Münafık kelime manas bakımından «nafik-ul Yerbu» deyiminden türemiştir. Tarla faresinin yuvasında karşılıklı iki delik bulunduğu söylenir, birine «nafıka»diğerine «kasıa» denir. Tarla faresi birinin ucundan başını gösterir, öbüründen çıkıp gider.
İşte münafığa o yüzden bu ad takılmıştır. Çünkü kendini müslümanmış gibi gösterir, öte yandan İslâmdan çıkarak kâfirliğe girer.
Castellio ile Calvin, bu gözle görülmeyen ama aşılamaz çelişkinin algılanabilir öğeleridir sadece. Bu kalıcı gerilimin uçlarına ne ad verildiği önemli değildir: hoşgörüsüzlüğe karşı hoşgörü , vesayete karşı özgürlük , fanatizme karşı hümanizm, mekanikleşmeye karşı bireysellik ya da zorbalığa karşı vicdan.
Felsefe yaparken kendimize şunu söylemek genellikle yararlı sonuçlar verecektir: Bir şeyi adlandırmak, o şeyin üzerine ad yazılı bir etiket yapıştırmaya benzer.
Malala cesaret demek. Babası, cesur kadın savaşçı Malalai' ye olan hayranlığından kızına bu adı vermiş. Bir bebeğe verilen ad, o adı seçenin değerlerinin bir aynası değil mi? Adımızı seçen kişilerin değerleri de şekillendirmiyor mu kaderimizi?
"Bir kitap, bir kalem, bir çocuk ve bir öğremen dünyayı değiştirebilir" diyen Malala, kız çocuklarının eğitim haklarını savunmak için yaptıklarıyla, 2014'te henüz 17 yaşındayken Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü.
Peki siz isminizin size nasıl kapılar açtığının farkında mısınız?
''tr. aşuk (aşmak'tan)tan aşık. Türk dilinde, genellikle, aşık kemiği biçiminde söylenir. Topuğun dışa taşan, kabarık kemiğine verilen ad. Bu adı almasının nedeni, kemiğin dışa doğru çıkık, aşkın olmasıdır.''