Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Türkiye'nin geri kalmasının nedeni her şeyden önce ekonomikti. Kapitalist üretim biçiminin sonucu değil çıkış noktası olan ilk birikim döneminin Avrupa'da 19'uncu yüzyılın başında sona ermesine karşılık, Türkiye'de aynı dönemde daha başlamamış olduğu abartılmaksızın söylenebilir. Ulusal bağımsızlığın korunabilmesi ve burjuva toplumunun kurulabilmesi de ancak üretim güçlerinin arttırılması yoluyla sağlanabilirdi.
Sarmal Yayınevi 1995 Sayfa: 122
Bizim medeniyetimizi Avrupa medeniyetinden küçük görmek en büyük hatadır ve bu şekilde düşünenler insanlığa ve milletimize hizmet edemezler.
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
Birinci Dünya Savaşı galipleri tarafından yapay bir şekilde kurulan Yugoslavya, Avrupa'daki en hırçın düşman­ ların bazılannın aynı kafese konması gibi bir yapıdır. Savaş galipleri Balkanlarda başka bir savaşı önlemek amacıyla her kesime belli bir topragın verildigi bir yapı oluşturma teorisi­ ni uygulamışlardır. Bu ilginç bir teori olmuştur. Yugoslavya antik istilalann üzerine kurulu, hala kendi kimliklerine sıkı sıkıya bağlı olan fosilleşmiş ulusların bir arkeolojik kazısıdır.
[...] FIFA, Afrika takımlarının şimdiye kadar çeyrek finalden öteye geçemediğini söylüyor ama 24 takım arasında sadece 2 Afrika takımı olursa bundan öteye gitmeleri zaten mümkün değil. Kupada 14 Avrupa takımı var ve doğal olarak da kazanma şansları daha fazla. [...]
Sayfa 173 - İthaki Yayınları, 1. Baskı: Ekim 2022, İstanbulKitabı okudu
Şimdi kim kimi daha iyi düşünmüş...
Bunlar gibi daha yüzlerce âlim ve eserleri... Bu eserler arasında yirmi otuz sayfalık risaleler bulunmakla beraber, on onbeş ciltlik ve her cildi 200-300 sayfalık eserler de mevcuttur. Bütün bunlar orta çağ Müslümanlarının ne derece büyük bir çalışma, araştırma ve keşifler içinde olduklarını göstermeye kâfidir. Adeta biz evlatlarının bugünkü halini sezmişcesine bize, Avrupa'ya ve İslâm düşmanlarına karşı, kendimizi savunabilmemiz için bir MÜDAFAANAME hazırladılar ve gittiler.
Bu bir eleştiri anlamına gelmemektedir. Gelişim sağlanabilmesi için kaçınılmaz olarak bu devreden geçilmesi gerekmektedir. Ancak ABD genç bir kültürdür ve kendi hantal ve zaman zaman vahşi olan yürüyüşü ile kendisi için en iyisi olan değerleri zaman içinde oluşturacaktır. Amerika Birleşik Devletleri bütün bunlardan oluşmaktadır ve onaltıncı yüzyılda Avrupa'da olduğu gibi Birleşik Devletler bütün bu açık acemiliğine karşın göz alıcı bir etkinlik içinde olacaklır.
Reklam
Avrupa on altına yüzyılda barbardı. Hıristiyanlık ilk fe­tihlerle yayılıyordu. Avrupa on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda uygarlaşma durumuna geçti ve ardından yirminci yüzyılda çöküş dönemine girdi. Amerika Birleşik Devletle­ri kendi kültürel ve tarihsel yolculuğunun yalnızca başında bulunmaktadır. Şimdiye kadar belirli bir kültür oluşturma konusunda yeterli olamamıştır. Dünyanın çekim merkezi oldukça, kendi kültürlerini geliştirecektir. Amerika sağ kanadın Müslümanların hakir gördüğü ve sol kanadın kadın haklarının hakir gördüğü bir yerdir. Bu tarz farklı bakış açıları kişilerin kendi değerleri içinde birbirlerine bağlanmıştır. Ve tüm bar­bar uluslarda olduğu gibi, Amerikalılar kendi doğrulan için kavga etmeye hazırdırlar.
1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte Kolomb'un yeni kıtayı keşfetmesinden 499 yıl sonra tarihte bir çağ sona ermiştir. Beş yüz yıldır ilk kez olarak güç merkezi Avrupa'dan Amerika kıtasına geçmiştir. 1991 yılından sonra dünyadaki tek global güç Amerika Birleşik Devletleri olmuş­ tur ve uluslararası sistemin merkezi haline gelmiştir.
Jeopolitik coğrafya ve gücün iki temel rekabetçi görüşü­ ne sahiptir. Bir görüş bir İngiliz olan Halford John Mackinder tarafından ortaya konulmuştur. Onun görüşü "Her kim ki Avrasya'yı kontrol altında tutarsa dünyayı da kontrol altın­ da tutacaktır" anlamına gelmektedir: "Doğu Avrupa'ya [Rus­ ya Avrupası] hükmeden Anakara'ya hükmeder. Anakara'ya hükmeden Avrasya'ya hükmeder. Avrasya'ya hükmeden Dünya'ya hükmeder." Bu düşünce İngiliz stratejisini yansıt­ maktadır ve gerçekte Soğuk Savaş dönemindeki Amerikan stratejisini de yansıtmaktadır. Başka bir görüş en büyük Ame­ rikan jeopolitik düşünürü olarak kabul edilen Amiral Alfred Thayer Mahan'dan gelmiştir. The lnfluence of Sea Power on History (Tarihte Deniz Gücünün Etkisi) adlı kitabında Mahan Mackinder'e karşıt bir görüş ortaya koyar ve denizlere ege­ men olanın dünyaya hükmedeceğini söyler.
Yalnızca Fransız kültürüne inanıyorum ve bunun dışında Avrupa'da kendine "kültür" diyen her şeyi bir yanlış anlama olarak kabul ediyorum, Alman kültürününse sözünü bile etmiyorum.
Sayfa 28 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
VATİKAN'IN İŞİ BİTTİ
Gün gelecek papa da işsiz kalacak. papazlar? Hitabetleri güçlü, özgüvenleri tam. Kullanılmış araba satıcılığına oynar, başka dinlere transfer ederler. Yıl 1889. Vatikan, cumhuriyet tokadını yer. İtalyan Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla, krallara taç giydiren, savaşlarıyla halkı kırdıran, Haçlı Seferleri'yle Avrupa'yı talan edip Ortadoğu'yu dağıtan, Güney Amerika'da soykırımı kutsayan, ganimetleriyle karunlaşan, şantajla, savaşla bankasına para toplayan, yoksulları yoksullaştıran Vatikan'ın süngüsü düşer. Cumhuriyet Bruno'yu unutmamıştır. Roma'nın göbeğinde küçük bir toprak parçasına sürdükleri Vatikan'ın bumunun dibine Bruno'nun heykelini diker, her 17 Şubat'ta Campo de' Fiori'de yakıldığı yerde anarlar.
Amiral HalilPașa’ nın Rusya hakkında anlattıklarını hatırlamıştı. Dedem, ezeli rakibimiz Rusya’nın nasıl olup da bu kadar ilerlediğini ve bizi geri bıraktığını anlamak için eniştesini Rusya'ya göndermişti. Halil Paşa , Rusya dönüșü Padisah'a bir rapor sunmuş ve en büyük farkın kadın meselesinde olduğunu açıkça anlatmıştı. "Avrupa'da, Rusya'dakadın bir kıymettir ve hayatın içindedir. Erkeklerle birlikte milleti olusturuyorlar. Bizde ise kadın kafes arkasındadır. Yani biz yarm bir nüfusa sahibiz. En önce halletmemiz gereken konu budur," diyordu.
Avrupa bir İslam devletine, Osmanlı Devleti de bir Avrupa devletine hâmiledir. Bir gün gelip doğuracaklardır.
Yaklaşık 9.000 yıl önce Anadolulu çiftçiler İstanbul Boğazı'nı geçip Yunanistan'daki yerel avcı/toplayıcılarla evlendiler. Evlatları Avrupa'da İrlanda'nın batı kıyıları ve güne İsveç'e kadar tarıma müsait her yere yayıldılar. Diğer Bereketli Hilal çiftçileri güneybatıya yönelip Kuzey Afrika'ya yayıldılar ve piramitleri ve hiyeroglif yazılarıyla ünlü Mısır medeniyetini kurdular veya tetiklediler. Yine başka bir grup Bereketli Hilal çiftçisi doğuya, İndus Vadisi'ne yayılarak Hindistan'ın en eski medeniyetlerini kurdular.
Romalılaşmış, Hıristiyanlaşmış ve Eski Yunan'ın zihnî nizamına teslim olmuş her toprak Avrupa'ya bağlıdır.
Sayfa 25
1.500 öğeden 15bin ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.