Islak sokağın kucağında
Bir ben ve çaresiz bir ben daha
Tuzlu saçlarım değiyor dudaklarıma
Aynı sen o tatlı ten
Sanki umurunda belki de onunla
Sevişiyor çılgınca
Yine de kalbim hep onunla
Sen benim masum biricik meleğim
Aşk oyunu buna derler güzelim
Seçmelisin birini
Bir şöyle bir böyle derken
Kaçırıp harcarsın sevgileri
Yeni aşk caydırır çoğu zaman aldatır
Gelen gideni aratır
Aşk oyunu buna derler güzelim
Aklını başından alır
"KENAN DOĞULU"
Islak sokağın kucağında
Bir ben ve çaresiz bir ben daha
Tuzlu saçlarım değiyor dudaklarıma
Aynı sen o tatlı ten
Sanki umurunda belki de onunla
Sevişiyor çılgınca
Yine de kalbim hep onunla
Sen benim masum biricik meleğim
Aşk oyunu buna derler güzelim
Seçmelisin birini
Bir şöyle bir böyle derken
Kaçırıp harcarsın sevgileri
Yeni aşk caydırır çoğu zaman aldatır
Gelen gideni aratır
Aşk oyunu buna derler güzelim
Aklını başından alır
Ehmedê Xanî (1651-1707) 17. Yüzyılda yaşamış Kürt edebiyatçı, şair, tarihçi ve islam âlimi. Arapça, farsça, osmanlıca ve kürtçe dillerine hakim olan Xani'nin Mem ile Zin mesnevisi, islam dünyasındaki mesnevi geleneği açısından bakıldığında son derece önemli özellikler göstermektedir. Kürtler arasında yaşayan "Memê Alan" destanını temel
Aşk oyunu buna derler güzelim, seçmelisin birini...
Öyle tatlış bir kitap okudum ki duygularımı kelimelere tam manasıyla dökemeyecekmişim gibi hissediyorum. İlk kez Balzac okudum ve bayıldım. Yazımına, diline, yerleştirdiği şaka yollu iğnelemelerine...
Şurada, https://1000kitap.com/gonderi/34700268, iletinin altına yazmıştım, matruşka bebekleri gibi karakter içinden karakter çıkartmış Balzac. A kişisini okuyorken, A kişisinin yolu B ile kesildiğinde bu kez B'den bahsetmeye başlıyor. Böyle böyle elindeki iskambil kartlarını birer birer masaya açar gibi karakterleri açıp, falı okuyor bize.
Anlatımdaki şiirselliğe, sürekli teatral metinlere ve mitolojiye yapılan göndermelere hayran oldum. Zaten kitap da biraz tiyatro havasındaydı bana göre; okurken karşılıklı diyaloglar, davranış biçimleri gözümde net bir şekilde oynadı.
Kitap aşk üçgeni dörtgeni değil, aşk kördüğümü mübarek. :) Herkesin hayran olduğu güzel Modeste kendisine eş olarak kimi seçecek beklentisi, lunapark trenindeymişim heyecanı verdi bana.
Önemli olan STATÜ mü? PARA mı? AŞK mı? Kalp mi mantık mı? Yoksa ailenin istediği mi? Balzac hepsini dantel dantel örmüş, aşkın gözü kaçıncı aşamadan sonra körleşir? E bir kızı bin kişi ister bir kişi alır denilmiş.
Modeste aşkı mı seçecek, ünvanı mı? Yoksa tümünü elinin tersiyle itecek mi? Hepsinin cevabı 1000k pembe dizi kuşağında, Modeste Mignon'da. ;)
Modeste MignonHonore de Balzac · İş Bankası Kültür Yayınları · 2017344 okunma
"Oğlu olarak yetiştim
Varlıklı insanların. Ailem
Boynuma bir yaka takıp yetiştirdi beni
Hizmet edilecek biri olarak ve öğretti bana
Buyurma sanatını. Ama
Büyüyüp çevreme baktığımda
Sevmedim sınıfımın insanlarını
Buyurmayı ve hizmet edilmeyi
Ve terkedip sınıfımı katıldım
Yoksul insanların arasına"
Brecht'i tanımayanlar için bir tanıtım
Efendim Ali Şeriati bu kitabında bir ideolojiyi anlatmaya çalışır. Ama garip bir şekilde İslam Dini’nin bir ideoloji olduğu savunusuna geçer. Zannedersem bu savunu özellikle 80’li yıllarda gelişen sağcı ve solcu kavgası arasında İran Devrimi de tam denk geldiğinde gerçek manada bir ayağa kalkış, bir haykırış, İslamcı cı dünyanın kendine gelişi
Herkese merhabalar..Sizlere bir farkındalık kitabı ile geldim.
İnsan bazı şeyleri başına gelmeden öğrenemez derler ya.
Ya da bir yerden okumadan veya görmeden.
Bende bilmiyordum.
Bu kitapta "Ağır Metal Zehirlenmesi" konu alınmış.
Ağır metal nerelerde? Ve nasıl vücuda giriyor?
Ağır metal birçok boyada, benzinde, pillerde hatta duvar boyalarında, makyaj malzemelerinde, oyuncaklarda. Kısacası pek çok yerde, pek çok farklı şekillerde karşımızda. Hava yoluyla ya da ağız yoluyla hatta deriden emilerek geçebilir. Bağışıklık ve sindirim sistemi güçlü olanlardan farkında olmadan uzaklaşıyor.
Aslı öğretmendir. Bir anasınıfı öğretmeni.
Eşinden ayrılmış oğlu Mustafa için ayakta kalıyor.
Ağır metal zehirlenmesine maruz kalan oğlunu kurtarmıştır.
Buna maruz kalan diğer çocuklar için de bir proje oluşturur.
İl den cevap beklerken cevap bakanlıktan gelmiş ve onu destekleyip daha büyük bir alan sunmuşlardır.
O arada sevdiğini sandığı Caner 'den uzak kalmış.
Onun aşk olmadığını da anlamıştır.
Çocukları için yani projede yer alan tiyatro oyunu düşünür ünlü ve hayranı olduğu oyuncu Serhat ile tanışır.
İkisi ortak bir çalışmaya başlar.
Gönül işleri yolunda gitmese de projesi amacına ulaşır.
Bundan daha güzel bir mutluluk olur mu?
Hatta hemen yeni bir projeye atılıyorlar.
Ama onu zorlu bir sabır sınavı da bekler.
Aşkın SilüetiÖzlem Erdoğan · Platanus Publishing · 20202 okunma
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~
Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!..
1
Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir...
Kitab-ı Aşk, İskender Pala
Ben çocukların değil büyüklerin aşkına bile inanmıyorum senin anlattığın hikaye büyükle küçük arasında müşterek bir kabiliyetimizin üstüne dikkati celbediyor
Muhayyile !Aşkı bir muhayyile oyunu diye kabul edebiliriz Muhayyile çocukta da en canlı kabiliyet.Bundan da anlaşılmıyor mu ki,aşka ,büyük idealleri karıştırmamalı Hatta bir çocuk bir
Sisifos Söyleni’nde kişiyi kendini öldürme düşüncesine yönelttikten sonra, aldatmacalardan uzak, bilinçli bir yaşama biçimine dönüşen umutsuzluk, nedeni ve yorumuyla birlikte, ilk yapıtta karşımızdadır: “Bir büyüklük gerekiyordu bana. Onu dünyanın en güzel görünümlerinden birinin gizli umursamazlığı ile derin umutsuzluğunun karşılaştırılmasında
Banker Veli: Kızınızın dest-i izdivâcına talibim, Müşerref Beyciğim. Kabul ederseniz eğer, az önce imzaladığımız devr-i temlik mukavelesi ve borç senedini yırtıp atmaya hazırım.
Müşerref: Nasıl yani?
Banker Veli: Basbayağı efendim. Yirmi dört bin altın borcunuzu siliyor, köşkü de size geri veriyorum.
Müşerref: Karşılığında da kızımı istiyorsunuz
”Uzun yaşamı boyunca aklın her silahını kullanarak bitmek bilmez bir heves, tutkulu bir adanmışlık, hepsinden de öte korkunç alay etme yeteneğiyle uğruna savaş verdiği ideal kazanımları; hoşgörüyü, ruhani özgürlüğü, insanlık onurunu, adaleti kafalarımıza adam akıllı işlemiş ve bunlar sanki artık doğal yaşamımızın bir parçası, soluduğumuz hava,