Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
352 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Romanın hikayesi distopik bir dünyada geçiyor. Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya. Yaşanan savaşlar sonucunda dünya bu üç kutba ayrılıyor. Hikayenin konusu Okyanusya da geçiyor. Okyanusya tam bir korku ve baskı ile yönetiliyor. Ozle hayat diye bir şey kalmıyor ve insanların evleri tele ekran diye bir aletle her an gözlemleniyor. İnsanlar düşünmeden robot gibi yaşamak zorunda kalıyorlar. Kitabın ana karakteri Winston Smith, Julia ile yaşadıkları aşkla birlikte sistemi sorgulamaya başlıyor çünkü duygular insanları robotlar gibi hareket etmekten kurtarıyor. Kitabı okurken biraz zorlansam da yine de çok güzeldi. Son 50 sayfayı heyecan içinde oku okudum tavsiyedir.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma
Şiir
Şiir okuyacağım.. Dinlemeye geliniz... Çok da alkış istemem: İncinmesin eliniz! Arif Nihat Asya
Reklam
TOPLU CEVAPLAR İddiaların aksine: 1- Said Nursî'nin İstanbul'a geliş yılı 1907 2- Said Nursî'nin Nutuk'u 1908'de basıldı 3- Said Nursî, A.Hamid'e hakaret etmedi 4- Said Nursî, SultanReşat'tan para almadı 5- SaidNursî, Urfa'ya giderken Ankara'ya uğramadı (Fesubhanallahil-azim; onca yalana bunca insan
681'de göktürk devleti'ni yeniden kuran ilteriş kağan ve halefi kapağan devrinde, maveraünnehir'deki sudahlar(sogdianalı) tekrar itaat altına alınmak istendi. araplar ise 644 yılında horasan'ı fethetmiş ve sınırdaş olmuşlardı. kapağan'ın kül tigin'i bu havaliye sefere yollaması ile arap-türk çatışmaları başladı. her ne kadar orta asya'nın göçebeleri arasındaki çatışmalar arap fütuhatını kolaylaştırsa da bu fütuhatın öncekiler kadar kolay olmadığı görülüyor. bir yüzyıl kadar göçebe aşiretler ve buhara, semerkant, baykent gibi şehirler istilaya direnmiş, teslim olduktan sonra da ayaklanmaya devam etmişlerdir
Sayfa 39 - timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
Minimini arı hıncı uğruna can verecek kadar yiğittir.
"Üç yüz doksan dokuz numaralı asya...onu istiyorum"
Reklam
batı'da islam, miladi 711'de en uç noktasına ulaşmıştı. doğu'da ise iran ve maveraünnehir (transoxiana) bölgesinde fütuhat bu kadar hızlı ve göze görünür biçimde sürmedi, biraz zaman aldı; askerlik kadar kültürel sızma ve ticaretle de nüfuz sahasını genişletti. yine emeviye devrinde bizans'ın küçük asya topraklarına yapılan seferler ve konstantiniyye kuşatması da sonuçsuz kalmıştı. doğuda ise çinliler çin sınırlarındaki talas ırmağı kıyısında müslümanlarla savaşarak sınırlarını korudular. 8. yüzyılda kuteybe'nin orta asya fethi, 7. yüzyıl savaşları gibi kesin ve süratli neticeler getirmiş değildir. şurası da bir gerçek ki asya'nın turani ve türk kavimlerinin islam camiasına giriş süreçleri bugün elan teferruatlı ve kesin olarak bilinmiyor
Sayfa 38 - timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
Kuzeydoğu Asya'daki Chuckee insanlarının bir atasözü olan 'kadınlar doğaları gereği şamandır.' Sözü,kadınların kullanabildigi toprağa dayanan gücü yansıtır ve Aleut yaşlılarından Larry Merculieff, topluluğunda tüm şamanlar kadınlar tarafından eklenmiştir.'der.
Bir yol bir eve çıkıyor, evin kapısı ve pencereleri açık, gökyüzü masmavi ve güneş bütün ihtişamıyla parlıyor!… Senin manzaranda niye hava kirliliği ya da bulut yok? Nerede kafamıza Asya virüsleri sıçan göçmen kuşlar? Nerede radyasyon, teröristlerin patlattıkları bombalar? Bütünüyle gerçekdışı bir resim bu.
1964'te Hint edebiyatı ile 1967'de basılan Saint Simon
Hint meçhule açılan bir kapıydı, meçhule, yani insana. Dört yıl Ganj kıyılarında vecitle dolaştım, sağ dediler... Saint-Simon'la uğraştım iki yıl, çağımız onunla başlıyordu, sol dediler. Hint'i yazarken tek amacım vardı: Asya'nın büyüklüğünü haykırmak, yani bir vehmi devirmek, bir iftirayı yok etmek. Saint-Simon'u putları yıkmak için kaleme almıştım. Her iki kitap da peşin hükümlerin rahatını kaçırdı, ne solun hoşuna gittiler ne sağın. Anladım ki bu iki kelime aynı anlayışsızlığın, aynı kinlerin, aynı cehaletin ifadesidir.
Reklam
Değerli araştırmacı Nejat Birdoğan da Aleviliğin kendine özgü bir din olduğunu söylemektedir: "Tek amacı, "insanı mutlu kılmak" olan bağımsız bir dinle karşı karşıyayız. Birtakım iyi düşünceli arkadaşlar bu din kavramına karşı gelebilirler. Ama unutmamak gerekir ki toplumun düzenini sağlayacak kuralların bütünü; ya insan yasalarıyla gelir, ya da binlerce yıllık eski inanç yoluyla bugünleri bulur. Alevilik, kökenini oluşturan hiç bir eski dinde ateist değil. Bir yaratıcıya inanıyor. Adı ne olursa olsun bir büyükerkin varlığına saygı duyuyor. Her eylemde o gücün himmetini diliyorsa ve onu mutlu etmek için uğraşıyorsa o kurallara din denecektir(...) Alevi dini (...) eski Asya dinlerinin uzantılarından oluşmuştur. Zaman, o inançtan olan insanları kimi yıkıcı olaylar karşısında bir araya getirmiş ve bu ezilen insanlar böyle bir dini ortaya çıkarmışlardır".[4]
Sayfa 31 - Ütopya Yayınevi
Bazen, uluslararası ilişkilerin son derece karmaşık gibi görünen meselelerini çok kısa şekilde izah edivermek mümkün hale gelir. Tıpkı, Necip Fazıl'ın "Düşmanıma" isimli şu kısacık şiiri gibi: Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!
İranlılar için Batı cephesi, sürekli dayağını yediği ama meftûnu olmaktan da kendini kurtaramadığı platonik bir mahbub gibi...
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.