Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Günümüz dünyasında, emperyalist güçler biraz daha zengin olmak,insanları biraz daha sömürmek adına Cavid-19 hastalığını icat ettiler. Aşı, test ve omaskenin yanısıra, yeni ilaçları piyasaya sürdüler. Dünya insanını biraz daha korkutarak yönetmeye çalıştılar.
Vladımır PISTALO bu kitapta bundan 150 yıl öncede aynı soyadı taşıyan dünya zenginlerinin Teslayı nasıl bertaraf ettiklerini, kendi çıkarları için neler yapabileceklerini göreceksiniz.
Edison, patent merkezinde kurduğu istihbarat ağı ile diğer insanların icatlarını modifiye edip kendi icadıymış gibi patent alan, satamayacağı bir şeyle zerre ilgilenmeyen bir adam.Tesla’nın önünü kesmek için her türlü düzenbazlığa başvuran sirk çadırları kurarak alternatif akımın ölümcül olduğunu göstermeye çalışıyor.
Tesla ise insanlığı insana tercih eden güçlülere boyun eğmeden her seferinde yeniden başlayan bir mucit.
Modern çağın mucidi olarak anılmayı Edison dan daha çok hakediyor.
İncelemeyi bitirdikten sonra tekrar okuduğumda farkettim ki kitaptan çok Osho’nun kendisini eleştirmişim. O yüzden kitaptan da ayrıca bahsetmek istiyorum. Osho’nun okuduğum ikinci kitabı. Daha fazla da okumayı düşünmüyorum çünkü diğerlerini de incelediğimde hep benzer şeyler söylüyor. Açıkçası büyük hayal kırıklığı oldu. Hayal kırıklığı daha çok
·
Puan vermedi
"Eğer bunu okumaya niyetliyseniz vazgeçin. Birkaç sayfa okuduktan sonra, burada olmak istemeyeceksiniz. Bu yüzden unutun gitsin. Gidin buradan. Hala tek parçayken hemen kaçın."
Dövüş Kulübü ile tüm dünyanın ilgisini çeken Chuck Palahniuk imzalı Tıkanma okuyucusunu kışkırtacak bu cümleyle başlıyor. Yaptığı sağlam sistem eleştirileriyle edebiyat dünyasının asi çocuğu olarak kabul edilen yazar bu kitapta da anne oğul arasındaki sevgiye odaklanırken seksin bağımlılık yaratan gücünü ve yaşlanmanın yarattığı dehşet duygularını da anlatıyor.
Öncelikle şunu demek istiyorum ki aranızda depresyonda olan veya morali bozuk olan kendini kötü ve üzgün hisseden her kim varsa bu kitaba hemen başlasın. Moralimin bozuk olduğu bir zamanda başlamıştım bu kitaba ve geriye tek bir hüzün kıpırtısı bile bırakmadı içim de diyebilirim. Gülmekten kahkahalarca yere serildim desem yalan olmaz. Kitabımız Ceyhun' un arkadaşlarıyla beraber yaptığı bir eşşek şakasıyla Serce ismindeki sivri dilli bir operatörümüze toslamasıyla başlıyor. Ceyhun yaptığı eşşek şakasından sonra düşük puan verip Serceyi zor duruma düşürmesiyle maceramız başlıyor. Bu puanlamalar Serce gibi operatörler için çok önemlidir. Tabi Ceyhun gibi müşteriler bunu nerden bilecek ki. Hayatının şakasını yapayım derken hayatının en asi aşkına rastlamıştı Ceyhun Çapkın efendimiz. Şimdiden kendisine Serce olan ilişkisinde başarılar dilerim. Çünkü Serce ile olan bir birliktelik fazlasıyla Ceyhun gibi saf bir oğlana rodeo yapmak gibi gelebilir. Bunun üzerine bir bardak soğuk su içsin bence.
Lafın kısası çok güzel bir gençlik aşkı okudum. Kübra Kiraz Berk yine yaptı yapacağını canevimizden vurdu bizi sağolsun. Kitapta bolca kahkaha bolca hayat dersi ve bolca romantiklik vardı ve gerçekten efsaneydi. Operatöre başlamadan önceki ruh halimden eser kalmadı diyebilirim bazen ara sıra aklıma geldiklerinde yine kahkahalara boğuluyorum. Yüzümüzü güldüren bir gençlik aşkı romanı herkese tavsiye ediyorum ve en kısa zamanda serinin ikinci kitabına da başlıyorum. Peki öyleyse siz hazır mısınız. O halde sıkı durun! Operatöre Bağlanıyorsunuz...
Yazar muhtemelen aşı karşıtlığı vb kendi fikirlerini karakter üzerinden aktariyor. CERN de tehlikeliymis, EVED.
Bilim kurgu kitabi gibi ama değil. Kişisel gelişim kitabı gibi bir şey. Vıcık vıcık kişisel gelişim. Nasıl insan olacağımızı bize öğretiyor sağolsun.
Bir tavsiye, bu kitabı tavsiye edenlerden hiçbir tavsiye almayın. Yazarı biraz araştırın. Araştırmadan puanı yüksek diye bir şans vereyim demistim. Ben ettim siz etmeyin. Bir bilim kurgu (beklentisiyle) listesinde rast gelip okumasaydim, kişisel gelişim kitabı olarak denk gelseydim böyle tiksinmez, sadece okumadan geçerdim.
Gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk/ Hiç bir yere gitmiyor
Selam,
Çok geç tanışmışım bu kadınla. Nasıl kaçırmışım... O yazarken kitapları yok satarken sanırım popüler olanın itici gelmesi batağına saplanmışım. Ancak ne oldu ise bu ay önce Aziz Bey Hadisesi'ni okudum ve beynimde, kalbimde bir hadise oluştu. Sonra Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesini arka arkaya deyim yerinde ise içtim.
Anladığınız üzere
Gizli Bahçe
Okuduğum en heyecanlı ve akıcı kitaplardan biriydi. Kitabın son sayfalarında gözyaşlarımı tutamadığımı itiraf etmeliyim. Çok severek ve heyecanla okudum. Asi, suratsiz, huysuz bir kız çocuğunun bir bahçe sayesinde nasıl değiştiğini ve çevresindekileri de nasıl etkileyip değiştirdiğini çok güzel anlatmış kitap.
Mary, Colin, Dickon çok harika çocuklardiniz. İyiki sizin hikayenizi okumuşum. Çok etkilendim. Özellikle Colin'in sihir adını verdiği evrene gönderdiği pozitif enerji olumlamasinin sonuçlarını görmek çok hoştu. İyiki okumuşum dediğim kitaplardan.
Kesinlikle okuyun
Tezer Özlü, Türk edebiyatının nostaljik prensesi diyor kimileri, kimileri ise edebiyatın gamlı prensesi... Bana göre edebiyatın keskin bıçağı, asi kadını. Tanıştığımıza memnun oldum.
Çocukluğunu, ilk gençlik yıllarını hayata karşı çıkışlarını, isyanlarını anlattığı kitabı Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabını okurken yazdıkları yüzünüze çarpıyor. Kalemin keskinliği sarsıyor. Cesareti bazen şaşırtıyor bazen düşündürüyor. Kimi zaman vay be dedirtiyor kimi zaman ah be...
Sade bir dille yazılmış okuması bir hayli kolay bir kitap. Albert Camus'nün diğer kitaplarının aksine roman tarzında bir kitap. Kitabı okurken sanki bizim son iki yılda yaşadıklarımızdan bir kesitini okuyormuşum hissine kapıldım; salgın hastalık, aşı bulma çalışmaları, eve kapanma, yasaklar, sevdiklerinden ayrı düşenler… Bizim Corona ile mücadelemiz gibi kitapta da insanların veba ile mücadelesi ele alınıyor. Kitap çok uzun bir kitap ve bu kadar uzun olmasına gerek var mıydı hiç sanmıyorum. Açıkça söylemek gerekirse “Yabancı”, “Düşüş” ve “Sisifos Söyleni” gibi eserlerinde vermek istediği mesajı net bir şekilde ifade eden Camus’nün bu eserini okurken vermek istediği mesajı tam anlayamadım hatta bir mesaj var mı bundan bile emin değilim. Belki de bu kitabı final sınavları yüzünden uzun bir aradan sonra bitirdiğim için diğer kitaplardaki tadı bulamamış olabilirim. Bunlara rağmen yine de okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum
Asi ve Mavi / Şeyma Demir
Birkaç gün önce bitirdiğim bir kitaptan bahsedeceğim şimdi. Asi ve Mavi. Bir kitap ancak bu kadar duygu yüklü olabilir doğrusu. Seride en sevdiğim kitap bir bu bir de Yusuf Yüzlü Demir Yürekli oldu. Gerçekliği sonuna kadar hissettim. Günnur'un geçmişi gerçekten okurken içime içime işlendi ve nasıl desem... mola vererek okudum resmen. Çok hüzünlüydü ama şu sözlerin timsali bu roman. Her şerde bir hayır vardır derler ya, bu söze bu kitaptan sonra daha çok inandım. Gerçekten de binlerce şerrin içinden hayırlı mı hayırlı bir sonuçla çıktılar. Ama keşke daha fazla yazsaydı dedim yazara. Asi ve Mavi bu kadar ince bir kitap olmamalıydı. Yusuf Yüzlü Demir Yürekli kadar kalın olmalıydı. Herkesin, özellikle gençlerin okumasını şiddetle önerebilirim. Kalbinizi bambaşka şeylere ısındırıyor siz farkında olmadan. Ben bu serinin klasik Wattpad kurgularına ve uygulamaya yönelik önyargılara bir darbe olduğuna inanıyorum. Wattpad tamamen siyah değil... :))
George Orwell - 1984 (Spoiler)
"Özgürlük 2+2=4 diyebilmektir."
3. dünya savaşı sonrası gezegende Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya adındaki üç ülke hakimdir ve bu üç ülke birbirleri ile savaşmaktadır. Okyanusya'nın başkenti olan İngiltere'de İNGSOS hükümeti ve ülkenin her yerinde fotoğrafı duvarlara asılı olan, halk tarafından adeta kutsallaştırılan lider
#seldokudu #inancıngölgesinde #aşkveisyan
Bir 28 Şubat Olayları Romanı...
Bazı kitapları okuduktan sonra kapağını kapatsanız da içinizde bir ayrılık hüznü olur. Benim içinde öyle bir kitap oldu. Hem heyecan ile okuyup hem de bitmesin istedim.
Belki de gerçek yaşamdan uyarlanmış olması beni bu kadar etkiledi...
Kerem ve Hanzade onların tek ortak noktası aynı sınıfta birer öğrenci olmalarıdır.
Ama ikisi arasında olan kimsenin anlamadığı bir sevgi de söz konusudur. Tabi birlikte olmaları ise imkansız gibi görünür.
Kerem İslam inancına bağlı olarak yaşayan ve tam anlamı ile yerine getiren bir gençtir.
Hanzade ise tam tersine bir yaşama sahiptir.
Asi, vurdumduymaz, bencil ve avare....
Kendisi de bunun farkındadır. Müslüman kelimesi dahil onun ve ailesi için kimlikte yazan bir kelimeden ibarettir.
Hanzade 'yi elit ve çağdaş yetiştirdikleri,
Kerem'i ve baş örtüsü olan diğer arkadaşlarını ise geri kafalı ve yobaz olduğunu düşünürler.
Hanzade de bu kafadan gibi olsa da onun yüreğinde bir ufak kıvılcım akseder. O ufacık kıvılcım yanmak, tutuşmak için gün sayar...
Birgün derse dahil olan ve yeni gelen Tarık Hoca o alevi parlatmış ve Hanzade sorgulamaya başlamıştır...
Ailesi ise buna şiddetle karşı çıkarken kaderde olanı yaşamak onların yazısıdır.
Kerem ve Hanzede'yi uzun bir yol zorlu bir imtihan bekler...
Tabi bize de okumak düşer...
Aslında daha neler neler yazmak anlatmak isterim ama kısa tutup bir tek okuyun derim...
2017 yılında basılan kitap da yazar tam da dünyayı kavuran salgını öngörmüş. Benzer olayları yaşadığımız sürecin sonrasını ise kurgu da olsa ürpertici. Panik, bilinmezlik, endişe, aşı çalışmaları kitabın yan unsurları olurken asıl konu salgın ve var olan insanların dönüşümü.
Kıyamet adı verilen virüs hızlı bir şekilde yayılırken insanlarda
Sözlerime nasıl başlayacağımı her ne kadar bilmesemde; Kitap okuma alışkanlığımı ilkokul dönemlerinde bana kazandıran aşılayan öğretmenlerime sonsuz teşekkürlerimi ileterek başlamak isterim... Aşk kitaplarını oldum olası sevmez ve bir bağ kuramazdim son 2 sene içinde okuduğum cümlelerinde kendimi bulduğum kendi hayattimin yansımalarını gördüğüm ve şu zor dönemlerimde yüreğime bir nebzede dokunan sözlerini görmek yalnız olmadığımı bana hatırlatan cümlelere dokunmak beni derinden sarstı. Herkesin iki satır aşk ile kuracağı cümlelerinin olacağına inanıyorum. Aşk ve sevgi o kadar bağımsız ve bir o kadar bağlı iken bunu bir kez daha yaşadığım ve duygularımın her hücresinde hissettiğim sözlerini itinayla okumanızı tavsiye ederim. Herkesin içinde kopan o kıyametin asıl sebebinin ise mutsuzluk ve buna karşı olarak da sevgisizlik olduğunu gördüğüm şu duygusal dönemlerimde en zirvede hissetim. Hayattima giren, çıkan, kalan.. herkese sonsuz teşekkürler. Hepiniz bana bir şeyler öğretiniz... Saygılar..
