Sait Faik’in öykücülüğünde beni en çok rahatsız eden, İstanbul’da Türk’ün azınlık olduğu izlenimini uyandırması. Öyle ki toplumu edebiyat yoluyla tanımaya çalışan bir yabancıya onun öykülerini okutsanız İstanbul’un Türk ülkesi olduğunu çıkarmakta zorlanır. Buna rağmen Sait Faik, bir öyküsünde bir Türk halk ozanının bağlama çalışında sanki bir uçaktan tüm Türk ülkesini görür. Ona göre ozanın sesi; çıkarcı politikacının, âdi romanın, çirkin sesli radyonun, gazete dedikodusunun vb. gürültüsünden işitilmeyen bir musikidir. Hakikat denilen şeyin aslı belki de ozanın söylediğindedir, bilgi kavaldan çıkan sestedir.