Yürek burkan, acıma duygusunu, üzüntüyü ve öfkeyi çokça hissettiren bir roman. Yine savaş, yine bencillik ve yine haksızlıklar…
Bir utançtan doğarak, ölene dek aşağılanma ve zorluklarla boğuşan masum kız Meryem’in hikayesi… Bir de, yaşamı onunla kesişen bir dost var işin içinde.
Ardından pişmanlığın takip edeceği bir korkaklıkla, kızına sahip çıkamayan baba Celil, bu tutumuyla kızı Meryem’in yaşamına adeta yön vermektedir. Oysa Meryemin ondan istediği sadece koşulsuz ve eşit bir evlat sevgisiydi. En sevdiğinden ölene dek ayrı düşeceğini bilmeksizin…
Küçük yaşta evlendirilen ve evlendirildiği kişi tarafından hem psikolojik hem de fiziksel şiddete maruz kalan, hayal ettiği şekilde anne olamayan, yaşamı da büyük bir yalnızlık ve acıyla son bulan biricik Meryem…
Aynı şekilde ebeveynlerini kaybeden, sevdiğinden savaş sebebiyle uzak düşen ve bir yalanın yönlendirmesiyle de Meryemle aynı kişiye ve yaşama hapsolan fakat Meryem’den farklı bir sona kavuşan Leyla…
Ahlak ve vicdandan yoksun, kendisininki de dahil birçok hayatı altüst eden zalim varlık Raşit…
Uçurtma avcısından da tanıdığım yetimhane müdürü Zaman ve Azize’nin yetimhaneye verilişi…
İslam adı altında( fakat İslamın buyruklarından daha farklı) insanlara zulmeden bir Taliban..
Savaşın paramparça ettiği evler, çocuklar ve yaşamlar…
Kısacası yine Halit Hüseyin’den; uzun, dokunaklı ve karakterleri yaşatan bir eser…