Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve son alıntı
Hayatınızın geri kalanını boşa harcamak an meselesi
Sayfa 186Kitabı okudu
Kürtçeden Türkçeye Geçen Kelimeler
Türkçede Kürtçeden alıntı olan sözcükler, buyur, bu kadardır: Berdel, biji, cacık, dalavere, dengbej, gundi, halay, ya herru ya merru, heval, hızma, keko, keleş, kıro, kirve, koçer, kötek, lavuk, peşmerge, pirpirim, şıh, tırsmak. Hırçın, kelepir ve ova’dan emin değilim. Torun meselesi kafamı kurcalıyor. Tulum anlamına gelen meşk Farsça veya
http://archive.is/E5A4DKitabı okudu
Reklam
Birkaç alıntı daha.
"Yahudi misin diye soruyor, sen istediğin kadar hayır demekte inat et, dinleyen kim? İnsana, 'çık sıradan' diyorlar ve işini bitiriyorlar." "Esirken çektiklerimi anlatmak, bana onları hatırlatmaktan daha acı geliyor. Orada çektiğin orada tahammül ettiğin tabiat dışı acıları ve bu kamplarda ölünceye kadar işkence çekmiş arkadaşlarını tekrar düşündüğün zaman yüreğin göğüs kafesinden gelip boğazına tıkanıyor ve orada çırpınıyor. Nefes almakta güçlük çekiyorsun." "Beni neden istediğini sormaya lüzum yoktu. Canıma okumak içindi. Bunun ne demek olduğunu anlayan arkadaşlarıma veda ettim, içimi çektim ve yürüdüm. Avludan geçtim, yıldızlara baktım,onlara da veda ettim." "Son iki sene içinde insan gibi muamele görmeyi unutmuştum. Bak ağabey, sana söyleyeyim ondan çok daha sonra hatta bugün bile ne zaman bir üst karşısına çıksam sanki beni dövecekmiş gibi, omuzlarımı kaldırır,başımı arasında saklamak isterim.Alışkanlık meselesi. Onlar faşist kamplarında bizi böyle alıştırmışlardı."
Antik dönemde çocukların canavarca cezalandırılması, hatta öldürülmesi gündelik olaylardandı. "Çocuklar ne­hirlere fırlatılıyor, gübre yığınlarına ve bok çukurlarına atılıyor, açlıktan ölsünler diye fıçılara kapatılıyor, yırtıcı kuşlara yem, vahşi hayvanlara av olsunlar diye yol kenar­larına ve dağlara bırakılıyorlardı,"
Sayfa 30
#Nisanayındaneokuyorum3 #SerkanŞengül #ölüm #kadin #meselesi #alinti #Dunyaninencesuryazari #bencede Yadsınamaz gerçeklerle dolu düşünceler içerisinde sızıp kalan taze komiser uykuyla arası pek iyi olmayan bir kadındı ancak belki de hayatında ilk defa başını yastiktan kaldırmakta güçlük çekiyordu. Beyin hücrelerinin sizladigini hissettiği bir güne uyanmak işlerin pek de yolunda gitmeyeceginin sinyallerini verse de yeni doğan güneşe haksızlık yapmak âdeti değildi ve her şeye rağmen penceresini açıp gökyüzüne göz gezdirdikten sonra hızlı hızlı hazırlanıp yola koyuldu.
Ahmet Hamdi Tanpınar/Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nden bir alıntı
Mektep, gençlik için daima ehemmiyetlidir. Her şeyden sarfınazar o yaşlarda ömrün en azaplı meselesi olan “Ne olacağım?” sualini geciktirir.
Reklam
İKİNCİ BASIMA ÖNSÖZ Türk Ülküsü'nün bu ikinci basımı, birincisine göre oldukça değisiktir. İlk basımdaki tarihe ve kalem mücadelesine ait yazılar bırakılmış, doğrudan doğruya ülkünün türlü konularını ilgilendiren yazılar alınmış ve bunlara yine ülkü ile ilgili yeni yazılar eklenmiştir. İlk basımda bulunup da ikinci basımda
Kubilay'a Karşı Seferler Kubilay Orta Asya'da hanlığı kendisinden almak isteyen bir rakiple karşılaştı. Konumuna bir tehdit oluşturmayan Kore ve Japonya'nın ak­sine, burada tahtını bile altından alabilecek bir düşmanı vardı. Kore ve Japonya'da Moğolların topraklarını ve ekonomilerini geliştirmeye çalışıyordu ama Orta Asya'daki düşmanı, atalarının
Okumak Ekmek Gibi Su Gibi Bir Yaşamak Meselesi
“Aman kitap, aman kitap! diyordu ve Cemil eve her dönüşünde ona beş on , cilt birden getiriyordu. Bu günler zarfında Seniha'nın sabahtan akşama kadar üç romanı üst üste sigara içer gibi okuduğu oldu. Hepsini de bitirdikten sonra, içi sıkılarak bir köşeye fırlatıyordu. Bu kitapların hiçbirisi arzusuna göre değildi; bazısı budalaca hayali, bazısı hayvanca hakikiydi, bazısı da o kadar sönüktü ki, okunduktan sonra hatırda hiçbir iz bırakmaksızın kapanıp gidiyordu.” Alıntı Şuradan Kiralık Konak Yakup Kadri Karaosmanoğlu
1.103 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.