Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
480 syf.
·
Puan vermedi
·
346 günde okudu
Tehlikeli Oyunlar' a dair...
Okurken zorlandığımı itiraf etmeliyim. Hatta bu kitabı okumama aylarca ara da verdim. Ama devam ettim ve bitirdim. Zorlanmış olabilirim ama etkileyiciydi, beğendim ve iz bıraktı.Hikmet Benol diye bir gerçek vardır. Çoğu yerde, hepimizin yaşadığı ama kulak vermediği durumların, hislerin betimlemeleri beni hayran bıraktı. En çok Oğuz Atay'ın zekasına hayran oldum ve büyük saygı duydum. Zor kitaplardan...
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202230,9bin okunma
"Bir şeyleri sevmek istemiyorum," diye itiraf ettim. "Bir daha kimse bana o makarnadan yapmayacak. Bir daha o takıları takmayacağım. Buraya alışamam ya da sevemem çünkü sonsuza kadar burada kalmayacağım. Sen hep istediğin şeylere sahip olmuşsun, hiç istediğin ama ulaşamadığın bir şey olmamış, hiç sevdiğin şeyler elinden alınmamış, bunu nasıl anlayacaksın ki?"
Sayfa 189 - Martı YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Paraşüt
Manzara harikaydı, tüm ekipmanımla uçurumun kenarında atlamak için nefesimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Cebimdeki bitter çikolatanın yarısını iki ısırıkta ağzıma attım ve kalanını cebime geri koydum. Çikolata tadında 3'ten geriye doğru saydım ve kendimi aşağıya bıraktım. Sanki ruhum bedenimden ayrılmışçasına boşluğa doğru düşüyordum. Biraz
448 syf.
·
Puan vermedi
Sobe
Sobe
bu seri mükemmeldi. Dedektife bayıldım ve kız çok iyiydi.konu desen katil drsen baya iyiydi bence katil gerçekten psikopat . Diğer kızlar da iyiydi ama Dylan ben sevemedim çünkü kız yanlış olduğunu bilmesine rağmen sürekli seviyorum dedi ve kız dedektif olan duygularını çok sonra okeyledi o durumda bile hala onu yanlış olabilirdi ama baska sekilde olurdu kafasındaydı. Ben bu duruma çok sinir oldum. Ben sadece dedektife odaklandım çünkü baya iyi sevdi evt bende ilk kitabım sonunda biraz sinirlendim ama onu öğrenince sıkıntı kalmadı. Dedektif ve ansel in sahneleri çok ateşli bu duruma bayıldım. Aralarında ki çekim uyum çok hoştu. İkisi de çok atesliydiler. Ama bence bazı yerler bana tamam artık hadi hızlı geçiyor diğer yerlere geçmem lazım gerek dedim . Kızın annesini terk etti diye boston a gitmesi biraz saçmaydı tamam adam sana söylemedi ama sen neden gittin kız bundan sonra tma olarak duygularından emin oluyor dedektife karşı. zaten ben sobe de kızın her Dylan li olan sahnesinde çok sinirlendim . İlk başlarda sınır krizi geçirdim hele hele birlikte oldukları sahnede nefret ettim Dylan dan Konusu bence guzledi çünkü katili ben gösterilen kişilerden biri zannettim ama bambaşka çıktı. Chris in ve beccanin olayı iyi anlatılmıştı. Ozet olarak dedektif ve kız mükemmel olay anlatımı iyidi bence herkes okumalı okumalı ama yetişkin okurlar için yani bunu dikkat ederek başlayın
Saklambaç
Saklambaç
Sobe
Sobe
N. G. Kabal
N. G. Kabal
Saklambaç
SaklambaçN. G. Kabal · Martı Yayınları · 20224,699 okunma
siz hiç babanızdan nefret ettiniz mi? ben ettim. siz de ettiniz. belki benden daha fazia ama asla daha azı değil. her insan öldürür sevdiğini, demiş ya şair, hayır. jer baba en az bir kez katleder kızının ruhunu. ve bilir. katledilen ruhun getirildiği çarmıhtan kurtulduğu an, ömür boyu saklanır ve bir daha aynı bakmaz küçük kızları babalarına.
400 syf.
10/10 puan verdi
Güzeldi
Spoiler. asiri guzel bir kitapti. Dolunayi cok sevdim. Cicek'e de ilk baslarda biraz sinir olsamda sonradan alistim. Ozellikle sonda ayza ile evlenmesi... Ama devamini cok merak ettim. Ben olsam o hayati birakmazdim. istersem dunyanin en asik insani olayim o hayati terk edemezdim.Dolunay ve dogukan ne oldu peki. sevgililer mi? ilerde evlendiler mi? cocuklari oldu mu? ya da belki anlasamadiklarini fark edip ilerde ayrildilar. peki o zaman dolunay ne yapicak. ayni evde kalacak halleri yok. o zengin hayatinida birakti. bilemiyorum. ama 01:01'e gore cok daha sardi beni.
02:02 Ayçiçeği Karnavalı
02:02 Ayçiçeği KarnavalıN. G. Kabal · Ephesus Yayınları · 20204,623 okunma
Reklam
Hayatımı sonsuza dek değiştiren o yere ben de sessizce veda ettim. Orası, büyükbabama dair hiçbir mezarlığın barındıramayacağı kadar çok anıya ve gizeme ev sahipliği yapıyordu. Asla ayrılamayacak şekilde birbirlerine bağlıydılar. O ve ada. Artık ikisi de yitip gittiğine göre bana olanları günün birinde gerçekten anlayıp anlayamayacağımı merak ettim: neye dönüştüğümü, neye dönüşeceğimi. Büyükbabamın sırlarını çözmek için gelmiştim adaya ama o arada kendiminkini keşfetmiştim. Cairnhorm'ün gözden kayboluşunu izlemek, o gizemi açığa çıkaracak tek anahtarın karanlık dalgalar arasında kayboluşunu izlemek gibiydi. Ve sonra ada aniden görünmez oldu; sis dağı tarafından yutulmuştu. Sanki asla var olmamış gibi.
Bu bana çok tanıdık geldi. Benimde bir hastane dönemim oldu. Daha önce hastaneye sadece grip için giden ben için bayağı ağır bir hastane sürecim oldu. Haftalarca kaldım. Hastaneden çıkmama izin vermediler. Bahçeye çıkmam bile yasaktı. O zamanlar çok ağladım. Her zaman ağlamamaya direnen ben o zaman anestezide, uyandığım zaman çok ağladım. Annem
Hatice

Hatice

@Hatice__5
·
26 Nisan 22:33
Çok acılı günler geçirdim üst üste. Bedenin insana bu kadar acı çektirebileceğini bilmezdim.
Elbette ben bir çocuğa kızma yeteneğine sahiptim. Bunu kendi kendime itiraf etmek istemiyor, böylece bir başkasının böyle öfkeye kapıldığını gördüğümde onun duygularını anlamak yerine onu yargılıyordum. Sonra içimde bulunanın kişinin kendisi değil, her bir kişi tarafından sergilenen nitelikler olduğunu idrak ettim. Ben o trendeki öfkeli kadın değildim, ama onun o anda sergilediği sabırsızlık ve hoşgörüsüzlüğe sahiptim.Keşfettiğim sey, en katı biçimde yargıladığım kişiler gibi davranma potansiyelimdi. Başkalarında gördüğümde beni en çok rahatsız eden özellikleri kendi içimde bulmam gerektiğini açıkça anlamıştım. Onları kapatmış olduğum odalar olarak görüp tanımaya başladım. Eğer kötü bir gün geçirmiş olsaydım benim de çocuğuma bağırabileceğimi kabul ve tasdik etmek zorundaydım. Sonra evsiz bir insana bakıp kendi kendime, "Eğer benim de bir ailem ya da bir eğitimim olmasaydı ve işimi kaybetmiş olsaydım, ben de evsiz olabilir miydim?" diye sordum. Yanıt evet idi. Eğer hayatımın koşullarını değiştirseydim, hemen her farklı şeyi yapabileceğimi ve olabileceğimi görmek kolaydı. Mutlu, üzgün, öfkeli, açgözlü ve kiskanç, her türlü insan olmaya çalıştım.
önceleri şey sanırdım her sey kendiyle müsemma ağarmaz derdim saçlarım kesilmez hiç soluğum hepsi olurmuş meğer gölgelerini gördüm hepsinin sahi diz kapağıma bir kedi çizdim dün gece sonra sevmediğim ne varsa yaptım hepsini bir bir birama şeker attım seni ağlarken düşündüm anneme bağırdım biraz kendimden nefret ettim daha kötü şeyler de yapacaktım ama yoruldum yoruldum ve yıllanmış battaniyeme sığındım
Reklam
Sen her gün köşe başlarında yırtık urbanla kirli ellerinle avuç açan sefil insan inan yok farkımız birbirimizden sen belki tüm yasaminca dilenecek beklediğin beş kuruşu bile vermezse ötekinden isteyeceksin ama ben tüm yaşamın boyunca tek bir kez dinlendim bu acımasız kalbin sevdası ile alevlendim öylesine boş öylesine açık kaldı ki elim yemin ettim bir daha dilenmeyecegim
64 syf.
·
Puan vermedi
Yazar ile tanışma kitabımdı Bir Kadın. Bu yüzden diğerlerine nazaran nisbeten ince bir eserini tercih ettim kalemine alışmak için. Ama korktuğum gibi olmadı. Otobiyografik olduğunu öğrendim genel olarak yazdığı tüm kitaplarının. Bu kitabını annesi öldükten çok kısa bir süre sonra duygu yoğunluğu içinde , annesini kaybetmenin bir daha göremeyecek olmasının üzüntüsü ile yazmış ve duygularını çok güzel ve etkileyici bir şekilde aktarmış. Tanışın sizde bence bu yazarla ve bu kitapla.
Bir Kadın
Bir KadınAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20231,542 okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Şiddetle yoğrulmuş öyküler..
Şiddetle yoğrulmuş bu kitap. Ama Bolano öyle uzun yoğurmuş ki, ele gelmiyor. Seziliyor, tadı alınıyor, damakta kekremsi bir tat, derinin üstünde bir gerginlik bırakıyor, ama ele gelmiyor. Seçilmemiş yalnızlıklar var, münzevi ruhlar, evlerinden uzak dallara asılmış sürgünler, kayboluşlar, yitik şairler ve pornocular, cesetlere sarılan modacılar, büyüye bulaşmış futbolcular, babalar ve oğullar, o.ospular ve p.zevenkler..Hepsi şiddetin kıyısında durmuş, şaşkınlıkla bakıyor, ve dünyanın en olağan şeyiymiş gibi anlatıyor, dünyanın en olağan olmayan şeylerini. “Şiddetten, gerçek şiddetten kaçılamaz, en azından 1950'lerde Latin Amerika'da doğan, Salvador Allende öldüğünde yirmili yaşlarını süren bizler kaçamayız.” Bu kitabın bu cümlelerle başlaması tesadüf değilmiş, derdi insandan insana yönelen hem politik, hem cinsel şiddeti, hem de hayattan insana yönelen şiddeti eşelemekmiş, okudukça anlıyorum. 2666’nın boyu kısa kalmış kardeşi gibi. Bir öykü kitabı bu. Ama eğer sürpriz sonlu, vurucu, altı çizilesi cümlelerle donatılmış öykülerse sevdikleriniz, sizi mutlu etmez. Ben seve seve bir münzevinin ardına takılır, onunla birlikte bezgin bezgin etrafa bakar, onunla sıkılırım, yeter ki iyi yazılmış bir münzevi olsun diyorsanız, o başka. Ben çoğu çok ağır akan öyküler olduğu halde, yorgunluktan gözlerim kapanırken bile okumaya devam ettim. Bolano’nun yarattığı rahatsız edici atmosferde hapsoldum. Çok seviyorum Bolano’yu.
Katil Orospular
Katil OrospularRoberto Bolano · Can Yayınları · 201785 okunma
Yükselişim diğerlerinden farklı olsa da yine de değersiz bulunabilirdim ve cezamında en az onlar kadar ağır olacağını hayal ettim,ancak bununla başa çıkacak zihinsel kapasitem yoktu.Hayır.Bu bir yalandı.Bununla uğraşmak istemiyordum.Gitmeliydim ama odadan çıkamıyordum.Hawke'i durdurmuyordum.Neden hala burada benimle olduğunu anlamasam da kararımı vermiştim.Dilimle alt dudağımı nemlendirirken,başım döndü ve hatta biraz kendimden geçtim ve ben daha önce hiç bayılmamıştım.O inanılmaz derecede kalın kirpikleri inmiş ve bakışları ağzıma o kadar odaklanmıştı ki beni adeta gözleriyle okşuyordu.Ürperdim.
Nasıl dayandım bilmiyorum ama dayandım. Onun mutlu olduğunu düşünüp teselli ettim kendimi.
Sayfa 101Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.