin evinde bulunan günlerce hatta aylarca el sürülmeyen Kur’an-ı Kerim için insanların ibretlik hayat hikayelerini okurken pasifliğimden utandım. İslamiyeti yaşamalarına engel olanların içinde bu kadar mücadele etmeleri ve islamiyeti her gün anlatarak yaymaya çalışmalarını gıpta ettim. Ve ben ne kadar müslümanım diye kendimi sorgulattı.
Cennete Otostop
Cennete OtostopAdem Özköse · Pınar Yayınları · 20192,315 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Sun tzu, Wu devletinde yaşayan bir filozof ve askeri komutan. Sun tzu tarafından yazılan savaş sanatı, savaş stratejilerini ve tavsiyelerini, savaş anındaki ani manevraları, toprağı tanıma, orduyu yönetme, askeri anlama ve yönlendirme gibi bir çok konuda bilgi dolu.Kitap 50 sayfa bir kaç saat içerisinde okunabilir. Okuduğum en eski tarihli kitap olmakla birlikte canlılığını hala korumakta. Tarih, siyaset seven ve özellikle Orta Asya Tarihini okumayı seven biri olarak kitabı gün içersinde iki kez okudum. Kitabı okurken Çinlilerin Türk milletini ile ne kadar uğraştıkları, savaş meydanlarında kazanamayacaklarını düşündüklerinde kurmuş oldukları entrikaları aklıma geldi. Özellikle 13. Bölümde anlatmış olduğu casusluk stratejisinden dolayı zaman zaman ters köşe yapmışlar bize. Savaşa bakış açılarını okuyunca daha iyi idrak etmiş oldum. Komutan'ın nasıl bir Komutan olması gerektiğini ani manevralarını net ve anlaşılır şekilde açıklarken aklıma gelen tek kişi Mustafa Kemal Atatürk oldu. Savaş sanatını ilk okuduğumda iyi bir komutan nasıl olunur, nasıl davranmalıdır sorularının cevabını gördüm. Sun tzu'nun öğütlerini sizlerde benim gibi 2. kez okduduğunuzda algılarınızı açıp düşünürseniz, bu kısa,öz ama derin cümlelerinde zeki bir insan, öğretmen, avukat, iş adamı vs. her alanda kullanılabilecek öğütleri yazan birini görebilirsiniz. Savaş ve ahlakın nasıl aynı anda barınabileceğini, mücadalenin yalnızca savaş alanında değil, zafer kutlamasında bile korunması gerektiğini, küçümsememeyi yada büyütmemeyi öğrenebilirsiniz. Bence okunması ve o kısa maddeleri üzerine düşünülmesi gereken bir eser.
Savaş Sanatı
Savaş SanatıSun Tzu · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202038,6bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Hayatım boyunca adını çok kez duyduğum ama kitabın adından olsa gerek sebepsiz oluşan önyargımdan dolayı okuyamadığım bir kitaptı. Vatanımızı müdafaa sırasında bacağından yaralanan ve gazi olan değerli bi arkadaşımın kitap listesinde görmem kitabı okumama vesile oldu. Dokuzuncu hariciye koğuşu 15 yaşında bir gencin yaşadığı ümitsiz aşkı ve artrit hastalığından dolayı çektiği ızdırabı, acıyı anlatan bir psikolojik roman. Kitabı okurken o ağrıyı, acıyı, çaresizliği iliklerime kadar hissettim. Ve her cümlesinde arkadaşımın yaşadığı travmayı, psikolojik durumunu tekrar tekrar hatırlayıp aslında başıma gelmeden onun hissettiklerini tam anlamıyla hissedemediğimi çektiği acıyı anlayamadığımı öğrendim. Bunu farkettiğimde daha çok acı çektim. Dokuzuncu hariciye koğuşu umutlu , umutsuz ve sevinçli, hüzünlü yanının sığdırıldığı bir eser. Bu kitapta yaşanmışlığın derin izleri var. Kitabı okuyup hissetmeden, okuyanda bıraktığı izlerin ve etkinin büyüklüğünü kavramak mümkün değil. Kısa ama çok etkileyiciydi. Okumama neden olan arkadaşıma selam olsun ve “Dünyanın bütün tavanlarına lanet olsun” (sy.110)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,5bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
Beyaz zambaklar ülkesinde kitabı ve yazarı için söylenecek yazılacak o kadar güzel şey var ki! Bazı şeyleri insan öğrenince neden daha önce bilmiyordum ki diye söyleniyor. Bu kitap benim için günlerce neden daha önce okumadam diye kendi kendime söylendiğim kitap oldu. Kitap Finlandiya’nın tarihini anlatıyor. Bu ülkenin sefalet, yoksulluk ve hastalıkların insanları bataklıktan çıkıp nasıl medeni eğitimli ahlaklı hale geldiklerine okurken şahit olucaksınız. Doğal zenginliklerden yoksun, kıraç göllerle, bataklıklarla dolu bir ülke. Alkolik insanlarla, ağzı küfürlü, fuhuş bataklığına düşmüş insanlarla dolu. Ücra köylerde insanlar hastalıktan, sefaletten, bakımsızlıktan ölüyor. Ve bir avuç gönüllü aydınla başlıyor her şey. Askerden din adamına, öğretmenden doktora herkes omuz omuza veriyor. Gönüllüler valizlerine umut doldurup ülkenin her bucağına en küçük köyüne yayılıp yaşlı genç çocuk ayırt etmeden insanları eğitiyorlar. Ülkenin her yerinde artarak çoğalıyorlar. Bir kişiden ne olur demiyorlar. Köyler, evler, kahveler, askeri kışlalar her yer okul oluyor. İşgal altından çıkıyor ve 60-70 yılda ileri ülkelerle yarışır hale geliyor. Eğitim seviyesinde dünyanın sayılı ülkelerinden. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrilmiş. Başkomutanımız Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuş. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretmiş. O vakitler, kitap o kadar çok ilgi görmüş ki Kuran-ı Kerim'den sonra en çok okunan kitap haline gelmiş.
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov · Ayrıntı Yayınları · 201798,9bin okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
Kök tengrinin çocuklarını tarihi seven ve dalında en iyi yazarları takip eden bir arkadaşımın önerisi üzerine almıştım. Kök tengrinin çocukları Orta Asya’da kurulan Türklerin islamiyete kadar olan tarihini medeniyetlerini, boylarını, yaşadıkları coğrafya,iklim,sosyal hayatları, diğer medeniyetlerle olan siyasal ilişkileri, ekonomileri, dinlerini,
Kök Tengri'nin Çocukları
Kök Tengri'nin ÇocuklarıAhmet Taşağıl · Bilge Kültür Sanat · 2020867 okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
Başka bir romanı okurken yazarın bütün tepkilere rağmen kitabının arkasında durduğundan bahsediliyordu. Merak etmiştim nöbel ödüllü bir kitap olduğu için. Okudum. Kitap 90 yaşındaki bir gazeteci adamın hayatını iş yeri evi ve ünlü bir genelevinde geçirdiğini ve 90. doğum gününde 15 yaşındaki bir kız çocuğuna (ben genç kız diyemiycem) aşık olduğunu düşünüyor. Ahlaki açıdan beni rahatsız etti ve yer yer sinirlendim başka bir bakış açısıyla bakıldığında da herkes hayatın bi ucundan yakaladığını ve mutlu olmaya çalıştığını düşünebiliriz. Kitapta neredeyse her kesimden insana yer verilmiş. Geneleve giden erkek müşterilerin toplum ve sosyal yaşamlarında ki yerlerinden, bedenini satıp ailesine bakmak zorunda kalanlara kadar.. Benim için kitaptaki değer tek güzel mesaj, insan yaşlandıkça pişmanlıklarını daha ağır yaşıyor. O yüzden zamanı, hayatı güzel, kaliteli değerlendirmek gerekiyor..
Benim Hüzünlü Orospularım
Benim Hüzünlü OrospularımGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 201920,8bin okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
Coelho'nun okuduğum ilk kitabıydı. İlk başlarda pek ilerlemedi ama daha sonra pek kolay bir şekilde ilerledi olaylar. Verdiği bilgilerle kişisel gelişim kitaplarındaki gibi insanlara kendine güveni, vazgeçmemeyi, sabrı ve sebatı aşılıyor. İnsanlarin istekleri ve amaclari dogrultusunda yaşamaları ve davranmaları konusunda ogudu temel almış okurken düşündüren bir kitap tavsiye edilebilir :)
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023206,4bin okunma