Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yunus Emre Uyar

Yunus Emre Uyar
@Yunus055
32 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
400 syf.
·
Puan vermedi
Pop-sos
ESG’nin bu ayın ortasında çıkan kitabı, gündelik pratiklerimize antropolojik atıflarla anlam katması sayesinde büyük bir kesime sosyal bilimleri sevdirecektir. Videolarının aksine gayet özneli ve daha yaratıcı dil kullanımı için bile okunası. Tabii sırf 100 bin baskıyı eritmek için giriştiği birtakım popülerlik âdetlerine tahammül edebilirseniz… Mesela yaklaşık 30 sayfa dil bahsine ayırmasına rağmen tek bir sosyolingüsite yaklaşık 15 atıf yapmaktan başka hiçbir dilciye dayanmamış hatta “bu bölümde (dil) adını ana ana bitiremediğimiz…” diyerek mahcubiyetini bildirmiş. Gayet pişkince. Eğitimde fırsat eşitliğinin olmadığı çok kez dillendirilen yaygın bir kanı ama ESG, “Eşit şartlarda yarışmıyoruz.” cümlesini “ezberleri bozuyorum, balonları patlatıyorum” sözleriyle pazarlayarak yazmış. Bu arada tarihçilikten ideologluğa kaydığı da gözden kaçmıyor. Böyle kitaba okuru bol olsun, demem; müşterisi bol olsun.
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın Kökenleri
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın KökenleriEmrah Safa Gürkan · Kronik Kitap · 20221,713 okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
İbrahim adlı gazetecinin anlatıcılığı ve bakış açısı eşliğinde bir siyasi kurbanın ve paydaşlarının hayat hikayesini yakınlarıyla kurduğu diyaloglar üzerinden anlatan tekniğini beğendiğim gibi yer yer anlatıcısından aldığı güçle dinlere, kötülük problemine, tanrılara, modernleşmeye, bölgemizde olup bitenlere dair sosyal medya tespiti tadındaki söylemlerini sergilemesini de beğendim. Özgü bağdaştırmalar görebilirsiniz bunlarda. Eski Yunan tanrılarıyla ilişkinizle bugünkü ünlülerle olan ilişkilerimiz arasında kurduğu ilişkiden tutun da haresenin Ortadoğu halklarıyla ilişkisine kadar... Tespit zengini bir eser. Ayrıca bölgemizde olup biten birçok felaketi tekrar gündemimize taşıyıp huzursuzluğumuzu hatırlatması da güzel bir aydın tavrı. Ben Ezidiler hakkında tekrar düşünmeye başladım. Onlara dair hiç bakmadığım pencereler edindim.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,2bin okunma
302 syf.
6/10 puan verdi
Yazarın daha önce medeniyetin bir ahlak ve inanç nizamına dayandığı tezini işlediği kitabını okumuştum. Dil ve anlatım olarak düşünsel metin okumanın tadını verdiği için bu kitabını da okudum. Teknik açıdan tam bir denemeci. Tavsiye ederim. Gel gelelim öne sürülen fikirler bakımından çok su götürür. Tabii olması lazım gelen de budur. Ben yazarın Erol GÜNGÖR’e ve Ziya Gökalp’a, onların kültür-medeniyet kavramlarına dönük kıyasıya eleştirilerini çok beğendim. Tam bir analiz ustası. Ancak hem evrim teorisini hem de İslam’ı birer temel varsayıma indirgedikten sonraki gidişat bana pek makul gelmedi. Hele ki bu indirgemeci eşitlemeden sonra tipik bir din propagandacısı kılığına bürünmesi beni şaşırttı. 100. sayfaya kadar gayet aklı başında, bilimin doğasını da bilim felsefesini de oturtmuş bir yazarın bir anda bilimsel bir teoriyle bir dini eşitleyip yola devam etmesi akıl alır gibi değil. Bu sayfadan sonra karşınızdaki bilim felsefecisi vaize dönüveriyor ama Osman Turan ve Sait Nursi eleştirileriyle tekrar kendine geliyor. Sağlam üslubu dolayısıyla zevkle okudum. Kavramlar üzerindeki titiz çalışmaları düşünsel özenliliğinize katkı sağlayabilir.
Kültür ve Medeniyet Üzerine Denemeler
Kültür ve Medeniyet Üzerine DenemelerYılmaz Özakpınar · Ötüken Neşriyat · 20147 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
208 syf.
10/10 puan verdi
Okurken iyi ki öğretmen olmuşum dediğim bir eser. Bir öğretmen olarak bana şu fikri verdi: Eğer icra ettiğimiz sanat üzerine yeterince nitelikli okumalar yaparsak gerekli ölçüde işimize güdülenebiliriz. Bence öğretmenlerin muhtelif zamanlarda birleşip bu eserler etrafında konuşması şart. Tabii böyle bir etkinlikle ülküselleşecek öğretmen ruhunun hakkını verecek eğitim yönetimi kadrosu şart.
Öğretmen Olmak
Öğretmen OlmakDoğan Cüceloğlu · Final Kültür Sanat Yayınları · 20136,5bin okunma
102 syf.
·
Puan vermedi
Romanın başında Hasan’ın hapis yaşamından bir kesit göstermesi baştan sona merak ihtiyacını gidermiş. Anasını onun öldürüp öldürmediği ile ilgili soru işaretlerini her sayfada peydahlaması da gerilimi son sayfaya dek taşıması açısından önemli. Kültürün çocuk bilişine ve duyuşuna baskısını gayet ustalıkla anlatmış. Çocuğun gel gitlerini anlatırken az kalsın psikolojik roman örneği veriyormuş. Okunası.
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202019bin okunma
Reklam
142 syf.
·
Puan vermedi
Doğan Cüceloğlu’nu terazinin bir kefesine eğitim fakültesinde gördüğüm eğitim bilimleri derslerini diğer kefesine koysanız ilk taraf ağır basar, sözümün altını dolduran eserlerinden biri. Özellikle sınıflarımda tanık olunma ihtiyacı doyrulmamış çocukların yaşadıkları kompleksleri gördükçe bu eseri tüm velilerime ısrarla öneriyorum. Çocuğunuz için yapabileceğimiz en hayırlı iş bu kitabı okuyup burada öğrendiklerinize uygun davranmanız olacaktır.
Başarıya Götüren Aile
Başarıya Götüren AileDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20212,857 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
Bir öğretmen olarak kitabı çok beğendim. Eğitim fakültesinde bize gösterilen eğitim psikolojisi, gelişim psikolojisi gibi disiplinlerin güzel bir uygulama alanı olarak kullanılmasına bu eserde tanık oldum. Çocuğun içinde bulunduğu gelişim dönemlerinin özellikleri gereği neyi enden yaptığını anlayıp nasıl tavır takınmamız gerektiğine dair güzel bir rehber olmuş.
Çocuk Neyi Neden Yapar? 2
Çocuk Neyi Neden Yapar? 2Adem Güneş · Nesil Yayınları · 2020278 okunma
211 syf.
·
Puan vermedi
Eser bir doktora tezinin ciddiyetiyle bir felsefe metninin derinliğini birleştirmiş. Evvela postmodernizm, aydınlanma vb. temel kavramlar hem ilmî disiplinle ve bol kaynakla açıklanmış hem üzerlerinde derin düşünme olanakları sunulmuş. Ardından muhafazakârlık söylemleriyle postmodern algının örtüşen yönleri analiz edilmiş. Alanım olmadığı hâlde sırf felsefeye olan ilgimden ötürü keyifle okudum.
248 syf.
·
Puan vermedi
Açılım-saçılım yıllarında hükümet şakşaklama işini entel kılıkla gören köşe-kalem sahiplerinin söylemlerine karşı zihnimizi berrak tutabilmemiz için çok önemli işlev görmüştü bu eser. Bize demokrasi özgürlük diye yutturulmaya çalışılan Soros fonlu söylemlerin aslını astarını sosyoloji biliminin gücüyle ortaya koyması önemliydi.
Nominalist Aydınların Soykütüğü-1
Nominalist Aydınların Soykütüğü-1İkbal Vurucu · Gençlik Kitabevi · 20113 okunma
·
Puan vermedi
Galiba bitiremeyeceğim ama suç bende. Polisiye sevmiyorum ama kitabın yarısına gelmem araya serpiştirilen felsefi konular. Bacon’a atıflar, laikliğin Hristiyanlığın geçmişine ilişkin değiniler. Gayet meraksız olduğum için çözülmesi bellenen cinayetin sırrını görmeyi bekleyemeyeceğim. Günün birinde Orta Çağ Hristiyan tarikatleri üzerine çalışmam gerekirse bu kitaba tekrar dönerim.
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 201612,5bin okunma
Reklam
188 syf.
·
Puan vermedi
Ben pek beğenmedim, kitabın dünya çapında bir hale gelmesi için yapabileceği en iyi şey Kuzey Afrika’daki Müslümanları da karakter bazında işin içine katması olmamalıydı. Sürekli bir metafor peşinde koşması ama bunu çok daha somut bir gerçeklikle en azından romanın kurgusunu kucaklayan bir gerçeklikle ilişkilendirmemesi hoşuma gitmedi, beklentilerimin altında kaldı. Yine de sırf birtakım ülkülerin peşinde olmakla ilgili düşündürebileceği için okuyan kazançsız çıkmaz.
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2020206,4bin okunma
221 syf.
·
Puan vermedi
TC Veysel Gökberk Manga’nın yeni kitabı için ayın 15’ini beklerken bu günümü 3 yıl önceki eserini tekrar okumaya ayırıdım. Birbirinden ayrı gibi seyrettikten sonra nihayet üst kurmacanın imkânlarında buluşan birden çok öyküye hiç de yapay görünmeyen şekilde yedirilmiş ölçülü bir varlık felsefesi ve aralara serpilmiş estetiğe, kurmacaya dair bahislerle romandan beklentisi pembe diziden kaçmak olanlar için hayli verimli bir çalışma olmuş. Aynı kitapta farklı devirlerin insanlık hâllerinin nasıl ortaklaştığını kamçılı bir merak güdümünde göstermesiyle gayet renkli, üst kurmacanın çatısından okuru yanıltabilecek kadar şaşırtılara açık bir kurguyu doğuran bu “velut kelebeğin” yeni romanını merakla bekliyorum. Bu arada yorumlardan biri Farklı öykülerin birleşmediğinden yakınmış. Bence tüm devirlere ait kahramanların son bölümde yazarın masasında bir araya gelmesi metnin temel felsefi kaygısını beslemesi bakımından önemli. Ayrıca farklı üç öyküdeki farklı üç erkek karakterin ortak noktalarını gözetmek de bahsi geçen yakınmayı sağaltabilir. Hepsi de kadınlarında yarım kalıyor.
Dünya Dönmeden Önce
Dünya Dönmeden ÖnceVeysel Gökberk Manga · Tün · 201731 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Bir devlet memuru olarak sık sık hicab içinde okudum. Hemen her öyküde korkunç bir memur profili çizilmiş. Şeftali Bahçeleri zaten baştan aşağı memurların vaziyetine dayalı, Sarı Bal’daki düğümün çözümü de tine bir kaymakamın ahlaksızlığı şeklinde ortaya çıkıyor. Gece gece milletin kızını taciz yolunda harcanan genç de memur, vakfedilen eşeğe çöken de memur, köylüyü başından savan da... Halit Bey bunlarla büyük bir Osmanlı bürokrasisi yergisi çiziyor belli ki ama1910’ların Babıali’sine bakınca hak vermemek elde mi?
Memleket Hikayeleri
Memleket HikayeleriRefik Halid Karay · Semih Lûtfi Kitabevi · 19396,5bin okunma
134 syf.
·
Puan vermedi
Sait Faik’in öykücülüğünde beni en çok rahatsız eden, İstanbul’da Türk’ün azınlık olduğu izlenimini uyandırması. Öyle ki toplumu edebiyat yoluyla tanımaya çalışan bir yabancıya onun öykülerini okutsanız İstanbul’un Türk ülkesi olduğunu çıkarmakta zorlanır. Buna rağmen Sait Faik, bir öyküsünde bir Türk halk ozanının bağlama çalışında sanki bir uçaktan tüm Türk ülkesini görür. Ona göre ozanın sesi; çıkarcı politikacının, âdi romanın, çirkin sesli radyonun, gazete dedikodusunun vb. gürültüsünden işitilmeyen bir musikidir. Hakikat denilen şeyin aslı belki de ozanın söylediğindedir, bilgi kavaldan çıkan sestedir.
Son Kuşlar
Son KuşlarSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201913,5bin okunma
115 syf.
·
Puan vermedi
Eğilen doğrulur, öğüdüne uyanların eğilme kırıl öğüdünü tutanları anlaması zor. Tıpkı bu kurgunun kahramanlarını anlamanın herkesin harcı olmadığı gibi. Böyle dediğime bakmayın, ben de onları anlayacak türden sayılmam. Bir haksızlık karşısında yapabileceği en iyi şeyin hak aramak olduğuna iman etmiş bir adamın mesela müdürün karşısına dikilmesi vb. başlı başına bir duruş sergileme hadisesidir. Bu tavır metnin âdeta leitmotivi olur ve sürekli bir yer değiştirme hâlindeki kahramanımızın her yeni yolculuğunun çıkış noktası budur. Ben böyle bir insan olamadım. Yüreğim kaldırmaz böylesini.
Uzun Hikâye
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 200536,1bin okunma
2282 syf.
·
Puan vermedi
Jean’ı Madlen Baba yapan iyiliği ama onun başını belaya sokan da öyle. Söz gelimi arabanın altında kalan kişiyi kurtarmak için girişimde bulunmasaydı komiser onun kim olduğundan şüphelenip hakkında araştırma yapmayacaktı. Sonraları da komiserin sıklıkla onun başına bela olması bunaltıcıydı. Okura defalarca o gün o iyiliği yapmamış olsaydı, diye başlayan hükümler verme fırsatı sağladı. Esasında bu da sefaletle mücadelenin bir boyutu olsa gerek.
Sefiller
SefillerVictor Hugo · Bordo Siyah Yayınları · 200387,1bin okunma
Reklam
270 syf.
·
Puan vermedi
Siftah bana nasipmiş. Bu eseri iki kez okudum. Bilim felsefesine ve bilim tarihine dair İslam merkezli savlardan oluşuyor. Bunu yaparken maalesef sıklıkla hakkaniyetten sapılmış çünkü yansızlık ihlal edilmiş. Kitabın tüm çabası Batı uygarlığının geliştirdiği bilim felsefesine muhalefet etmek, bunu yaparken postmodern itirazlara sığınmak ve yerine bol teville İslam’ı ikame etmekten ibaret. Böyle olmaz. Yani, Batının eriştiği seviye için sürekli saplantı vb. ifadelerle saldırıp okurları ikna edemezsiniz. İslam Dünyası için önerilen din temelli paradigma çok sıradan. Kitapta açık açık meşru görülen teville türlü ayet ve hadisleri bükerek istediği sonucu istediği yerden çıkarmanın verdiği haz yazara kalsın. Kitabın yazarı da tıpkı savunmaya kalktığı bazı değerler gibi yalpalıyor. Bir yandan İslam’ın Batı’ya taş çıkaracak bir felsefi derinliğe sahip olabileceğini savunup sekülerizmi vb. yan etki, tehlike olarak görüyor başka bir sayfada benzer görüşün özgüven yitimi anlamına geldiğini söylüyor.
İslam Bilim Tarihi ve Felsefesi
İslam Bilim Tarihi ve FelsefesiOsman Bakar · İhsan Yayınları · 201615 okunma
366 syf.
·
Puan vermedi
Sırf Doğan Cüceloğlu birkaç kitabında ısrarla önerdi hatta önsözünde eğitimciler de okumalı, dedi diye aldım. Öncelikle ömrümde bu kadar kötü bir tercüme çalışması görmedim. Çevirenin yabancı dili mükemmel olabilir ama ben hâlâ Türkçe okuduğuma emin değilim. Yani biraz sabır istiyor. Peki sabretmeye değiyor mu? Antroplogsanız, iyi ki okumuşum diyebilirsiniz ama benim gibi sırf toplumu anlamak adına okursanız kendinizi hemen hemen aynı savın tekrar ettirildiği haddinden fazla örnek olay içinde bulursunuz. Her sayfada başka bir kabilenin maladaptif âdetinde gezinirken basen serüven romanı okuduğunuzu sanabilirsiniz. Bundan zevk almak da mümkün aslında ama süreli sadedin peşinde koşmak yorucu olabilir. Metnin sonunda ana fikrin zaten kitabın ilk cümlesinde verildiğini anlayınca heybetinde aynı fikri inşa eden bol numuneyle mutlu olmanızı dilerim.
Hasta Toplumlar
Hasta ToplumlarRobert B. Edgerton · Buzdağı Yayınevi · 2017576 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Roman hiçbir şey anlatmasaydı bile sırf dil hazzımı geliştirmek için yine okurdum. Onlar nasıl tahliller ya rabbi! Anlatıcının Metin boyunca içine gömüldüğü psikoloji ile mahalledeki evleri betimlerken kullandığı ufunetli adaleler gibi, çarpık, eğri büğrü vb. nitelemelerin eşsiz uyumundan başka bir yazarda varsa, söyleyiniz. Ona da başlayayım . Aynı tavrı Fatih-Harbiye’de de görmek mümkün.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,5bin okunma
394 syf.
·
Puan vermedi
Yavuz Bahadıroğlu’nun romanlarını özellikle gençlere seslenebilecek gücünden dolayı roman tekniğinden çok taşıdığı değer yargılarını önceleyerek incelerim. Bu sırada beğenilerim öylesine savrulur ki... Mesela “Merhaba Söğüt”te bey babasının çadırının obadaki diğer çadırlardan ayırt edilememesine hamd edebilen bir Ertuğrul çizilmiş ama aynı karakter, ilerleyen sayfalarda bir kadının mahkemedeki şahitliğini işlevsiz görür. Romanda Türk kadını kahramanlıkla ülküselleşir ama aynı kadın Gülaçar’ın nezdinde kaynanasına itaat etmediği için dövülebilecek bir nesneye indirgenir. Bu eserin iletileri hakkında hâlâ kafam karışık.
Merhaba Söğüt
Merhaba SöğütYavuz Bahadıroğlu · Yeni Asya Yayınları · 19842,711 okunma
203 syf.
·
Puan vermedi
İster kamuda ister özel sektörde olun. Ast-üst ilişkisi içinde çalışmanın yaşattığı türlü boğucu durumların ruhunuza baskısını sağaltmakta edebiyattan medet umarsanız yolunuz Gogol’a uğramalı. Onun Rus bürokrasisini alaycı üslubuyla yerden yere vurması bugünkü Türkiye’ye de hitap ediyor. Burnunu kaybeden bir rütbelinin içine düştüğü acziyet, i paltosunu yenilemek için çırpınan memur, bürokrasiden bezip deliren bir çalışan... Ezenin de ezeni olduğunu, ezilenin de bir sığınağı olabileceğini gösteren Palto, Burun, Bir Delinin Hatıra Defteri gibi eserler aklıma ilk gelenler.
Delinin Defteri - Burun - Palto - Neva Bulvarı
Delinin Defteri - Burun - Palto - Neva BulvarıNikolay Gogol · Sosyal Yayınlar · 200155,3bin okunma
127 syf.
·
Puan vermedi
Medeniyet çökünce önceleri bir itilesi kaba saba şoför olan zatın nasıl olup da sosyeteden bir kadını TÜRSAK ettiğini görmek medeniyetin geldiği yerle gideceği yer konusunda düşünmeye sevk ediyor. Torunlarına sayı sistemini, mikropları vb. anlatmak zorunda kalan adamın söylemleri de pedagojik açıdan veri niteliğinde. Jack London 1912’de yayımlanan “Kızıl Veba” romanında 2013’te patlak veren bir salgını kurgularken 20. asrın dünya nüfusu gibi bazı hatalı öngörülerde bulunmuşsa da “tam isabet” bir tahmin yazmış: “Zenginler salgın bölgesinden uçaklarına binip gittikçe salgını tüm dünyaya yaydılar.”
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Yalçın Yayınları · 201732bin okunma
Reklam
238 syf.
·
Puan vermedi
Benim bir kutucuk daha fazla doldurmak için birçok edebî yapıttan kaçmaya çalıştığım lise yıllarımı kütüphane müptelası olduğu için liseden atılıp açıköğretime devam etmek zorunda kalarak geçiren bir yazarın henüz 32 yaşında eriştiği olgunluğu göstermesi bakımından önemli bir eser. Bu kitap bir felsefe hocasının bilgi felsefesi ve varlık felsefesi gibi alanlardaki oturmuş fikirlerini fantastik-tarihî roman kurgusuna yedirmesinin başarılı bir numunesi olmuş. Ayrıca Osmanlı zamanındaki birtakım tekno meselelere de değinmesi, serüvenvarî bir akışı tercih etmesi benim en beğendiğim yönleri oldu. Methin ana gövdesine sonradan eklemlenen küçük kişi öykülerinin büyük yapıda tesis ettiği uyum da gayet başarılı. Beni en çok etkileyen vurguları bir casusun dilinden bilginlikle hesap verilebilirlik arasında kurduğu ilişki, iktidarın acziyeti ve yaşamayın ibadetle özdeşleştirilmesi. Yalnız bazı nesneleri peş peşe sayması henüz 32 yaşındaki bir müellifin gövde gösterisi telaşı diye yorumlanıp mazur görülebilir. Olay akışındaki meğerler okuru kamçılıyor. Mesela çok önceki bir sayfada anlatılan kale kuşatmasının çok sonraları meğer Ebhere’nin sahte fermanıyla düzenlendiğini vb. görmek sıklıkla mümkün.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,1bin okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
Çentoviç; estetik, ahlak gibi soyut alan namına pek varlık gösteremez ama bir dalda (satranç) mükemmeldir. Tıpkı baskıcı rejimlerin insan haklarında sınıfta kalması ama mühendislikte ileri gitmesi gibi. Doktor B ise faşizmin mağdur ettiği kitlelerin temsilcisi. Ama dikkat ediniz: Doktor B’nin Çentoviç’e karşı ilk zaferinden itibaren takındığı tavra. Ne farkı kaldı düşmanından? İşte hayat böyle. Dün mağdur edeni yenen bugün kendisini mağdur edenin rolüne kolaylıkla girebiliyor.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,5bin okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
Teknik Bodurluk
Eğer romandan beklentiniz birtakım toplumsal meselelerden haberdar olmak ise bu kitaptan verim alabilirsiniz. Ancak eğer benim gibi teknik beklentileriniz varsa büyük bir hayal kırıklığına uğramanız mümkün. Bu kadar önemli meseleleri, bu kadar büyük olayları nasıl olup da bu kadar teknik zafiyet içinde anlatmaya yeltenmiş, gerçekten aklım almıyor. Keşke bu romanı okumadan önce roman tekniği ile ilgili hiçbir şey bilmeseydim de olayların içinde oradan oraya koşturup durmanın hazzını yaşasaydım. Ama insan şöyle bir iç monolog, bilinç akışı vb. göremeyince üzülüyor. Ki olaylar buna ihtiyaç duyacak cinsten. Maalesef beğenmedim.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,1bin okunma
70 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Özenli Düşünme
Bu toplumun bir takım önemli düşünsel konularına dair özenli bir biçimde düşünen ve bu özeni diline de yansıtan bir çalışma olmuş. Özünde özlülük var.
Değiniler
DeğinilerEmre Koşak · KDY · 202018 okunma