Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ÖLÜMÜ BEKLERKEN Sanırım yaşlandığımdan olsa gerek, eskisi kadar ilgimi çekmiyor çamurunda oynadığım topraklar. Dibine uzanıp da yapraklarının arasında hayallere daldığım elma ağacıyla, aramıza bir soğukluk girmiş. Nedendir bilmem en derine saklanmış anılar, kapının asma kilidini açmaya başlamamla gün yüzüne çıkmaya başladı. Sanki belleğimin
336 syf.
6/10 puan verdi
Bugün biraz da can sıkıntısıyla artık bu kitabı bitirmeliyim diyerek başlayıp bitirdim. Evet karşınız da neredeyse herkesin bildiği bir günlük olan hatta filmleri de çekilen Bridget Jones'un Günlüğü. Açıkçası bu kitapla ilgili ne söylemeliyim bilemiyorum çünkü pek sevemedim. Sevmediğim kitapları anlatmak her zaman daha zor olmuştur. Öncelikle Bridget Jones Filmlerinden tanıdığım ve çok sevdiğim neredeyse aileden biri dediğim bir karakter. Bridget'ı artık kendi cümleleriyle görmek istediğim için almıştım kitabını. Aslında film ve kitap arasında genel olarak çok büyük farklar yok. Ben kitabı daha düz yazı şeklinde hayal ederken tam bir günlük şeklinde çıktı ve bu biraz sıkıcı geldi bana ama gene de olaylar ve olayları değerlendirme şeklinde her zamanki gibi harikaydı. Bilmiyorum ilk önce filmi izlememiş olsam belki daha çok etkilenirdim ama yine de fena değildi. Okuyup okumamak konusunu size bırakıyorum. Açıkçası önerecek kadar çok sevemedim.
Bridget Jones'un Günlüğü
Bridget Jones'un GünlüğüHelen Fielding · Pegasus Yayınları · 2015695 okunma
Reklam
590 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kaliteli romanın yokluğundan bahsedilirse, eleştirim her daim okuradır. Eğer kaliteli okur kitlesi varsa iyi yazarların çıkması işten bile değildir. Zira yazar ne kadar kaliteli olursa olsun kitapların değerleri okuyucu tarafından sahiplenilmezse maalesef yazar tüketilmiş olur. Bir verir, iki verir, üçüncü ürünü vermeye şevki kalmaz. Burada önemli
İstanbul Hatırası
İstanbul HatırasıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201935,3bin okunma
127 syf.
9/10 puan verdi
Okuduğum ilk Virginia Woolf kitabı. Benim için iyi bir başlangıç oldu. Okuması zor bir kitap itiraf etmeliyim ki. Bu kitap okunmadan önce belirli bir bilgi birikimine sahip olmalı ve gerektiği yerlerde araştırmalar yapılmalı ki, daha iyi kavranabilsin. Kişisel gelişim kitaplarından haz etmem ama bu kitap benim istediğim türde bir kişisel gelişim
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İletişim Kitabevi · 202137,9bin okunma
İnsan, neşenin yerine üzüntüyü seçmeyi pek sever. Yirmi birinci asrın hastalığı budur belki de. Ne tuhaf. Pablo Neruda, "Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim." derken bir şeyler anlatmak istiyordu aslında. Bu sabah, "bir şeyleri" anlayın da sizi mutlu edenlere koşun sevgili okur. Vakit geçiyor. Var olun. Wilhelm Genazino -
Anarşist Banker – Fernando Pessoa
Akşam yemeğimizi sona erdirmiştik. Karşımda arkadaşım olan, o büyük tüccar ve ünlü üçkâğıtçı banker oturuyordu. Sağlığını düşünmeyen biriymişçesine purosunu tüttürüyordu. Sohbetimiz artık tutukluk yapmaya başlamıştı ki sonunda tamamen kesiliverdi. Şansıma güvenip sohbeti yeniden başlatmak istedim, bunun için aklıma gelen en iyi ilk fikri
Tefrika YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nereden başlanır dahası nasıl başlanır. Ben bu ara bu kadar çok öfkeyle dolup dolup taşarken ve asla boşalmazken. Bir kitap açıklaması, özeti şusu busu yok bu yazıda. Zaten burayı açma amacımda kendime dair bir köşe olmasından ileri gelmekteydi. Malum biz insanlar, birbirimizin köşelerini kapmakta, birbirimize nefes aldırmamakta o kadar ustayız ki. Bazen bas bas bağırarak ' Daraldım lannn! Durdurun şu Dünya’yı' demek geliyor içimden. Yani demem o ki siz bu yazıyı okuyun diye açmadım ben burayı. Benim bazı zamanlarda, bazı şeyleri kusma isteğimden ileri geldi... Neyse anlatmak istediğim burayı şu yüzden açtım demekte değildi... Ben size "kadınlara düşman kadınlardan" bahsetmek istiyorum biraz. Aslında ben bunları yazarken bu yazının başlığını da değiştirmiş olacağım kimse fark etmeden. Siz hiç karşılaştınız mı bunlarla? Ara ara denk gelirdi bana da hiç tam olarak kavrayamamıştım varoluşlarını... Varla yok arası bir şeydiler benim için. Şimdi öyle değil ama baya kanlı canlı karşımdalar boylarını poslarını, saç rengi, göz rengi Allah nasıl yarattıysa artık tarif ederim size. Ete kemiğe büründüler, yanımda yakınımda insan gibi göründüler. Ben bunları tanımadan önce hemcinslerimin yılmaz savunucularındandım şimdi o kadar değil. Her kadını kendin gibi sanma lafını ayna karşısında kendime bin kere tekrar ettim. Devamı için-yaseminkebabci.blogspot.com.tr/?m=1
560 syf.
4/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Büyük bir hevesle başladığım kitap ne yazık ki beni pek tatmin etmedi. Sıkıntımı anlatmak için hafiften spoilere girmek zorundayım. İlk olarak kitabın çevirisinden başlamak istiyorum. Martı'nın, Tess çevirisi başarısızdı. Çoğu yerde tırnak içine alınması gereken kısımlar alınmamıştı. Spoiler: Kitabın başlarını biraz geçtikten sonra Tess'in hamile olduğunu öğrendim fakat bu kız hangi ara baştan çıktı, kim tarafından baştan çıkarıldı sorusunu sordum kendime. Bence ya çevirmen kitaba sansür uygulamış ya da yazar o kısmı atlayıp nasıl olsa okuyucu anlar demiş. Çoğu kişinin aksine ben Tess'i çok sevdim. Onun naifliği ve saflığı beni baya etkiledi. Ne yazık ki ailesi için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Hepsi uyuz -_- . Aslında kitabın konusu ve kitap boyunca yaşananlar tam benim okuyabileceğim tarzdaydı. Kitap bir nevi benim istediğim tarzda bitti. O yönden yazarın kurgu kısmını başarılı buldum. Fakat Tess'i okuyan çoğu kişiye de katılıyorum. Maalesef yazarın dili sıkıcıydı. Karamsar havadan ziyade bazı yerlerde betimlemelerin fazlalığı ve çoğu yazılmasa da olurmuş denen eylemlerden dolayı kitabı yarım bıraktım. Böylece ilk kez bir kitabın özetini okuyarak bitirmiş oldum. En fazla 400 sayfalık bir kurgu vardı bence. belleninkutuphanesi.blogspot.com.tr/2016/04/tess-yo...
Tess
TessThomas Hardy · Martı Kitabevi · 20131,554 okunma
540 syf.
10/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Dikenler ve Güller Sarayını okumadan önce ne perilerden hoşlanırdım ne de epik fantastik romanlardan fakat Dikenler ve Güller Sarayı beni kendine hayran bıraktı, tüm kitabı diken üstünde ve ağzım açık bir şekilde okudum, resmen patlamaya hazır bomba resmen. e-kitap olarak indirip okudum ama diyorum ki keşke alıp okusaydım o kadar iyi yani . (şu an resmen kitabın ne kadar iyi olduğunu sana anlatmak için kıvranıyorum. İyiydi, BAYA İYİ! Artık susuyorum. Tamam) Kitaba başlamadan önce konusu karışık olacak anlamayacağım diye çok korktum fakat korktuğum kadar karmaşıklık olmadı okurken. başından sonuna kadar tüm konuya hakimdim. Değinmeden de geçmeyelim yazarın dili efsaneler ötesiydi tüm sahneler tüm duygular istenilen dozda verilmişti. Bu arada Feyre sen nasıl bir şeysin öyle! Şu zamana kadar okudum bu tür romanlar arasında Feyre, Anita Blake'den sonra tanıştığım, kitabın başından beri güçlü olan kadın karakterlerden biriydi. Tam bir Tamlin-Feyre fanı olduğumu da şimdiden belirteyim. Ryhsand ilk başlarda saçımı yolmama sebep olacak kadar ukala olsa da evet onu da sevdim. Lucien ile Tamlin arasında olan kardeşlik duygularına hayran oldum. Tabi Lucien'nın mizah anlayışına. Yazmalara doyamasam da söylemek istediğim bir şey daha var: O NASIL BİR SONDU ÖYLE BE ÜSTAD!? kitaba puanım : 5/5
Dikenler ve Güller Sarayı
Dikenler ve Güller SarayıSarah J. Maas · Dex Kitap · 20163,857 okunma
200 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Açıkça yargılamak gerekirse, hayal kırıklığına uğradım; Rousseau'dan daha fazlasını beklerdim, ancak karşılaştığım yalnızca çelişkili bir kitap oldu. İçeriğin güzel düşüncelerle çevrili olması, bir kitabı yetkin, totalde açığa çıkacak fikri de kabul edilebilir yapmaz. İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı, bu noktada ne demek istediğimin net bir örneği olmuş diyebilirim. Anlatmak istediklerini pek etkili bir şekilde, kendi kafasındakileri de mantık çerçevesi içinde bir potada eritemeden yazmaya giriştiğini tahmin ediyorum Rousseau'nun. Zira Toplum Sözleşmesi'ni okursanız bu kitaptan önce veya sonra, tam olarak ne demek istediğim iki metnin örneğiyle kolayca anlaşılabilir. Oradaki oturmuş fikirleri, buradaki olgunlaşmamış cümlelerle kıyasladığınızda açıkça tatmin olmayacağınız bir kitapla karşı karşıya olduğunuz kanaatine varabilirsiniz böylece. Çevirmenin notları da dikkatinizi uyandıracak, çelişkileri fark etmenize yardımcı olacak nitelikte. Ayrıca, girişte uzun bir biyografi ve metnin incelemesi de bulunuyor; kitabın başka bir artısı da bu. Neticede söyleyebileceğim, Rousseau'yu bu kitapla tanımanızı istemeyeceğimdir. Dikkatli okumalar.
İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı
İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin KaynağıJean-Jacques Rousseau · Say Yayınları · 20201,395 okunma
Reklam
240 syf.
7/10 puan verdi
Otobiyografik bir roman olduğu bilindiği için yazarın hayatından yola çıkarak kitapta geçen köyün Kayseri'nin Karacafenk Köyü, şehrin ise İstanbul olduğu tahmin edilen Latife Tekin'in ilk romanıdır. Latife Tekin bir röportajında: "Eğer bir kitap beni çarşı pazar dolaştıracaksa kitabı kapatırım, kendim giderim çarşı pazara. Eğer Kaf Dağı'nın
Sevgili Arsız Ölüm
Sevgili Arsız ÖlümLatife Tekin · İletişim Yayınevi · 20137,1bin okunma
Değerlendirmenizi doğru anladıysam, diye söze başladı aynı esnada bir gazeteci, fazla alaycı görünmemeye çalışarak, ülkede hiç kimsenin ölmemesini endişe verici bulmuyorsunuz, Öyle, diye yanıtladı bakan, başka sözcüklerle ifade etmiş olsam da anlatmak istediğim buydu, Sayın bakan, size daha düne kadar insanların ölmekte olduğunu ve bu durumun endişe verici olabileceğinin kimsenin aklından bile geçmediğini hatırlatmama müsaade edin, Doğrudur, doğal olan ölmektir ve ölümler ancak doğal gidişatın dışına çıktığında ve artış kaydettiğinde endişe verebilir, örneğin salgın hastalık ya da savaş durumlarında, Ancak tam da ölmeye niyetli kimsenin bulunmadığı şu durumda siz bizlerden soğukkanlı olmamızı istiyorsunuz,...
790 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.