Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mekan algısı, Avrupa merkezci hale geldikçe kullandığımız coğrafi terimler de sınırlayıcı bir nitelik kazanıyor. Örneğin; insanlık tarihinin merkezinde yer alan coğrafyaya bugün neden "Ortadoğu" diyoruz? Japonya hangi coğrafi tasnife göre Uzak Doğu kabul ediliyor? Tersinden düşünecek olursak mesela Amerika'ya neden 'Uzak Batı' ya da 'Uzak Doğu' demiyoruz?
KIZ - Senin karın da şeytanın yeryüzü şubesi galiba? SADREDDİN - Hayır, şeytan benim karımın öteki taraftaki şubesi!
Reklam
"Kişinin bir insan olabilmesinin tek yolu öteki insanlarla ilişkilerden geçer. Siz de bu erkek ya da kadınlar için öteki olacaksınız. Erkekler her zaman dişiler için animus çağrışımları yaratacak, öyle ya da böyle. Dişiler de erkekler için anima çağrışımları yaratacak..."
Avrupa'nın Doğu'yu ve İslam dünyasını bir "öteki" olarak görmesi İslam'ın tarih sahnesine çıktığı 7. yüzyıla kadar geri gider. Ortaçağlarda İslam'ı dini ve teolojik gerekçelerle bir öteki haline getiren Avrupa medeniyeti, bu ötekileştirmeyi modern dönemde; din dışı ve seküler argümanlar kullanarak yapmaktadır. Bu yüzden soğuk savaşın ardından İslam, giderek bir güvenlik sorunu olarak kurgulanmış ve "İslam tehdidi" uluslararası ilişkilerden, göçmen yasalarına kadar her alanda kullanılan elverişli bir siyaset aracı haline gelmiştir. Modern Batı medeniyetinin milliyetçi, dini ve seküler aşırı uçları; İslamı ve müslümanları ötekileştirerek kendilerine bir güvenlik ve meşruiyet alanı yaratmaya çalışıyorlar.
Grup ve "öteki"
Grup olmanın tabii neticesi olarak,iç,dışarıdan yalıtılıp kapalı hale getirilirken,dış ise ötekileştirilir.iç,dışarıdan ,dış ise içeriden farklıdır. İçe doğru bağlılık, sempati,Dayanışma,duyguları hakimdir. Dışa doğru ise farklılık,antipati,nefret,katı Savunma,düşman görme ve saldırı duyguları gelişir. Grup kenetlenmesinin yolu,grubun kendisini yabancılardan ayırabilmesine bağlıdır. "Dolayısıyla, yabancılar bizim kendimizi tanımlama sürecimiz için gereklidir .(ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın,gündüz geceye muhtaç sen de bana lazımsın:) ) "Bunlar özellikle benim parçam olduğu için iyi" demek,aslında "diğerleri(ötekileri) özellikle benim parçam olmadığı başkalarının parçası olduğu için kötü" anlamına gelir .(Robert S. Robbins(politik paranoya eseri) Grup kendi tanımlamasını yapabilmesi için, düşmana veya ötekine ihtiyaç duyar. Genel de grubun bittiği yerde ötekiler ve düşmanlar başlar. Grubun kitleléşmesi için canlı düşmana ihtiyaç vardır.
Hem herkese inanmak hem de hiç kimseye inanmamak! İkisini de yapmamalı, çünkü ikisi de hatadır. Aslında hatanın biri daha onurlu, öteki daha güvenlidir.
Jaguar KitapKitabı okudu
Reklam
Tek başınalığın en derinlerine bir kez olsun inmişsen, artık her türlü ilişki sana yüzeysel gelecektir. Aşk bile tek başınalık kadar derine inemez çünkü aşkta bile öteki mevcuttur ve ötekinin varlığı seni merkezin uzağına, dış sınırlara düşürür. Başka hiç kimse, hatta başka biriyle ilgili bir düşünce bile olmadığında, yani gerçekten tek başınayken, git gide dibe çökmeye, kendi içinde boğulmaya başlarsın.Korkma. Başlangıçta bu boğulma ölüm gibi görünecek ve üzerine kasvet çökecektir. Üzüntü etrafını kaplayacak çünkü mutluluğu hep insanlarla birlikteyken, ilişki içindeyken yaşıyordun. Sadece bekle biraz. Bu çöküşün biraz daha derine inmesine izin verirsen bir sessizliğin, ve kendine has bir dansı olan bir dinginliğin içerilerde hareketsiz bir hareketin belirmeye başladığını göreceksin.
Yavaştır yaşamının anlamı
Değilsin çünkü olmadın — kendin olmağa çalıştığın her durumda, sen de eksik düştün, ötekiler de : kendine katmağa çalıştığın her öteki, başkası olup çıktı — bu arada sen, kendin de, başkalaştın, "O ötekini belki kendim kılarım" diye... Dizi dizi yanılgılar — Geciktirmeler... Kaçınmalar... Yançizmeler... Sulandırmalar... Atlatmalar... Geçiştirmeler... — Daha neler, neler! Şu demek:- Bunca yıl yaşadın; zaman oldu, anlamlı yaşadığını bile sandın; ama, anlayamadın yaşamının anlamını — sana kendi anlamıyla gelmedi yaşamın. Ancak, şimdi, işte...
Sayfa 67 - Metis Yay. 9. Baskı: Eylül 2012
Öteki Özeldir.
"Kendisi de "öteki"nin karşı- sında bir "öteki" olarak var olan bir insan nasıl olur da "öteki"ni yok sayarak yaşayabilir? Zira o zaman o "öteki" de bu "öteki"yi yok etmeyi hayatının hedefi hâline getirecektir."
Sayfa 32
Reklam
Savaş sanatı mutlaklardan ibarettir. Biz veya öteki. Zafer veya yenilgi. Ara yol yoktur. Merhamet yoktur. Teslimiyet yoktur.
Sayfa 379Kitabı okudu
Artık elinden ne gelirdi ? Olan olmuştu: Mesele olmuş,bitmiş,hüküm verilmiş,imzalanmıştı ;yapabileceği ne kalmıştı?
Yalnızca kendinden kaçmak istemiyor,bir daha geri dönmemek üzere ortadan kaybolmak istiyordu.
Her ölüm dünyada bir çatlak açar — bir boşluk bırakıp öyle gider her kişi: öteki kişiler de, şimdi, o çatlağı kapatmakla, o boşluğu doldurmakla görevlendirilmiş hissederler kendilerini. .... ama faydasızdır bu çaba : çatlak kapanmaz, boşluk dolmaz; uğraşıp durur kişiler, kendileri de birer çatlak, birer boşluk olana dek ..... Oysa, önemli olan, çatlağı açıkça görebilmek, boşluğu olduğu gibi yüklenebilmekti. Çünkü, ölüm, onmaz; yaşam, onarılamazdır.
deniz kıyısına gidelim haydi mavi, göğsünde uyutur biraz korkumuzu. iki kişilik bir yalnızlığım fotoğraflarının önünde birisi alıp götürdüğün, öteki bırakıp gittiğin.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.