Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kitabın adı “Grapon Kağıtları” şiiri
“Sevgili Pollyanna, Radyo tiyatrosu dinlenirdi bir zaman içimde, İçimde dünyanın en eski kedisi Eski bir sobanın yanında uyuyordu. Çocuklar bir köşede Yenidünya çekirdekleriyle beştaş oynardı Frenk elması da derler Sarılı kahverengili bir meyve. Annem işte öyle bir kadındı Çocuklar gökyüzüne bakar sorardı: Ay dede orada ne yapıyor anne? Annem
Aşure ayı olayları...
“Hüseyin'in katli, Adem'in tövbesinin kabulü, İdris'in diri olarak göğe yükselmesi, Nuh’un tufandan kurtulması, İbrahim'in ateşte yanmaması, Yakup ile oğlu Yusuf'un kavuşması, Eyüp'ün hastalıklarının iyileşmesi, Musa'nın Kızıldeniz’i yarması, Yunus'un balığın karnından çıkması, İsa'nın doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükselmesi...”
Sayfa 305Kitabı okudu
Reklam
Bayıldıımmm
Annem işte öyle bir kadındı Aşure getiren çocuklara, Teşekkür eder gibi yaşadı
Aşure...
Annem işte öyle bir kadındı Aşure getiren çocuklara, Teşekkür eder gibi yaşadı Öldüğünde gül resimli bir takvim yaprağıydı.
Anadolu İrfanı bu Birliği "Aşure" olarak tanımlar.
“Birlik,” diyor, “kendi içinde ayrılan şeylerin uyuşmasıdır, tıpkı okla yay arasındaki uyuşma gibi.” Uyuşmanın bir ayrılma olduğunu, birlik içinde ayrı şeylerin kaldığını söylemek mantığa düpedüz aykırıdır. Demek istediği belki de şudur: Önce birbirinden ayrılan alçak ve yüksek sesler var, sonra bu sesler uzlaşıyor ve müzik sanatında ahenk bu uzlaşmaya dayanıyor. Alçakla yüksek ayrı kalsalardı, ahenk diye bir şey olamazdı. Gerçekten de ahenk bir ses birliğidir, ses birliği ise bir uyuşmadır. Ama iki şey birbirine karşı çatışma halinde olduğu müddetçe, bundan bir uyuşma doğmaz, çatışan, uyuşmayan şeyler bir ahenk kuramaz. Ritim için de böyledir, çünkü ritim de önce birbirine karşıt olan çabukla yavaşın sonradan uyuşması ile doğar. Bütün bunlarla müziğin yaptığı nedir? Hekimlikte olduğu gibi, ayrı şeyleri sevgiyle kaynaştırıp uyuşturmak. Başka türlü söyleyecek olursak, müzik ahenk ve ritim alanında sevgi olaylarının bilgisidir.
Sayfa 55 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mutsuzluk, dünyaya yenecek bir şey olarak gelse, kuşkusuz aşure olurdu.
Reklam
Seni yine düşümde gördüm. Bak anlatayım istersen: Kocaman bir kazanda aşure pişiriyorsun. Hani buradayken pişirirdin ya, işte öyle. Şenle birlikte di­bini sıyırmak ne kadar eğlenceli olurdu! Dışarıda pi­şirirsen kiminle sıyıracaksın dibini? Başka bir çocukla sıyırma. Belki onun nezlesi vardır. Sana da ge­çer.
Yalnızca ağız tatlılığı mı, dil tatlılığı, gönül tatlılığı, göz tatlılığı, bakış, görüş, duyuş, düşünüş tatlılığı içindir aşure, en çok da paylaşmak içindir. “Özde ben bir insan olmaya geldim” demenin, hayvan, ot, bitki olmak anlamına da geldiğini unutmayanlar içindir.
Sayfa 163 - Karakarga Yayınları, “İnsanlık Hali: Hüseynî Bir Kederle”
Canım Babam
Hiç gitmeyecek sandığım Canım Babam...! Aşure kasesi gibi çeşit çeşit hastalığın yuvalandığı, evimizin direği, gölgesinde serinlediğimiz koca çınar gövdeni içime mıhlayıp, Gittin ya... Çooooook canım yandı Gidişinle birlikte, kayan yıldızlar mezarlığına, içimden bir Dünya kaydı Ve Güneş’in girdiği pencerem kapandı
Sayfa 433
• Aşure günü sabah namazını kıldıran Hz. Hüseyin (ra), yüzünü namaz kılanlara çevirip Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Allah (cc) bugün benim ve sizin ölümünüze izin vermiştir. Öyleyse sabredin ve düşmana karşı savaşın. Ölüm, sizi sıkıntı ve minnetten geçirip geniş cennet ve daimi nimetlere ulaştıran köprüden başka bir şey değildir… •
760 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.