Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Kitap Ayşe Şasa'nın çocukluk dönemini anlatmasıyla başlıyor. Ayşe Şasa'nın "Kız" çocuğu olarak dünyaya gelmesi ızdırabının başlangıcı oluyor. Oğlan çocuğu bekleyen annesi ona sütünü dahi vermek istemiyor. Böylece okuyucu için de sancılı bir okuma süreci başlamış oluyor.
Ayşe Şasa'nın büyüme evresinde; kendi milli değerlerinden, dininden
"İlkin şu vatanda anlaşalım. Artık vatan kavramı da ikileşti. Biz onların vatanından kaçıyoruz. Özgürce soluyamadığımız, emeğimizle doyamadığımız, yönetimine katılamadığımız yerse eğer vatan, ben vatansızım. Salt coğrafya kitabı kandırmıyor artık beni. Korkuyla yaşıyamayız ki...."
Birkaç ay önce Yordam Kitap'ın sitesinde "hasarlı
Carl Gustavo Jung okumak elbette farklı, öğretici...
Carl Gustav Jung, Analitik Psikolojinin kurucusudur. Sigmund Freud ve Alfred Adler ile birlikte derinlik psikolojisinin üç büyük kurucusundan biridir (Maltby ve diğerleri, 2017).
Çocukluk Yılları
İsviçreli bir rahip babanın ve tutarsız davranışları olan bir annenin oğlu (Snowden, 2012) olan Carl Gustav Jung, 26 Temmuz 1875’te İsviçre Kesswill’de doğdu. Ailenin ilk çocuğu olan abisinin vefatının ardından ilk çocuk gibi büyüdü. Mutsuz bir ailede dünyaya gelen Carl Gustav Jung, yalnız ve içe dönük bir çocuktu. 4 yaşındayken Basel kentine taşındı. İlk kariyer tercihi arkeoloji olsa da sonrasında felsefeyle ilgilendi ve daha sonra tıp okudu. 24 yaşında psikiyatri ile ilgilenmeye karar verdi (Mehmedoğlu, 2013). Sigmund Freud’un Rüya Yorumu kitabını okuduktan sonra Freud ile yazışmaya başladı. 1907’de Viyana’da Sigmund Freud ile tanıştı ve 36 yaşında Uluslararası Psikanaliz Derneği’nin ilk başkanı oldu (Mehmedoğlu, 2013).
Kendini keşfetmeye takık gibi görünse de, kendi keşfini bencil isteklerle yapmamıştır. Kendi özüne yaptığı yolculuğun; insanlara, topluma ve hayata çok ciddi katkıları olmuş bir bilim insanıdır. Bireysel çabalarını, mesleğine taşımış. Mesleğinde gösterdiği başarı ile yüzlerce insanın hayatına fark katmıştır.
Kendi ailesi, yaşadığı kültür ile girdiği çatışmayi kazanmıştır. Sanıyoruz ki Orta doğulu olduğumuz için kendimize has sorunlarımız var, bunun bizim coğrafyamıza ait bir dert olmadığının en önemli kanıtıdır Jung.
Ve bence her bireyin, hatta hayatı anlamlandirmaya çalışan her bireyin Jung okumasını tavsiye ederim.
Bir anne çocukluk yıllarında şiddet gördüyse otomatik şekilde o da çocuğuna benzerlerini uygular. Ve anne babasını karalamamak, kendisinin kötü biri olduğu hissine kapılmamak için yaptıklarını her fırsatta onaylar.
Memet Fuat eleştirmen, denemeci ve yayıncı kimliğiyle, şiir beğenisi ve seçimleriyle edebiyatımızın öncü isimlerindendir. Dört yaşındayken annesi Piraye Hanım’ın Nâzım Hikmet’le evlenmesi nedeniyle çocukluk yılları bu ikiliyle birlikte geçmiştir. Bu mektuplar 1943-1950 yılları arasında Bursa Cezaevi’nden yazılmıştır. Nâzım, edebiyatla yeni tanışan
Osamu Dazai adıyla bilinen Japon yazar Şuuci Tsuşima (1909-1948) Tsugaru Yarımadası'nın bir kasabası olan Kanagi- Mura'da (Goşogavara) on iki çocuklu kalabalık bir ailede dünyaya gelir. Dazai'nin çok da uzun sürmeyen bulantı dolu yaşamının ilk yılları, hasta bir annenin eksikliği ve annenin yerini doldurmaya çalışan yakınlarının onu
Hiç bir roman kurgu değildir. Hatta romanlar gerçek hayattan daha gerçektir. Yazar bu eserde insanlık var oldukça var olmaya devam edecek bir gerçekliği, kuşak çatışmasını önümüze sermiş. Öyle servet-i fünun romanlarındaki kültürel bir kabuk değişimi geçiren bir milletin kuşakları arasındaki bir kavga gibi değil de dümdüz akıp giden yılların
Bugün, "Vahşetin Çağrısı", "Beyaz Diş", "Martin Eden" gibi dünya klasiklerinin serseri ruhlu denizcisi ve Amerika'nın ilk ve tek proleter yazarı olarak gösterilen Jack London'ın ölüm yıldönümü.
Fabrikalarda işçi, denizlerde gemiciydi. Altın aramak için Alaska'ya giden yazar, ucuz otellerden, tozlu tren vagonlarından,
"İmamın manken kızı" dedik meseleyi sadece imtihâna bağladık. İmtihân oluyoruz elbette burada sıkıntı yok ama olaya bilimsel açıdan da bir göz atalım mı? İnsancıl Yaklaşım'ın önemli isimlerinden Maslow der ki:
"Benim annem öylesine katı bir Katolikti ki ben ateist oldum."
Katı Katolik bir annenin, oğlundan çok fazla beklentisi vardır. Bu beklentilerin getirdiği sorumluluk kişiye ağır geldiğinde durum ters teper ve kişi zıt (ters/negatif) kimlik oluşturur. Sonrasında istersen serbest bırak, artık geçmişler ola. O yüzden güven duygusu için bebeklik, kimlik için çocukluk yılları kritik dönemdir. Bunları öğrenmeliyiz. İnancımızı bilimle harmanlayarak yaşasak diyorum, çok mu ütopik?
Merhabalar Sevgili Kitap Dostları
Bugün sizlere esrarengiz bir anlatım üslubuna hakim, mitolojik, bilimsel ve dini konuların perçinleşip bütünleşmiş olduğu, kadınların devasa gücünün anlatıldığı
Kızıla Boyanan Hayatlar adlı roman türünde yazılmış harika bir kitap yorumuyla geldim...
Hepiniz daha önce Lilith'i duymuşsunuzdur.
Lilith kusursuz olarak
İnceleyecek olduğumuz eser, Vahan Totovents’in 1933 yılında “Կեանքի Հին Հռովմէական Ճանապարհի Վրայ”(Eski Roma Yolu Üzerinde Hayat)adıyla yayınladığı “anı-roman” kitabının kısaltılarak “Yitik Evin Varisleri” ismiyle 2002 yılında İstanbul’da yayınlanan nüshasıdır. Kitap Najda Demircioğlu tarafından Türkçeye çevrilmiştir.
Roman, yazarın öz yaşam
Kitapta yazarın çocukluk, gençlik ve okul yılları anlatılıyor.
Henry işsiz bir baba ile, az kazancı olan bir annenin çocuğudur. Çok sevgisiz bir ailede büyüyen Henry, babasından sürekli şiddet gören, yanlız bir çocuktur.
Benim yazarla tanışma kitabımdı. Cinselliğin çok fazla olduğu bir kitaptı. Kitabı sevip sevememe konusunda karar veremedim.
Keyifli okumalar.
Ekmek ArasıCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20126,8bin okunma
#akşamyıldızlarınınimparatoru
#pazarlıkçıserisi
-LAURA THALASSA
Her şeytanın kendi günü vardır…
İşte bugün Desmond Flynn’ın günü.
Tam tamına 16 yıl hayatını annesiyle bir mağarada geçiren çocuk Dess’in hikayesine ortak oluyoruz. Pazarlıkçı olmadan önce Call ile tanışmadan öncesine. Zayıf bir annenin oğlu. Biraz da büyüyle lanetlenmiş. Kaderine