Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Mustafa Kemal Paşa, orman çiftliği için hemen girişimde bulunmak istiyordu. Söz konusu arazi üzerinde, modern tarım tekniklerini kullanarak ağaç yetiştirecekti ama köylüsü de bu konuda oldukça tecrübeliydi. Hem toprağı oya gibi işleyip ürün yetiştiren onlar değil miydi? Elbette onlardı. O gün sıradan bir vatandaş gibi giyinip, arazinin etrafındaki köylülerle konuşmaya gitti. Kimse onu tanımamıştı. Onlara araziyi göstererek, "Ağalar, burada ağaç yetişip yetişmeyeceğini bana en kolay yoldan nasıl gösterirsiniz?" diye sordu. Milletin efendisi olan köylüler, iyi kalpli ve yardımseverlerdi. Gazi'ye hemen su dolu bir testi, kazma ile kürek getirip verdiler. Sonra da, "Ağam, arazinin toprağını kaz. Kazdığın çukurun içine, ağzı toprağa gelecek şekilde testiyi göm. İki gün sonra testiyi çıkartıp bize getir. İşte o zaman arazide ağaç yetişip yetişmeyeceğini sana söyleriz," dediler. Mustafa Kemal, köylüsüne inanıyor ve onlarla gurur duyuyordu. Onların söylediği gibi testiyi toprağa gömdü ve iki günün geçmesini sabırsızlıkla bekledi. İkinci günün ardından aynı kıyafetlerle testiyi çıkartmaya gitti. Testinin içerisindeki su bitmişti. Gazi, boş testiyi götürüp köylülere gösterdi. Köylülerin yüzleri, boş testiyi görünce güldü. Sevinç içerisinde, "Ağam! Ağam! Testinin içindeki suyu toprak emmiş. Sen arazinin üstünün kurak olduğuna aldanma, toprakla biraz uğraşırsan ektiğini biçersin," dediler. Bu sözleri duyan Gazi, çok sevindi. Gözleri mutluluktan pırıl pırıl parlıyordu. Ankara'ya kendi parasıyla kocaman bir orman çiftliği kuracak ve sonsuz değer verdiği milletine hediye edecekti.
Sayfa 22 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Savaşın son yıllarında İsmail beni sık sık yoklar ve durmadan Gebze’nin mavi denizinden, yeşil tarlalarından, zeytinliklerinden deli gibi bahsederdi: “Şu Ankara da ne tozlu topraklı, çorak, susuz bir yer, Hanım Teyze,” derdi. “Birlikte tekrar Gebze’ye gider, atla dolaşırız, olmaz mı?” Bundan emin olmak isterdi. Bu mert adam, şimdi, tek bacaklı ve tek gözlüdür. Ama Gebze’de oturmakta ve bütün gün mavi denizi doya doya seyretmektedir.
Bidünyakitap Ankara ! / Buluşma
Bi Dünya Kitap Grubu artık kocaman bir aile oldu bizim için ❤️ Görüntülerimiz Ankara buluşmamızdan ✨ Yine unutulmaz bir buluşma gerçekleştirdik. Yağmur çamur demeden heyecanla bir araya geldik. Bu buluşmamıza yazarlarımızdan
Ali Bektaş
Ali Bektaş
Elif Nihal Altan
Elif Nihal Altan
Ülkü Yağmur Ural
Ülkü Yağmur Ural
Selçuk Ceyhan
Selçuk Ceyhan
Duygu Göker Şentürk
Duygu Göker Şentürk
ve Selda Akay da katılarak günümüzü renklendirdiler. Birlikte çesitli oyunlar oynayan, etkinlikler, sohbetler yapan grubumuzla yine çok keyifli vakit geçirdik. Doymadık... Hemen ertesi gün planlanan
Ali Bektaş
Ali Bektaş
ile
Gün Yüzü
Gün Yüzü
söyleşisine katıldık. Gün yüzü gördük. ☀️ Bi Dünya Kitap Grubu olarak, 3 yıldır büyüyen, 1200'den fazla üyesi olan bir WhatsApp kitap okuma grubuyuz. Topluluğumuz ücretsiz bir platformdur. Ayda 4 kitap ile 2 haftada 1 kere grupça okuduğumuz kitaplar hakkında çevrim içi sohbetlerle verimli zamanlar yaşıyoruz. Her ay farklı şehirlerde düzenlediğimiz yüz yüze buluşmalarla aramızdaki bağları güçlendiriyor; yazarlarla çevrim içi söyleşilerimizle günümüz edebiyatının kalemleriyle de tanışıyoruz. Her yaştan, farklı meslek gruplarından ve şehirlerden kitap okuyan insanlarla tanışıp yepyeni dostluklar edinmek; okuduğunuz kitaplara farklı kapılardan bakıp okuma veriminizi artırmak, okurken motive olmak için sizler de Bi Dünya Kitap Grubu'na davetlisiniz! Unutmayın biz kocaman bir aileyiz ve siz sevgili okurlara da kapımız her zaman açık. Katılmak için özelden yazabilirsiniz. 💌
167 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
“Kuşkusuz hepimiz geçmişimizle, kendimizin bulduğu ya da bizim için bulunan öykülerimizle varız, her şeyi bugün kadar yarın da yanımızda taşıyacağımızı biliyoruz, belki bizim arkamızdan ‘onun bir öyküsü yoktu' diye konuşamayacaklar, gün doldurur gibi yaşayıp çekip gitmeyeceğiz bu dünyadan, ama hep aynı acıyı da sürekli bir yük gibi omuzumuzda taşıyamayız, gücümüz yok, kaldıramayız.” Herkese merhaba Daha önce Radyo Şarampol kitabını bayılarak okuduğum Şükran Yiğit’in Ankara, Mon Amour! kitabıyla geldim. Kitabımızın kahramanı, Suna, Emel ve Ömer’in dilinden hem kendilerinin ve ailelerinin hikayesini, hem de Türkiye tarihini okuyoruz. Karakterlerimizle 1969’da tanışıyor , sırayla 1980’lere gidip 2002’de vedalaşıyoruz. Suna, ele avuca sığmayan, fırlama, hayal dünyası sınırsız bir çocuk. Bir gün mahalleye annesiyle Emel taşınır ve hem Suna’nın hem Emel’in hem de Emel’in dayısı Ömer’in hayatında artık eskisi gibi olmayacak süreç başlamış olur. Hikayenin beni en etkileyen kısmı Suna’nın dayısı ile Emel’in annesi arasında yaşanan ilişki ve bunların faturasını ödeyen masum Emel oldu. Ankaralı olduğumdan; Ankara’da geçen kitapları, hikayenin geçtiği yerden geçtiğim, adım adım takip edebildiğim için bir tık daha sevdiğim bir gerçek. Ama bu kitabı sevişimin tek sebebi bu değil. Yazarın dilini çok seviyorum, alelade bir anı öyle güzel anlatıyor ki kitap göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor. Ne yazsa okurum, başka diyeceğim yok Keyifle okuyun
Ankara, Mon Amour!
Ankara, Mon Amour!Şükran Yiğit · İletişim Yayınları · 20221,105 okunma
·
Puan vermedi
24 Nisan'da Ne Oldu?
Önce, Ermeni diasporası ve bazı ülkeler tarafından Soykırım Günü kabul edilen 24 Nisan 1915 tarihi konusunda Ermeni meselesine aşina olmayanların düştükleri bir hataya, o günün tehcir tarihi zannedilmesi yanlışına işaret etmem gerekiyor. 24 Nisan 1915, o sene giderek artan Ermeni olaylarının önlenebilmesi için, Dahiliye Nazırı Talât Bey'in
Talat Paşa'nın Evrak-ı Metrukesi
Talat Paşa'nın Evrak-ı MetrukesiMurat Bardakçı · Everest Yayınları · 2013118 okunma
Reklam
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Bu gün kendine milliyetçi diyen (İYİP) ve KCK yapısının Türkiye’deki siyasi uzantısı olan (DEMP) Anayasa için değişiklik vurgusu yaptı. Geçtiğimiz günlerde Numan Kurtulmuş AKP adına 21 Anayasasını gündeme getirerek Anayasa değişikliği vurgusu yapmıştı. Ve yine bu gün Erdoğan ve Özgür Özel görüşmek için randevulaştılar kuvvetle muhtemel CHP de
Hani olur da, bir gün denk gelirsek bu Ankara sokaklarında. Çevir kafanı, … git yoluna!.
159 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi
"biz unutkan bir ulusuz. olanları bitenleri çabuk unuturuz. bugün yarın kanlı olaylar için yas tutarız, sonra, daha önceki olaylar gibi bu son kanlı olay da unutulur." Demiş Uğur Mumcu ___ umag'ın unutmayalım unutturmayalım sloganıyla birlikte düşünceleri faili meçhul cinayetlerde katledilenleri anarken hatırlattığı dize ve kitabın
Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi
Vurulduk Ey Halkım Unutma BiziUğur Mumcu · Uğur Mumcu Vakfı Yayınları · 1996177 okunma
Fikret Otyam röportajından
“Ben, bütün yüzlerdeki acıyı ve dehşeti olduğu gibi veririm. Benim resim anlayışım oydu. Bir Ankara sergimde, iç hastalıkları profesörü bir hanım dostum var, benden hep resim alır. Sergimize geldi. Ve her sergiden muhakkak ufak ya da büyük bir portre alır. O gün sergiye geldiğinde almadı. Cumhuriyet Gazetesi’nde yazıyorum o zamanlar. Bana ‘Sen, bugün kendi gazeteni okudun mu?’ diye sordu. ‘Okudum’ dedim. O günkü Cumhuriyetin manşeti, ‘Bugün 19 Ölü’. Gençler vuruşmuş, 19 genç hayatını kaybetmiş. ‘Yaaa. Ben, bu gençlere onların acılarına yanarken, düşünebiliyor musun 19 genç can gitmiş, bir de para vereceğim, bu acı suratları alacağım, bu acıları duvarıma asacağım. Ne hakkın var buna’ dedi. Onun bu söyledikleri beni çok düşündürdü. Ve ben kadınlarımı güzelleştirdim. Ama o yüzdeki hüznü getirdim, gözlerine koydum. Hala o minval üzerinden devam ediyorum.”
Reklam
On yedi yaşındayken bir gün, Ankara Samanpazarından Kaleye çıkıyorum. Sağda, solda dükkanlar vardır. Yol Arnavut kaldırımı; daracık. Yolumun tam tersinde, yukarıda yokuş aşağı yerde adamın biri bir kadını alabildiğine döğüyor. Kadın yere yıkıldı. Ben de çocukluğumdan beri -herhalde evde aldığımız terbiye gereği-, kadına ve hayvana karşı büyiik
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.