Psikanalist Dr. Dan Kiley 1983 yılında yazdığı bu kitapta ilk kez, hiç büyümeyen erkekler için Peter Pan Sendromu tanımını yapmış ve bu sendromun görüldüğü erkekleri ise PPS kurbanı olarak adlandırmıştır. Kitap teknik tanımlar ile okuyucuyu yormadığı gibi yazarın kendi vakalarından fazlaca örnek içerdiği için de oldukça kolay anlaşılır
Birçok kadın, insan toplumu sınıflara ayrılmadan önce, toplumdaki saygın ve hatta zaman zaman üstün olduğu konumdan haberdar değildir. "Feminizm" başlığı altında konuşmalar ve tartışmalar yapılsa dâhi geçmişten günümüze kadarki kadının tarihi bilinmeden yeterli ve sağlıklı sonuçlara, ardından da çözümlere ulaşmak mümkün değildir.
"Seni hatırlayan son kişi öldüğünde hiç yaşamamış olacaksın" bu söz beni çok etkilemiştir, üzerine çok düşündüm hala düşünürüm. Ölümü düşünen çoktur ama bunu es geçeriz hatırlanmak, dünya da günde 400 bin kişi ölüyor, öldükten sonra bir yüz yıl çocukların, olmadı onların çocukları seni hatırlar anar o kadar, sonra yaşadığın bile
Freud’un, “yazdıklarım arasında en iyisi” diyerek nitelediği Totem ve Tabu, ilkel çağlarda yaşamış insanların ilişkilerini, inançlarını psikanalitik yöntemle analiz eder. Kitapta hiç alışkın olmadığımız kadar bilim insanlarının ismi geçmektedir. Bu bilim insanları sosyolog, biyolog, etnolog ve antropolog ağırlıklıdır. Freud’un bu kadar çeşitli
Anne baba yeter artık!
Benim üzerime çok geliyorsunuz, bunaltıyorsunuz beni. Ben özgür olmak istiyorum. Bende gezip dolaşmak, eğlenmek istiyorum. Arkadaşlarımın yaptığı gibi bende gece geç saatte eve gelmek istiyorum. Benimle neden bu kadar çok uğraşıyorsunuz? Ben size ne kötülük yaptım? Hem eğlenmek gezmek suç mu? Kitap okumak, ders çalışmak
Kitabı tek cümleyle anlatacak olursak: 'İnsan ruhunun dehlizlerine yolculuk' diyebiliriz.
Dostoyevski bu son romanında neredeyse bütün karakterlerinin bu dehlizlerinin kapısını açıyor ve bizi içeriye davet ediyor.
Peki bu dehlizlerde neler var?
- Şehvet, hirs düşkünü insanlar
- Tanrı öldüğü için, onu inkâr edince her şeyin mübah olduğunu
BABAYA MEKTUP
Bu kitap Kafka’nın ilk kitabı değil ancak diğer kitaplarını anlamak için büyük bir rehber niteliğinde. Kafka’nın eserlerini anlamak için biraz hayatını bilmek gerekiyor. Babası tüccarlık yapan otoriter, güçlü, soğukkanlı, iri yarı, geleneksel bir adam. Kafka babasının tam tersi özelliklere sahipti ancak babası oğlundan hep kendisi
Ah Nurdan Gürbilek, sayfalarca yazsan, hiç bıkmadan, yorulmadan, şevkle okusam seni, başa sarsam, bir daha bir daha okusam, okumalara doymasam...Öyle ki nitelikli, öyle ki donanımlı, öyle ki mükemmelsin!
Gürbilek'in alanında en iyilerinden biri olduğunu kanıtlayan bu eseri, kendi tabiriyle "Bir yazarı, bir başka yazarın ışığında okuyan
“Belli ki kötü adamlar iyiliğe karşı içten içe bir hayranlık duyuyorlardı.” (sayfa 44)
1. Yazarın Hayatı Hakkında Kısaca:
19. yüzyıl sonu Amerikan Edebiyatının önemli isimlerinden olan
Stephen Crane, 1871 yılında doğdu. 1900’de ölen yazar kısa sayılabilecek olan yaşamına birçok eser sığdırmayı başardı. Edebiyatla uğraşmadan önce gazetecilik yaptı ve
F. Kafka'nın 1919'da yazdığı Babaya Mektup bence Kafka kitaplarına başlarken okunması gereken ilk sırada olmalı. Çünkü bir yazarın eserini daha iyi anlamak için bağlı olduğu sanat anlayışını, hayat öyküsünü ve yazarın içinde bulunduğu dönemin özelliklerini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu açılardan Babaya Mektup'un, Kafka'yı ve eserlerini
"Troya'ya çok sık gittim ve beş yıl içinde aylarca süren kazılar yaptım. Buna rağmen buralara her gidişim yeni bir heyecana yol açıyor. Çünkü Troya coğrafyasının sihirli havası burada her yerde hâkimdir; her dağ, her vadi, her nehir, deniz ve Hellespontos burada Homeros'u ve İlyada'yı solumaktadır. Ancak bu seferki yolculuğum
Çocuk babasına sorar, baba ben nasıl dünyaya geldim diye? Soru babaya hiç beklemediği bir yerden gelmiştir. Cevapta vermek zorunda hisseder kendini. Sonuçta o yaştaki çocuk babadan öğrenmeliydi bi çok şeyi. O da birkaç saniye düşündükten sonra seni leylekler getirdi oğlum der. Bu söylediği kendisine bile çok komik gelmişti ama cevapsız
Desem de inanmayın..Neden mi? Gelin anlatayım:
Charles Bukowski.. Aykırı olduğunu tahmin ediyordum gördüğüm alıntılardan ama, bu kadarını beklemiyordum. Sert bir dilin var, acımasızca yaşanan gerçekleri gözler önüne seriyorsun. Bu can sıkıyor, çok can sıkıyor hem de. Yapmacık olmadan bam bam bam sıralıyorsun sözlerini. Biraz hakkında araştırma
Herkese Merhabalar
"Herkes kendi başınadır, kendine kaybedip kendine kazanır."
Geleneksel bir bbaa ile büyüyen, yeterli sevgiyi göremeyen, saygı duyulmayan çocuklarda ilerleyen yaşlarda düşük özgüven, içe kapanıklık, hayata karşı savunmasızlık ve sürekli bocalama, ifade zorluğu ve ilişkilerde kopukluk görülür.
Kafkada geleneksel baba ile büyüyen bir çocuktu. Ve bu kitabında babasının yüzüne karşı söyleyemediği ne kadar kırgınlığı ne kadar eksikliği varsa hepsini mektupları ile ifade etti.
Kafka nın babasına olan duyguları merak eden okurlar kesinlikle okumalısınız.
İyi okumalar.
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,1bin okunma