Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
64 syf.
2/10 puan verdi
İlhan Arsel’le cahiliye dönemine gidip dönem hakkında yanlış fikir sahibi olabilmek için çok ideal bir kitap. Alternatif tarih arıyorsanız el kitabınız olabilir. Birkaç iddiayı örnek olarak vereceğim. İlhan diyor ki, kız çocuklarını gömmek yaygın değildi kız çocuklarının doğuşunu talihsiz saymak gelenekte yoktu. Dakika bir gol bir. Evet her evde
Cahiliyye
Cahiliyyeİlhan Arsel · Kaynak Yayınları · 2016115 okunma
Arapların ‘ölçü’ kavramını buluşu
Deve yürüşü çok önceden Araplarda şiir yeteneğini kamçıladı. Devesi­nin üstünde türkü söyleyen Arap, türkünün ahenk ve ölçü­süne göre devenin adımlarında bir hızlanma ya da yavaş­lama olduğunu hissetti. Eğer ritmdeki ara kısa ise, deve oldukça hızlı gidiyor, yok eğer ara uzuyorsa deve ağır ağır yol alıyordu. Müziğin, sesin ritmine göre adım atıyordu sanki deve. Böylece, devenin ağır ağır attığı dört adımdan ‘ölçüyü’ buldular. Konuşma dilinde uzun ve kısa hecelerin ardarda gelmesi, ölçüyü meydana getirdi. Bedevinin doğal dehası böylece nazmı buldu…”
Reklam
Nasıl güzel anlatmış şair/
"Eskimolarda kar anlamına gelen 90 kelime vardır. Araplarda en az 60 kelime aşk anlamına gelir. Afrikalıların ağaç anlamına gelen öyle çok kelimesi var ki sayısı yapraklarla ölçülmez, aynı şeyi su için de söyleyebiliriz de söylemeyiz: Bir de yokluğa özlem var.. Yokluk, bir rüzgâr bulur bulmaz kendine yapraklarını görmeye giden bir annedir her dilde" ...
Kuran'ın mucize olması
Kur’an’ın i‘câzını ortaya koyan üç özelliğinden söz etmek mümkündür: 1. Söz Sanatı. Seçilen kelimeler ve dizilişi, grameri, uygulanan edebî sanatlar, kelimelere –dilin imkânları sonuna kadar kullanılarak– yüklenen mânalar. 2. Üslûp ve Şekil Özelliği. Kur’ân-ı Kerîm’den önce Araplar’da, sözlü edebiyatın iki şekli vardı: Şiir ve nesir. Nesir de hitabet ile kâhinlerin kafiyeli sözlerinden ibaretti. Kur’ân-ı Kerîm şiir olmadığı gibi Araplar’ın bildiği nesirden de farklıdır. O, öğüt ve tâlimattan ibaret bulunan iki amacını gerçekleştirmek üzere şeklin ve üslûbun en uygununu seçmiş, yerine göre uygun geçişler yaparak; misaller, kıssalar ve tarihî olaylardan yararlanarak vermek istediğini en güzel ve etkili bir şekilde vermiştir. 3. Muhteva Özelliği. Kur’ân-ı Kerîm’in muhtevası iman (inanmak), inanılacak esaslar, ibadet ve çeşitleri, hükümler ve tâlimat, ahlâk bilgisi ve eğitimi, yaratılış ve oluş, gayb âlemi ve buradaki varlıklar, kısmen peygamberler ve kavimler tarihi, insan ve kâinatın yapısı, gelecekle ilgili bazı haber ve bilgilerden oluşmaktadır. Hz. Peygamber’in çevresi ve yetişme şartları bellidir. O’nun ve çevresindekilerin bu bilgilere sahip olmadıkları, bu bilgilerin bir kısmına o çağda yaşayan başkalarının da sahip bulunmadıkları bilinmektedir. Peygamberliğinden önce okuma yazma bilmeyen (ümmî) bir zatın ağzından çıkan, hepsinin de doğru olduğu ya o anda yahut zamanı gelince anlaşılan ve bundan sonra da anlaşılacak olan, yakın çevredeki dinlerin ve bu dinlere ait kitapların yanlışlarını düzelten, tahrifleri açıklığa kavuşturan bu muhteva (Kur’ân-ı Kerîm’in içeriği).
Bakara suresi 23. ayet tefsiri
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Gerçek bir züht. Yani dünya nimetlerinden feragat edebilmek! Evet, Sevgili Fuat Sezgin'e "Gençlere ne tavsiye edersiniz?" diye sorulduğunda verdiği bu cevap onun kaleme aldığı eserler kadar, yaşadığı hayatın da ne kadar ibret alınması gerektiğini gösteriyor aslında. Öncelikle biraz Fuat Sezgin'den bahsetmek istiyorum. Kendisi 1924'te
Bilim Tarihi Sohbetleri
Bilim Tarihi SohbetleriSefer Turan · Pınar Yayınları · 20193,365 okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Araplarda bir kabile vardı; bütün temiz huylara sahipti bu kabile halkı. Fütüvvet defterinin başlığı olan, Arap boylarının başı bulunan bu kabîle, “Benî mahabbet -Sevgioğulları” kabilesiydi. Ama ne kabileydi? Dert kıblesi; bütün halkı kara bahtlı, sarı yüzlüydü. Giydikleri temmuz güneşiydi; içtikleri, cihânı yakıp yandıran yalım. Vadileri kumluktu, gam şişelerinin kırıklarıydı; kumlar sayısınca da hüzün ve mâtem vardı o vadide. Çadırları, mahrumiyet ahının dumanıydı; sohbetleri, hep ney gibi feryâd ü figandı. Her biri, bir güzele vurgundu; hepsinin de ağzı kılıç gibi kanlıydı. Rızıkları ansızın gelen belâyı; üstlerine her an ateş yağardı. Bu kabilede aynı gün içinde iki çocuk doğar. Bunlardan kıza “Hüsn” oğlana da “Aşk” adını koyarlar. Hüsn ve Aşk büyüyünce Mekteb-i Edeb‘e giderler ve Molla-yı Cünun‘dan ders alırlar. Küçük yaştan beri Hüsn’ü seven Aşk onunla evlenmek ister. Kabilenin ileri gelenleri Aşk’tan sevgisini kanıtlamasını isterler. O da zorluklarla dolu, çileli bir yolculuğa girişir. Pek çok olaylar ve aşamalardan sonra Aşk, Hüsn’e kavuşur. Şeyh Galib’ in bu güzel mesnevisini anlamakta zorlanacağımı sanmıştım fakat hiç ummadığım kadar çok kapsamlı. Yüklüce bir önsözden sonra orijinal diliyle yazılan eser kitabın ortasından itibaren nesir haliyle günümüz Türkçesine çevrilmiş. Bu haliyle okuma kolaylığı sağlıyor. Geniş sözlük ve açıklama bölümleriyle de eser sona eriyor. Klasik Doğu edebiyatına, divan şiirlerine ilgi duyanların, sevenlerin mutlaka okuması ve kütüphanesinde bulunması gereken harika bir eser...
Hüsn ü Aşk
Hüsn ü AşkŞeyh Galip · İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,282 okunma
Reklam
. "Eskimolarda kar anlamına gelen 90 kelime vardır. Araplarda en az 60 kelime aşk anlamına gelir." .
Önce İnsanım
Hucurat 13.Ayet: Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O´ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır. Ayetin Tefsiri: Müslümanların dünya görüşlerini ve değer ölçütlerini
"Eskimolarda kar anlamına gelen 90 kelime vardır. Araplarda en az 60 kelime aşk anlamına gelir."
Sayfa 57
"Eskimolarda kar anlamına gelen 90 kelime vardır. Araplarda en az 60 kelime aşk anlamına gelir." Afrikalıların ağaç anlamına gelen öyle çok kelimesi var ki sayısı yapraklarla ölçülmez, aynı şeyi su için de söyleyebiliriz de söylemeyiz: Bir de yokluğa özlem var. Yokluk, bir rüzgâr bulur bulmaz kendine yapraklarını görmeye giden bir annedir her dilde.
Sayfa 57
Reklam
“Eskimolarda kar anlamına gelen 90 kelime vardır. Araplarda en az 60 kelime aşk anlamına gelir.” Afrikalıların ağaç anlamına gelen öyle çok kelimesi var ki sayısı yapraklarla ölçülmez, aynı şeyi su için de söyleyebiliriz de söylemeyiz: Bir de yokluğa özlem var. Yokluk, bir rüzgar bulur  bulmaz kendine yapraklarını görmeye giden bir
Yalnız bu çok iyi…
Deve yürüşü çok önceden Araplarda şiir yeteneğini kamçıladı. Devesi­nin üstünde türkü söyleyen Arap, türkünün ahenk ve ölçü­süne göre devenin adımlarında bir hızlanma ya da yavaş­lama olduğunu hissetti. Eğer ritimdeki ara kısa ise deve ol­dukça hızlı gidiyor, yok eğer ara uzuyorsa deve ağır ağır yol alıyordu. Müziğin, sesin ritmine göre adım atıyordu sanki deve. Böylece devenin ağır ağır attığı dört adımdan ölçüyü buldular.
312 syf.
·
Puan vermedi
Câhiliyye Dönemi Okumalarının Önemi
Eser, son dönem çalışmalardan biri olması hasebiyle sistematik, pek çok eseri görmüş olması sebebiyle ansiklopedik ve geniş çaplı bir bilgi sunması açısından doyurucu bir eserdir. Kur'an'ı anlamak için bağlamı, indiği dönemi anlamak çok önemlidir. Bu anlamda İslam öncesi dönem hakkında edinecek bilgiler pek çok ayetin idrak seviyesine ulaşılmasını sağlayacaktır. Nitekim benim açımdan gerçekleşen iki örneği zikretmek istiyorum. Birincisi, Arapların konukseverlik bağlamında yaşadıkları yerlerde geceleri büyük ateş yakarak veya köpek bulundurarak gece yolculuk yapan kimselere yardım etmek istekleri, Hz. Musa'nın ailesini bırakıpta ateş araması hadisesini zihnimde açıklığa kavuşturmuştur. İkincisi ise Araplarda şairlerin rollerine dair serd edilen bilgiler, konumları, şiir örnekleri İslami süreçte şairlere karşı yapılan eleştirileri anlamama yardımcı olmuştur. Burada dikkat çekilmesi gereken hususlardan bir tanesi de Hz. Peygamber'in 40 yılının İslam öncesi Câhiliyye olarak adlandırılan çağa ait olduğunu hatırlamak, ilk nesil müslümanların bu çağda değişip dönüşen kimseler olmasıdır. Bu nedenle İslam öncesi okumaları yapmak önem arz etmektedir.
Kur’an’ın Geliş Ortamında Arap Toplumu
Kur’an’ın Geliş Ortamında Arap ToplumuAdem Apak · Kuramer Yayınevi · 201738 okunma
213 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
DENGBEJLİK GELENEĞİ
HER MİLLETİN MUTLAKA SÖZLÜ BİR EDEBİYATI VARDIR. SÖZLÜ EDEBİYAT BİR DİLİN BİNLERCE YILLIK HAFIZASIDIR, BİR KÜLTÜR HAZİNESİDİR; BİR MİLLETİN GEÇMİŞİ, KAİNATA, DÜNYAYA,HAYATA, OLAYLARA BAKIŞ AÇISIDIR. Kürtlerde de çok zengin bir sözlü edebiyat hazinesi mevcuttur; milyonlarca hikaye, masal, ağıt, ninni, destan, bilmece, tekerleme ve daha bir sürü.
Evdalê Zeynikê
Evdalê ZeynikêAhmet Aras · Nûbihar Yayınları · 201851 okunma
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.