Adana'da kendisini sokak ortasında 52 yerinden bıçaklayarak ağır yaralayan imam nikahlı kocasını şikayet etmekten vazgeçen genç kadını hatırladım. Yasal olarak affettiğini ama vicdanında affetmediğini söylüyordu.
Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan biri.. Bu konumu 1984’e vermiştim şimdi Göğü Delen Adam’a geçti. Zaten çok farklı gidişatlarda olsa da bu kitapları birbirine benzetip “1984’ün başka bir versiyonu demiştim” okurken..
İnsanın acizliğinin çok bariz göstergesidir bu kitap. Bir de açgözlülüğünün, para hırsının, haydut ve soygunculuğun.. Ve
agir yasamlardan bi kiz anne babasi ayrildigi icin kardesiyle sokaklara falan dusmusler sonra anne babası barisip bunlari yanina almis kizda sokakta o kadar ac kalmiski kizda bi fobi gibi biswye dönüşmüş sonra kız her gece kalkip tika basa yemek yiyomus sonrasi zaten agir yasamlar iste ben de her mutfakta tek basima biseyler gotururken (ozellikle ablamim sogumasi icin buzdolabina koydugu tatlılar) hep bu aklima geliyo travmam bu iste😔
"İyi bir hayat yolu demek, bir insanın hayat bilinmezine kendisini tüm gücüyle fırlatması demektir."
.
.
Şikâyet ettiğiniz yaşam, belki de başkasının hayalidir.
.
.
Yardım et bana! Söyleyebildiklerimden daha fazlasını anla.
.
.
Merhabalar sevgili kitap dostlarım Bugün sizlere çağımızın hastalığı olan, depresyondan bahsetmek istiyorum... Modern çağın çılgınlıkları, yanlızlaşan yaşamlar, bencilleşen toplum, empati yeteneğini kaybeden gösteriş budalası insanlar, yoğun çalışma temposu, evdeki iş yerindeki sorumluluklar,çoluk çocuk derken depresyonun göbeğine doğru sürükleniyoruz maalesef...
.
.
Peki, nedir bu depresyon? Yazarımız bir paragraf hâlinde çok güzel özetlemiş aslında. Sizlerle paylaşmak istiyorum bu paragrafı...
Depresyon ağır bir hayat sınavı. O yüzden tüm depresyona sebep olan etkenler üzerine bilgi sahibi olmak gerek. Depresyon kişinin kendi içindeki sarsıntıları. O sarsıntılar ne kadar uzun ve sürekli olursa kişi o kadar derin bir çıkmazın içine girer. Temeli insan kaynaklı olumsuz olaylara bağlı olarak gelişen depresyon aile içi ve dışında oluşur.
.
.
Depresyon ve buna bağlı etmenleri, başlıklar altında hikayelerle desteklenmiş yazarımız ve bizlere anlaşılır, uygulanır tavsiyeler yüklemiş. Herşeyle baş etmek bu kadar zorken, aradığımız yardım eli bir kitabın sayfalarını çevirmek kadar kolay Depresyondan uzak, huzurlu bir hayat dileğiyle, hepinize şimdiden keyifli okumalar diliyorum. Kitapla Kalın
2024 Okuma Listesi
12. Hafta - 12. Kitap
Mine G. Kırıkkanat’ın Kırmızı Kedi Yayınevi Ekim 2023 basımı Sinek Sarayı adlı kitabı 2024’ün 12. kitabıydı. Mine G. Kırıkkanat’la Elif Şafak arasındaki intihal davası ortaya çıktıktan sonra ilgimi çekti. Bit Palas’ı yıllar önce okumuştum. Dünya görüşü olarak Elif Şafak’a çok uzak olmakla birlikte bu
[06 Şubat 2023
O büyük felakette, memleketimin her bir karış toprağında can veren tüm ruhların anısına; saygı ve rahmetle...
Hepimizin başı sağ olsun.]
Kitap alıntıdan anlaşıldığı gibi deprem felaketinde yaşanan acı hikayelerden oluşuyor.
Yazarı bir komutan,hem kurtarmaya koşmuş,hem de yardım faaliyetlerinde bulunmuş.Yaşananları birebir yaşayanlardan aktarmış bize..
Bu kitabın tüm geliri depremzedelere adanmış.
Bu yüzden de çok anlamlı!..
Yazarın kitapta da belirttiği gibi :
"Türk askeri sonuçta. Mazisi kahramanlıklarla dolu; merhametli, fedakâr, cefakâr ve yürekli Türk Askeri. Nerede olursa olsun, her yakarışı duyan, hisseden ve yanında olan; olamayınca vicdanı sızlayan Türk Askeri!.."
Allah onlardan razı olsun.. Ayaklarına taş değmesin.
Bu acıyı yaşayan herkesin acısı çok taze, şimdilik onlar için bu kitabı okumak çok zor ve ağır olur.
Ama gelecekteki nesiller için önemli bir kaynak olacaktır.
Rabbim bir daha böyle acılar yaşatmasın..(amin)
Dileğim bundan sonrası için dersler çıkarılarak, güvenle yaşanacak ortamlar hazırlanmalı..
Insan eliyle yapılan binalar kimseye mezar olmamalı!
Kimsenin hayalleri yarıda kalmamalı!
Hüzünle okudum.. Tavsiyemdir..
Yazara selam olsun..
Bir aile ama birçok hikâye.
Kitapta anlatılan tam anlamıyla bakış açısı; bir olaya nereden bakarsak veya kim bakarsa, bazen yanlış bazen doğru bazen tüm derinlikleriyle anlaşılan düğümler zinciri.
Hayatta her insan her rolde başarılı olamaz, iyi bir anne, belki iyi bir arkadaş değildir belki iyi bir dost belki iyi bir kardeş değildir ancak insan kendinin farkında olmalı değişmeye, bu durumu düzeltmeye çalışmalı çünkü kötü olan her huyumuz ne yazık ki nesillere veya çevremize siyaret ediyor.
Yazarın çok içten ve samimi bir dille yazdığı bu kitapta herkesin kendini bulacağı bizi anlatan bir yönü var, hepimizden biri, içimizden birçoğu... Zaman zaman gülümseten, çokça üzen, bambaşka duygular hissettiren yaşamlar, yarım kalmış belki tamamlanması zor, tamamlansa da kalbi yoracak durumlar ancak akıcı ve şans verilmesi gereken bir eser.
Ve söylemek isterim ki kalbimize ağır gelen, ruhumuzu yoran, zihnimizi meşgul eden her ne olursa olsun anlatalım gitsin, en başta kendimize sonra sevdiklerimize belki olayın çaresi yoktur ama anlatırsak sevdiklerimiz bizim çaremiz olur. Doğru anlaşalım, doğru anlaşılalım.
Teşekkürler.
“İnsan içindeki ışığa göre hareket eder, bundan ötesini kimse beceremez.”
Son günlerde çok yavaş okuduğum bu kitabı size anlatmaya geldim. Kitap Jack London’ın yarı otobiyografik bir romanı. Bu yüzden daha bir merakla okudum. Öncelikle akıcı ve anlaşılır bir anlatım dili olduğunu söylemek isterim. İlk sayfaları okurken edebi değeri, verdiği
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
Sevgi -iyi olanı yapmak- kanımız gibi içimizde, başımız, ellerimiz gibi bizimle bir bütün olmalıdır. Papalagi ise, Hıristiyan, Tanrı, sevgi sözcüklerini yalnızca ağzında taşır. Diliyle bunlara vurdu mu, dünyanın gürültüsünü koparır. Ama yüreği, sevgisi Tanrı'nın önünde eğilmez, yalnızca şeylerin, yuvarlak metal ve ağır kâğıdın, zevk düşüncesinin ve makinenin önünde eğilir. İçi zamana karşı vahşi bir hırs ve mesleğinin çılgınlığıyla kaplıdır, ışıkla değil. Çok, ama çok uzaklardaki Tanrı'ya gitmektense, on kez sahte yaşamlar mekânına gitmek yeğdir onun için.