Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşam; aslında bir bakıma Yaratıcı'yı arama serüveni. Çektiğimiz acıların, tattığımız zevklerin bizi götüreceği tek bir yer var; o da Allah'a giden yol. Acı çekiyoruz, çünkü bu, Allah'ın bizi sınama ve kendini hatırlatma yöntemi. O'na gerçekten inanmış, O'nu gerçekten sevmiş biri, bu acılarından şikayet etmez, bunlara sabırla katlanır. Çekilen sıkıntılarda her zaman ruhani bir taraf vardır. Hastalık ya da ölüm, insanı kendine getirir, onu sarar ve düşünmesini sağlar. Onu bencilliğinden sıyırır. Hasta olduğumuzda, yaşam bir eğlence mekanı olmaktan çıkar; kendimizi ve evreni düşünürüz, bu birlikteliğin nedenlerini sorgularız. Varoluş anlam kazanır. İnsan ancak acılarla olgunlaşabilir diye düşünüyorum. Zevk almak, yaşamın hızla geçmesini sağlar ama acı, yaşamı durdurur, ona ağır çekim içinde bakmayı mümkün kılar.
Sayfa 299Kitabı okudu
Bir Dakika, Beni Nereye Götürüyorsunuz?
Bir dakika, beni nereye götürüyorsunuz? “Sana hiçbir şey olmayacak, göreceksin bak. Elini kolunu sallayarak dışarı çıkacaksın.” Uçak havaalanına yaklaşırken Müjdat (Gezen) beni yatıştırmaya çalışıyordu. Onu duymuyor gibiydim. Tutuklanacak olursam onun neler yapması gerektiğini düşünmeye çalıştım; tanıdık birkaç kişinin adını
Sayfa 15 - 1.Bölüm - 12 Eylül AnılarıKitabı okudu
Reklam
...gözünde canlandır . Ondokuzuncu yüzyıl insanı. Atlar, köpekler, kediler, ağır çekim halinde. Sonra yirminci yüzyılda, kameranın hızlandır. Kitaplar kısatılmış, özetler, anahtarlar, ufak resimli gazeteler. Her şey komik öykülere, kopuk sonlara dönüşüyordu .
Sayfa 90 - İthaki yayınlarKitabı okudu
Bir demet tebessüm bir tutam sevgi.
Ask ile depresyon arasındaki fark Psikoloji biliminde, bazı psikologlar depresyonla aşk yada obsesif-kompülsif bozukluk (okb) ile aşk arasındaki benzer noktaları bulmaya çalışıyorlar. Depresyon ile aşk arasındaki benzer davranışlar nelermiş? 1- Depresyondaki kişi bir şeyi kara kara düşünür. Aynı şey aşk yaşayan kişi içinde geçerlidir. 2- Depresyon hastaları tek bir nesne veya tek bir kişi üzerine odaklanabiliyor. Aşık olan kişi de saatlerce sevdiğini düşünüyor. 3-Depresyon hastaları saplantılarının mantık dışı olduğunu bilmekle birlikte, bu saplantıdan kurtulamadıklarını itiraf ediyorlar. Aşkın gözü kördür, deriz. Aşık kişilerde mantıksal düşünme yetilerini belli bir süreliğine kaybediyorlar. 4- Depresyondaki kişilerin günlük yaşantılarındaki hareketleri yavaşlar ve azalır. Aşıklar da aynı şekilde ağır çekim yaşamaya başlarlar. 5- Depresyon hastaları genelde yemeden, içmeden kesilirler. Aşıklar da aynı dertten muzdariptirler. 6- Depresyondakiler damardan şarkılar dinlerler. Aşıklar da aynı tarz müzikten hoşlanırlar. 7- Depresif vakaların iş verimi azalır. Aşıklar da çalışamazlar, okul başarıları, iş verimleri anında düşer. Bu belirtileri çoğaltabiliriz. Depresyonla aşk arasındaki tek fark şuymuş. Aşık olan kişinin beyni mutluluk hormonunu (seratonin) çokça salgılarken depresyondaki kişinin beyni bu hormonu daha az salgılıyormuş. Aradaki fark sadece seratonin hormonu. Aşık bir arkadaşınıza depresyondaymış gibi davranabilirsiniz yani. Aşık insanlara yada depresyon yaşayanlara mantıksal önerileriniz hiç fayda etmez.
Sayfa 9 - Alfa psikoloji yayınları
Elektromanyetik kuvvet daha şiddetli olsaydı kimyasal bağların oluşumunda sorun çıkardı. Eğer daha zayıf olsaydı kimyasal bağların oluşumu sorunlu olurdu ve canlılık için mutlak gerekli olan karbon ve oksijen atomları yetersiz kalırdı. Çekim gücü daha kuvvetli olsaydı, tüm yıldızlar bu kuvvetin gücüne direnemeden karadeliklere dönüşürdü. Eğer daha zayıf olsaydı, ağır elementleri oluşturacak yıldızlar oluşamayacaktı. Her iki durumda da canlılık oluşamazdı. Zayıf nükleer kuvvet, güçlü nükleer kuvvet, elektromanyetik kuvvet ve yerçekimi kuvveti belli kritik değerler gözetilerek yaratılmaları gerektiği gibi, birbirlerine göre uygun oranlarda da yaratılmaları gerekmektedir. Bu hem galaksilerin ve yıldızların, hem de tüm canlıların var olabilmesi için gerekli çok hassas bir dengedir. Canlılığın oluşabilmesi için yıldızlar arası mesafe belli bir büyüklükte olmalıdır. Eğer yıldızlar birbirlerine daha yakın olsaydı çekim gücünün fazlalığı gezegenlerin yörüngelerini bozacaktı. Eğer yıldızlar birbirlerine daha uzak olsaydı süpernovalar tarafından evrene saçılan ağır atomlar çok geniş bir alana yayılacaktı ve yaşam için gerekli atomlar yeterli düzeyde olamayacaktı. Hayat için gerekli atomlardan en önemli ikisi karbon ve oksijendir. Bu atomlardan karbonun oksijen atomunun enerji seviyesine olan oranı daha yüksek olsaydı canlılık için gerekli oksijen yetersiz olurdu. Eğer mevcut oran daha düşük olsaydı canlılık için gerekli karbon yetersiz olurdu.
İstanbul yayıneviKitabı okudu
Bir zamanlar sivil siyasi çalışan abilerimin kullandığı, simsiyah, yılan gibi bir elli altı ile Samsunlu Orhan abim, ağır çekim, kayarak, süzülerek geçti: “Dünya bir dert hanesiyse, ben çilemi doldurmuşum, bir mektepse eğer hayat, ıstırapla okumuşum. ”
İletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
304 syf.
·
Puan vermedi
Bu güzel kitaba nasıl yorum yapılır bilmiyorum fakat farklı Bir Tess Geritsen kitabi okudum. Duygusal yani ağır basan bir kitaptı. Julia bir antikacıda bulduğu, daha görür görmez iste bu benim olmalı dediği Incendio isimli besteyi alıp evine geldikten sonra hayatında her şey tepetaklak olur. 3 yasındakı kızında ürkütücü değişikler olmaya baslar. Julia bu değişikliklerin besteden kaynaklandiğini anlamakta gecikmez. Bu bestenin sırrını çözmeye çalişir. Lorenzo ise 1938 li yıllarda İtalya'da bir müzik yarışmasına katılmak ister. Yarışmadaki partneri Laura ile duygusal anlamda bir çekim oluşur aralarında. Fakat o yıllarda Mussolini dönemindeki Italya'da çok büyük olaylar olmaktadır ve Yahudiler toplum dışına itilmektedir. Lorenzo da yahudidir ve bu olaylardan ciddi bir şekilde etkilenecektir. Bu iki olay örgüsü müthiş bir kurgu ve anlatımla kesişirken yine bu usta kaleme hayran kalıyoruz. Okumayanlara kesinlikle tavsiye ederim.
Ateşin Şarkısı
Ateşin ŞarkısıTess Gerritsen · Martı Yayınları · 20163,140 okunma
272 syf.
8/10 puan verdi
Ho'oponopono Yöntemi Nedir? (Alıntıdır) Ho'oponopono Yöntemini son zamanlarda sıkça duymaya başladık, birçoklarımıza göre telaffuzu zor gelen bir cümle ama kazandırdıkları ve kattığı değerler bir mucize. Joe Vitale’nin Dr.Ihaleakala Hew Len’den öğrenerek Zero Limit kitabında anlattığı şekliyle aktarıyorum. Bu yöntem; karşımızdaki insanın
Zero Limit
Zero LimitJoe Vitale · Pegasus Yayınları · 2016837 okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
Merhabalar şöyle bir geçmişe baktığımda uzun zamandır yetişkin romantik komedi tarzında bir kitap okumuyordum ve bu kitap o kadar iyi geldi ki anlatamam. Öncelikle eğlenceliydi. Yani bilirsin bazı kitapların arka kapağında "diyaloglar oldukça eğlenceli." yorumu bulunmasına rağmen çok eğlenceli bir şey yoktur ortada fakat bu roman oldukça komikti. okurken suratımdan sırıtma eksik olmadı. Yazarın anlatımı kasıntı değildi oldukça rahat yazılmış samimi bir kitap olduğunu düşünüyorum ve normalde bu tarz kitap kapaklarını sevmememe rağmen Chase fikrimi değiştirdi... Ah Chase.. Tek aklımda kalan sorun bu kadar eğlenceli yetişkin romantik kitapta bu kadar dram dolu bir olayın işlenmesi bana biraz ağır geldi. Sonuçta (şu an için bildiğim kadarıyla) tek kitap için.. Gereksizdi diyeceğim ama bunu demeyede dilim varmıyor. Bir de kitapta bulunan küçücük minicik Elli Ton göndermesi o kadar hoşuma gitti ki anlatamam. Konusunu biraz anlatacak olursam Reese adında kendisi genç güzel ve iş arıyor. O sırada bir buluşmasını ekmeye çalışırken Chase Parker ile tanışıyor yakışıklı Chase gelecek işinin patronu. Olayı güzel yapan Chase ile Reese arasında ki cinsel çekim o kadar eğlenceli ve komik ki mutlaka okumanı öneririm. Öptüm çok. Kitaba puanım: 4.5/5
Patron
PatronVi Keeland · Yabancı Yayınları · 20171,240 okunma
Reklam
Uzayın eğri olabileceğini bir kez kavradığımız zaman, ortaya şaşırtıcı yepyeni bir resim çıkar. Bir yatağın üzerine ağır bir taş konmuş olduğunu düşünün. Şimdi, yatağın üzerinde minik bir bilye yuvarlayın. Bilye düz bir çizgi üzerinde değil, taşın etrafında eğri bir çizgi boyunca hareket eder. Bu etkiyi incelemek için iki yol bulunmaktadır.
Sayfa 68 - ODTÜ yayıncılıkKitabı okudu
Şimdi, güneşin ateşten gözü gündüze neşe verip gecenin çiğlerini kurutmadan gidip doldurayım şu bizim sepeti zehirli otlar, şifalı çiçeklerle. Toprak hem anadır tabiata hem mezar, doğduğu rahimdir onun gömüldüğü yer; rahminden doğan türlü türlü çocukları emzirirken görürüz göğsünde: Bir çoğu zengindir erdem bakımından, erdemsiz olan yoktur, ama başka başkadır hepsi.Otlarda bitkilerde, taşlarda, bunların gerçek niteliklerinde bulunan o güçlü çekim pek büyüktür ha! Yeryüzünde yaşayan en kötü şeyin bile özel bir iyiliği dokunur yeryüzüne. En iyi şey bile, güzel kullanıştan yoksunsa, gerçek sonuçtan kaçıp ulaşır kötülüğe. Kötü kullanılırsa, erdem kusura döner; kusur da bazan bir eylemle yükselir. Şu narin çiçeğin taze yapracığında zehir de barınır, iyileştiren güçler de: Çünkü bu koklanırsa, her bir uzvu dinç kılar; ağza alınırsa, dondurur bütün duyularla yüreği. Otlarda olduğu gibi insanın içinde de karargâh kurmuştur böyle çatışan iki kral: biri erdem, öbürü kaba istem. İkisinden kötüsü nerde ağır basarsa, kurt kemirip çürütür o bitkiyi tez elden.
905 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.