Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Passion başını kaldırarak Mark'ın 12 hatlarını dikkatle inceledi. Ne görüyordu? Mark onun yüz Halesinde açlık ve ihtiras görüyordu. Açlık ve ihtirası başka bir by yumuşatıyordu. Mark bunun ne olduğunu bilmiyordu ama onm boş hayallere kapılmasını da istemiyordu. Mark onun clinin üzerindeki elini sıkarak avucunu bastırdı. Hurada bulunmamın
Sayfa 39
·
Puan vermedi
Trendeki Yabancılar PATRICIA HIGHSMITH Seviye 4 Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter Pearson Education Limited Edinburgh Gate, Harlow, Essex CM20 2JE, İngiltere ve dünya çapında Bağlı Şirketler. ISBN 0 582 41812 7 Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu uyarlama ilk olarak
The Stranger
The StrangerAlbert Camus · Bokp · 2012111,7bin okunma
Reklam
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
" Kendi geçmişinden anlam çıkarmazsan aynı geçmişi tekrarlarsın." Kazanılmış güneşli bağlanma; kişinin geçmişte neden öyle davrandığını bulup savunma sistemlerini anlamlandırıp bugünkü ilişkilerini güvenli bağlanmaya dönüştürmesi. Yani bilim bile kendin çalış kazan diyor. Kişi gördüğü ebeveynliği kopyalıyor. Alışık olduğu davranış
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Reklam
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
192 syf.
7/10 puan verdi
yolcu kitabında yazarımız sevgili Özlem hanım @yolcu_ozlembelen kendisi hakkında herhangi bir özgeçmiş bilgisi vermiyor. Bununla birlikte kendisine sadece "yolcu" denmesini istiyor.Kitap boyunca okurlarını 'yol arkadaşı' olarak yanında görmek istiyor ve onlara sıradan kişisel gelişim kitaplarından farklı olarak içimizdeki çatlak sesten nasıl kurtulacağımızı anlatmaya çalışıyor. Geçmişte yaşadığımız üzüntülere, acılara ve hayal kırıklarına sevgi dolu gözlerle nasıl bakacağımızı, acılarımıza isyan etmek veya suçlu aramak yerine o yarayı gördüğümüz için neden mutlu olmamiz gerektiğini ve o yarayı nasıl şifalandıracağımizi öğreniyoruz. Daha doğrusu öğrenmeye dair gerekli dinamiklere ulaşıyoruz.. Bundan sonrası ise bizlerin algısına ve mücadelesine bağlı olarak gelişiyor . Farkındalık yaratan kişisel gelişim kitabı sevenlere tavsiye edebilirim. Yeni şeyler öğrenirken çatlak sesin sesi çıkmaz. Neden mi? Öncelikle bilmediği bir şey ile ilgili yorum yapamaz. Unutma geçmişten alıp alıp önüne getiriyor. Yeni bir deneyimde sesi bu yüzden çıkmaz ve sen o bilmediğin konuyu sporu enstrümanı öğrenmek, kendine katmak o kadar çok istersin ki muazzam bir konsantrasyon içinde anda olursun. Anda zaten o var olmaz. Kalbinden gelenler için gayret göstermek kendiliğinden olan bir haldir ve bu halde zorlanma yoktu. Mutluluk içinde olur. Dışsal bir faktöre, otoriteye ihtiyaç duymazsın. Kimse sana yap demez, uyuma demez, kalk demez yaparsın kalkarsın çünkü çeker seni, çekilirsin.
Yolcu
YolcuÖzlem Belen · Gelecek Atölyesi · 202380 okunma
Bunun üzerine büyük bir mutluluk duygusu hissettim. Hayatımda ilk kez yazgısını öngöremediğim biriyle karşılaşıyorum. Yaşam yolları açık kalan biri. Tertemiz ve olasılık dolu biri. Kendi kendime, "Evet, evet, Yoko'nun büyüdüğünü görmek istiyorum," diyorum. Bunun onun küçücük olmasına bağlı bir yanılsama olmadığının farkındayım, çünkü anne babamın arkadaşlarının çocuklarından hiçbiri bende asla bu izlenimi bırakmamıştı. Kakuro'nun da küçükken muhtemelen böyle olduğunu düşündüm. Acaba o dönemde başka biri de ona benim Yoko'ya baktığım gibi zevkle ve merakla, kelebeğin kozasından çıkmasını bekleyerek ve kanatlarının motifleri konusunda hem cahil hem de güvenli gözlerle bakmış mıydı?
Sayfa 174Kitabı okudu
_Tanrıları, tıpkı insanlar gibi sevgi ve nefretle harekete geçen, armağan ve kurbanlarla etkilenen duygulu ve zeki varlıklar diye biliriz. İşte, dinin kökeni budur. Dolayısıyla, puta tapıcılığın ya da çoktanrıcılığın da kökeni budur. Tanrısal varlıkları yetkinliğin en son sınırlarına değin yücelte yücelte, sonunda birlik ve sonsuzluk, yalınlık ve
Reklam
_İsa havarilerine, öleceğini ve 3 gün sonra dirileceğini söyledi. Onlar inanmadı. Bir bulut yaklaştı ve Tanrı: Oğlumu dinleyin dedi. _İsa, 2 körü iyileştirdi. Sonra isa'ya içine cin girmiş birisini getirdiler. İsa cini kovunca adam sevinçten göbek attı. _İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. _Kim
335 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın konusu ve içeriği hakkında bilgi vermeden önce şunu söylemek istiyorum öncelikle felsefi bir kitap olması (anlam derinliği ve çeşitliği ) yine dolaylamaların zıtlıkların ve benzetmelerin çok olmasından dolayı felsefe temeli eksik olan biri benim gibi kavramakta zorlanabilir ve yanlış kavraya da bilir bundan dolayı varsa yanlışlarım
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202037,8bin okunma
69 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.