Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ey insan, bu büyük kentte yurttaştın. Üç yıl veya beş yıl fark eder mi? Çünkü onun yasalarına göre herkes eşittir. Seni kentten gönderen bir tiran ya da adaletsiz bir yargıç değildir, kentten gönderen ve buraya getiren doğadır, o halde bunda tuhaf olan ne? Bir oyuncunun, onu işe alan yönetici tarafından sahneden alınmasına benzer bu. "ama ben yalnızca üç perdede oynadım, beşinde değil!" Doğru söylüyorsun, ama yaşamda üç perde bütün oyun anlamına gelebilir. Çünkü her şeyin sonunu belirleyen, seni vaktiyle bir araya getiren ve şimdi de çözülmeden sorumlu olan şeydir. Her ikisinden de sen sorumlu değilsin. Bu yüzden zarafetle ayrıl sahneden, zira senin sahneden alanda da var aynı zarafet.
Sayfa 132
"Ne zaman! Ne zaman! Günün birinde! Yetmez mi! Her gün bir diğeri gibi. Birinde o dilsiz oldu, bir diğerinde ben kör. Bir gün hepimiz sağır olacağız. Bir gün doğmuştuk, bir gün öleceğiz. Hep aynı gün, aynı an. Bu size yetmez mi? Bir ayağımız çukurda dünyaya getirirler, güneş parıldar bir an ve sonra tekrar gece olur.."
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Bu deneyi dikkatlerimizi Pitts ya da Knox üzerinde toplamak için yapmadık. bu deney içimizden gelen sesi dinlemenin ya da başkalarının yanında kendi inançlarımızı sürdürmemin ne kadar güç olduğunu gösterdi bize. içinizden biri çıkıp "ben olsam kendi istediğim gibi yürürdüm" diye düşünüyorsa kendi kendisine alkışlara neden katıldığını sorsun. gençler hepimizin içinde başkaları tarafından benimsenme dürtüsü vardır. ne var ki içinizdeki tek ve farklı olan şeye bu aptalca görünse bile güvenmelisiniz. Aynı Frost'un söylemiş olduğu gibi 'ormanın içinde kesişen iki yol vardı ve ben en az ayak izi olan yolu sectim.' işte farklılık budur.
Sayfa 75
masallar ile gerçeklerin birleştiği diyarlarda karanlık ile aydınlık aynı şey olunca gerçekler hafifler gerçekler uçar ve yürek bilir aslında hiçbir şeyin ağırlığı olmadığını
360 syf.
10/10 puan verdi
Spoi var falan anlamam istemeyen okumasın...
"Seni az seviyorum" dedi Derdâ. "Ben daha az" dedi Derda. Bir daha da konuşmadılar... Uzun zaman sonra bir inceleme daha ki bence bu kitaba bir çok inceleme yazılabilir... Derdâ ve Derda ile aynı isimleri taşıyan ve aslında yolları aynı yaşta (11) bir mezarlıkta kesişen iki küçük çocuğun kendini bulma yolunda yaşadıkları
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,2bin okunma
Mecliste Parıldayan Işık Notları
“Kadınların sürekli “ben çok değiştim” söylemlerinden bıktığımızı söylemek isterim değerli meclis üyeleri. Söz meclisten dışarı olsa da dün Fatma Hanım(23) -evet siz- X’ten yaptığınız paylaşımda “duvarlar eskiden mi güzeldi yoksa ben mi kötü bakmaya başladım?” yazmışsınız efendim. Bu açıklamad- -Ama benim nel… -Hayır efendim lütfen, rica ederim sözümü kesmeyin! Zaten paylaşımlarınızla sizi tanıyan insanların ömründen saniyeler siliyorsunuz. En azından burada sözümü kesmeyin. Devam ediyorum izninizle. Yani bu tür paylaşımların anlamı nedir? Dün de aynıydınız bugün de efendim. Kendinizin hiç mi farkında değilsiniz. Duvar da aynı duvar, badanacıyla konunun ne alakası var. Olmayan şeyler için gündemi meşgul etmeyi bırakın lütfen. Ben yemeğe gidiyorum.”
Reklam
Kitaplar ve Paha
Kitap fiyatları iyice çığırından çıkmış vaziyette. Pek çok şey gibi burada da fiyat algısı kırılmak üzere. Nasıl ki Hatay soslu dürüm A mekanında 150 tl B mekanında 230 tl gibi arada %50'nin üzerinde fiyat farkı oluşmuşsa ve bu sadece malzeme fazlalığı/kalitesi, mekanın konumu/ismi gibi parametrelerle açıklanamıyorsa kitaplarda da aynı durum söz konusu. Demek ki böyleymiş, düşüncesiyle kitabı almak yerine fiyatı kağıt sayfasına oranlayıp değerlendirir oldum artık. Sayfa başına 1 TL'yi de aşan absürt fiyatlama yapan cani yayınevleri de var; sayfa başına 0,35 TL'den fiyatlama yapıp okur dostu olduğunu belli eden yayınevleri de nadir de olsa mevcut. Sonuç olarak şunu diyebilirim; ben nasıl ki B mekanını boykot ediyorsam cani yayınevlerini de elimden geldiğince boykot ediyorum. Ya indirimli kampanyalarını bekliyorum ya da ikinci elden bulup almaya çalışıyorum. Konusu gelmişken, cani yayınevleri sebebiyle ikinci el "piyasası"nın da uçtuğunu müşahede etmek pek tabii kolay. Şimdi burada işin içinde sadece kağıt masrafı -ki kağıt kalitesi de çok belirleyici- yer almıyor denebilir fakat diyebilirim ki ağırlıklı olarak kitap insandan önce kağıttır ve öyle değerlendirilmelidir. Pdf savunucularını hariç tutarsam; insana ulaşmak kitaba ulaşmaktan zor olmamalı, deyip noktayı koyuyorum.
Mustafa Kemal 1. Dünya Savaşı'nın çıkışını ve Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşa girişini Sofya'da izledi. Yarbay Mustafa Kemal "pek yakında" bir dünya savaşının çıkacağını görmüştür. Mustafa Kemal savaşın nedeni olarak iki noktaya dikkat çekmektedir: İngiliz-Alman rekabeti, Sırbistan'ın Avusturya ve Macaristan'ın
Sayfa 14 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Walter, insanların 'Tanrı işi' sözünü kullanması sana da ilginç gelmiyor mu? Pek çoklarının Tanrı'nın kuzular, sevgi, ahırda bebekler gibi şeylerle uğraştığına inanmak istediği düşünüşünce... Ama aynı sözde müşfik varlık, masum insanları kırıp geçiriyor; bu da bir öfke bozukluğu belirtisi, hatta manik depresyon. Psikiyatri koğuşunda olsa böyle bir hastaya elektroşok tedavisi uygulanırdı. Gerçi ben tasvip etmiyorum. Elektroşok tedavisinin etkinliği hala büyük ölçüde kanıtlanmamış. Ama Tanrı'nın işleriyle elektroşok tedavisinin bu kadar çok ortak noktası olması ilginç değil mi? Şiddet bakımımdan, zalimlik bakımından..."
Altın kitaplarKitabı okudu
“Herkesin kendine yabancılaştığı şu kaypak çağda kendime kaçmak nasıl yabancılaştırmasın beni insanlardan? Kendime kaçıyordum ama neydi kaçtığım; herkes mi, yoksa herkesleştiren bu topluluk ihtiyacı mı? Kulaklarımı sağır eden şu dijital gürültüden de tiksiniyorum, yitirilmiş benlik algılarından; çevremin, dünyadaki yerini tayin edemeyişinden… Ve aynı kelimeleri konuşmuyorduk, aynı sesleri işitmiyorduk sözcüklerin özlerinden. Ben bu yabancılaşma gafletinde kendi yerimi tayin etsem neye yarar – dünya yerimi yadırgadıktan sonra?”
Reklam
Ama çok tatlısın sen (aynı ben gibi) :))
Ben hiçbir zaman merkezi bir partiye oy vermem, verdirmem, duygusal ve romantik bir insanım, beş yaşından beri şairim ve muhafazakâr olduğum kadar da radikalim, her türlü ortamda kişiliğimi belli ederim yani. Beni bir sefer gören adam bir daha umursamaz zaten, hard jöleyle bütün sac tellerimi tek tek dikiyorum havaya çünkü. ..
·
Puan vermedi
#GraigSilvey #TanrınınUnutulanÇocukları 397 sy “Hayat bir piyangodur: Şanslı olan kazanır, şansızlar ise Tanrı'nın Unutulan Çocukları'dır”... "İnan bana kaç yaşında olduğun fark etmez. Herkes yaşlanır. Herkes bir meslek öğrenebilir ve bir aile kurabilir ama bu büyümek değildir. Asıl önemlisi dünyan sarsıldığında
Tanrı'nın Unutulan Çocukları
Tanrı'nın Unutulan ÇocuklarıCraig Silvey · Martı Kitabevi · 20216,2bin okunma
“Ben onlar için hiçbir şey değilim…Hiçbir şey değildim…Senelerden beri aynı evde beraber yaşadık…Bu adam kimdir diye merak etmediler…Şimdi çekilip gideceğimden korkuyorlar…”
322 syf.
·
Puan vermedi
332 sf. #mutlulukustasınınçıragı /22/ @hakankantarceken @klarosyayın
Book•lover  ❥
Book•lover ❥
Selamün Aleyküm Daha öncesinden kalemine aşina olduğum ve ne yazarsa yazsın okunur dediğim yazarlardan olan Hakan beyin yeni kitabı ile geldim. Diğer kitapları gibi bu kitabı da gönül rahatlığıyla tavsiye edilecekler arasında yerini aldı. Akıcı kalemi,
Mutluluk Ustasının Çırağı
Mutluluk Ustasının ÇırağıHakan Kantarçeken · Klaros Yayınları · 20243 okunma
Hosgeldin yeni yaşım
Beni dunyaya getirdikleri icin once anne ve babama burdan dualarimi gonderiyorum.Ben evlat olrak sizden raziyim insAllah sizlerde benden razi olursun diger tarafta. Mekaniniz cennet ola ..🤲 🎂Bugün benin doğum günüm, geçmişte bıraktığım kocaman kocaman yıllarım var. Mutlu, umutlu, coşkulu, ışıklı yıllar.. Hayal kırıklıkları, hayaller, özlemler,
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.