Haz ahlakına göre, mutluluğa götüren yolu tutmak, erdemli olmaktır.
Sayfa 81 - Dergâh yayınlarıKitabı okuyor
Bir ırkın bireylerini birbirinden ayıran şey, terbiyenin ve istisnai bir kalıtımın sonucu olan, bilinçli şeylerdir. Zekaları bakımından birbirine hiç benzemeyen insanlar, bazı defa aynı isteklere, aynı hırslara, aynı duygulara sahip olurlar.
Din, ahlak, politika, sevgi, nefret gibi duygular alanına giren şeylerde, en yüksek insanlar, adi bireylerin derecesini pek geçemezler
Sayfa 24Kitabı okuyor
Her ferdin hürriyeti başka insanların hürriyeti ile sınırlandırılmıştır.
Sayfa 77 - Dergâh yayınlarıKitabı okuyor
Ahlâkını güzelleştirmeye daima çalış. Ahlâk güzelliği insan için en kıymetli bir servettir.
Sayfa 59Kitabı okudu
Ali Fuat Başgil
Kişinin kıymeti dilinin altında ve kaleminin ucunda gizlidir. Onu söz ve yazı açığa vurur.
Sayfa 72 - Dergâh yayınlarıKitabı okuyor
Ali Fuat Başgil
Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki , her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
Sayfa 71 - Dergâh yayınlarıKitabı okuyor
On Emir
"On Emir Madde 2 : Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde
ya da yeraltındakı sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın... Çünkü ben, Tanrın Rab kıskanç bir tanrıyım. Benden nefret edenin babasının işlediği günahın hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım..."
On Emir, işte bu yüzden ahlak açısından o kadar da sağlam bir kılavuz değil."
On Emir
"On Emir Madde 2 : Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde
ya da yeraltındakı sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın... Çünkü ben, Tanrın Rab kıskanç bir tanrıyım. Benden nefret edenin babasının işlediği günahın hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım..."
On Emir, işte bu yüzden ahlak açısından o kadar da sağlam bir kılavuz değil."
Bilimsel olarak örgütlenmiş bir dünya hayal eden ve bu hayalini uygulamaya dökmeyi isteyen bir insan birçok engelle karşılaşır. Atalet ve alışkanlığın getirdiği bir muhalefet vardır karşısında: İnsanlar her zaman hareket ettikleri gibi hareket etmeye, hep yaşadıkları gibi yaşamaya devam etmek isterler. Bir diğer engel de menfaatlerdir: Feodal
Sayfa 218Kitabı okuyor
**Seneca dört ana erdem tanımlar: 1. Ölçülülük, 2. Cesaret (acılara katlanma gücü) , 3. Basiret (ve akla uygunluk), 4. Ahlak.
Sayfa 27Kitabı okuyor
Müslüman Türk'ün mektebi, maarif, metafizik ve ahlak prensiplerini Kur'an'dan alarak Anadolu insanının ruh yapısına serpen ve orada besleyen insanlığın üç bin yıllık kültür ağacının asrımızdaki yemişlerini toplayacak evrensel bir ruh ve ahlak cihazı olacaktır.
Sayfa 15 - DergâhKitabı okuyor
İnsandaki akıl ile varlıktaki aklî ilkeler arasında izomorfik [hemcins] bir ilişki vardır: İkisi de aynı kaynaktan gelir, aralarında bir tetabuk ilişkisi vardır ve birbirlerini bütünlerler. Kant'ın veciz ifadesiyle söyleye- cek olursak "başımın üstündeki yıldızlı gök kubbe ile içimdeki ahlak kanunu", aynı ontolojik akliyete dayanır. İkisi de bizi kendine hayran bırakır. İkisi de bizden iyi, doğru ve güzel olmamızı talep eder.
Gazâlî kalbin bu konumunu şöyle izah etmektedir: "Kalp adeta birçok kapıları olan ve bu kapılardan içeri çeşitli haller dökülen bir kubbe, her taraftan oklar yağdırılan bir hedef, çeşitli şekil ve suretleri içine alan bir ayna veya farklı kaynaklardan içine su akan bir havuz gibidir. Her an için değişen bu eserlerin her hal ve tavırda kalbe akmaları ya dış kuvvetlerle olur ki, bunlar beş duyu organıdır. Ya da iç kuvvetlerle olur ki, bunlar da insanın mizacından ve yaratılışından meydana gelen ahlak, gazap, şehvet ve hayal kuvvetleridir. İnsan duyu organlarıyla bir şey anladığı zaman kalbinde bir eser oluşur. Aynı şekilde fazla yemek ve mizaçtaki kuvvet sebebiyle şehveti heyecana geldiğinde -her ne kadar belli etmese de- yine kalbinde bir etki meydana gelir. İnsan nefsinde meydana gelen hayaller, orada kalır ve hayal bir şeyden başka bir şeye intikal eder. Hayalin intikali sebebiyle de kalp halden hale girer." Hz. Peygamber de bir hadisinde kalbi, rüzgârın bir o yana bir bu yana çevirip döndürdüğü bir tüye benzetmiş ve insandaki bu manevi uzuv hakkında; "إِنَّمَا سُمِّيَ الْقَلْبُ مِنْ تَقَلُّبِهِ" "Sürekli değişmesinden dolayı kalp olarak isimlendirildi." buyur muştur.
Sayfa 200 - timaş, ikinci baskı, 2021Kitabı okuyor
Ahlak: duyuların aldatmacasından, oluştan, tarihten, yalandan kurtulmaktır
tarih duyulara, yalana inanmaktan başka bir şey değildir.
Ahlak: hayır demektir,
duyulara inandıran her şeye, insanlığın geri kalanına
Herkesçe beğenilen asıl güzellik, ahlâk güzelliğidir. Çünkü ahlâkı güzel insan her yaşta güzeldir.
Sayfa 75Kitabı okuyor
