Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Birçokları anlamayacak olsa da anlatmak zorunda olduğumuz, gecemizi gündüzümüze katarak insanlara hatırlatmakla yükümlü olduğumuz şeyler var. Her ne kadar menfi duyguların coştuğu bir hengâmda, akıl ve analiz gözden düşse de bir okuyan, bir lahza olsun üzerine düşünen birileri olur diye anlatmamız gereken şeyler var. Zira menfi galeyan, tarih
Devletlerin İnterneti Kendi Menfaatleri İçin Suistimal Etmelerine Dair
Günümüzde Batılı hükümetlerin sahip oldukları çevrimiçi kabiliyetleri suiistimal etme arzuları bize şunu gösteriyor: İnternetin gücü ve önemi arttıkça ABD'nin savunma kurumları (ve müttefikleri) ile yaratılmasında önemli bir rol üstlendiği küresel ağ arasındaki ilişki de giderek daha karmaşık bir hal alıyor. İnternet bir bakıma fevkalade
Sayfa 212-215
Reklam
Medeniyet neyimizi yumuşatmış?
Medeniyetin insanda duygu çeşitlerini artırmaktan başka işe yaradığı yok. Duygularının çeşitlenmesiyle insan işi kan dökmekten zevk almaya kadar vardırabiliyor. Bunun örnekleri var. Cinayetlerde en ince ustalıklar gösterenlerin çoğu zaman en medeni adamlar olduğuna hiç dikkat ettiniz mi? Atillaların, Stenka Razinlerin onların eline su dökemeyeceği zamanlar da olur; bir Atilla ya da Stenka Razin kadar göze çarpmayışlarının tek sebebi de, böylelerine sıkça rastlandığı için artık kanıksanmış olmalarıdır
736 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Bu senin yolun ya da yok oluşun.
N. G. Kabal
N. G. Kabal
Hepimiz Gökyüzü Olmak İstedik - Deliler Ve Cellatlar Her şeyin bir sebebi olduğunu biliyordum ama açıkçası bu kadarını ben bile beklemezdim. Ama Arın Lordum ne der bilirsiniz: Daha azını beklemezdim, Gök'
Krallar ve Soytarıları
Krallar ve Soytarıları
sonu oldukça tartışmaya açık bir sondu. Ve tabii araya serinin safe place kitabı olmaya aday
Ejderha ve Yıldız
Ejderha ve Yıldız
girince benim
Deliler ve Cellatlar
Deliler ve CellatlarN. G. Kabal · Dex Yayınevi · 2024106 okunma
Kendisini çağıranlar, bu üç katlı ve ahşap binada olmalıydılar. Allah nasip ederse bu defaki tahmini daha isabetli olacaktı. Yine de, sol taraftaki mezar taşlarının yanından geçerken içinde bir şüphe yok değildi. Açık bırakılmış kapıdan içeri girdiğinde kendini, tavandan sarkan avizedeki onsekiz kandilden çok, kelimelere dökülmesi gayrı kabil bir
180 syf.
·
Puan vermedi
Doğmak ya da doğmamak. Tüm mesele bu değil. İnsan hayatı üç evreden ibarettir. Doğmak, yaşamak ve ölmek. Bizim için doğmak ve ölmek arasındaki o zaman dilimi çok kıymetlidir. Kendimizi gerçekleştirmeye çalışırız. Peki ya bizi dünyaya gelmeden önce bizi birileri eğitmek isteselerdi? Nasıl bir dünyaya geldiğimizi anlama imkanımız olsaydı?
Doğmadı Kutsal Çocuk
Doğmadı Kutsal ÇocukPascal Bruckner · Telos Yayıncılık · 199736 okunma
Reklam
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
EVLİLİK ÜZERİNE 200.000 Yıldır Çözülemeyen Problem Evlilik, en genel tabiriyle, kanun karşısında dinen ve kültürel adetlere uygun biçimde yuva kurmak isteyen kişilerin birleşmesidir. Elimize ulaşan kanıtlara göre bilinen ilk evlilik milattan önce 2350’li yıllara kadar uzanır. Şahsi tahminim ise boşanmalarında aynı tarihte bulunduğu hatta belki
360 syf.
4/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Bu kitap hakkında karmaşık duygular besliyorum. Sebebi de ilk 100 ve son 10 sayfası. İlk 100 sayfa tamamen şöyle geçiyor: Sabah erken kalktım. Kahvaltımı yaptım. Dişlerimi fırçaladım. Kombin yaptım. Gölde yüzdüm. Geri geldim. Kombin yaptım. Kasabanın gizemli sahibini dikizledim. Kombin yaptım. Geçmişim yüzünden panik atak geçirdim. Kasabanın 
Başka Dilde Aşk
Başka Dilde AşkMia Sheridan · Yabancı Yayınları · 20231,572 okunma
Geçen hocamızın babasının 7'sinde Asuman hoca diyordu ki hatta vefatının daha defnedilmeden evvelde hemde 7'sinde hep aynı konuyu dile getirdi. İlkini zaten anlatmıştım egoistliğimizden öyle istediğimizden bizimle yaşasın diye birini yaşatmaya çalışıyoruz... Bu son sohbetinde de yaşaması hayırlı ise yaşat ölmesi hayırlı ise ölsün gibi
Reklam
İçiyorsak bir sebebi var.
İçiyorsak bir sebebi var. Şimdi bazılarınız yanacaksınız, cehennemliksiniz felan yazabilir. Buna dayanak olarak hadisleri örnek göstereceksiniz ama hadislerde de cehennemliksiniz yazmaz. Örnek veriyorum fakat bu hadisin gerçek olduğunu düşünmüyorum. Hadiste şöyle diyor: “ İçki içene de satana da lanet olsun.” Fakat başka bir hadiste “Ben lanet peygamberi olarak gönderilmedim.” diyor. Ayrıca Kuran’ı defalarca okudum. Haram olduğu yazıyor. “Artık içmiyorsunuz değil mi? Artık bıraktınız değil mi?” “Zararı faydasından daha fazladır.”şeklinde yazıyor. Fakat içkiye dair herhangi bir yaptırım yoktur Kuran’da. Zina eden arkadaşlarımla tartışıyorum. Bana sen cehennemliksin diyorlar. Kuran’da “ Zina edene 100 sopa vurun, buna müminler de şahit olsun.” yazıyor. Şimdi soruyorum size dünyada hiçbir yaptırımı bulunmayan içkiyi içiyorum diye ben cehennemliksem, siz zina edenler cennetlik misiniz?
Seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim...
Merhaba sevgilim :). Bugün çok özel bir gün ve dahası yarın çok çok daha özel bir gün. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Seninle bize ait günlerin konuşmasını çok çok erken yapmıştık aslında. Sen takvimine not almıştın, bense birkaç kez unutup 17 Mart tarihinde sonsuza kadar aklıma kazımıştım. Senden saklı bir şeyim olmadığı için bunları anlatmamda
"Onu niye seviyorsun?" diye sordu. Olanna kafasını kaldırıp baktı. Zihni boş bir karatahta gibiydi. "Onu niye mi seviyorum?" Edna kaşlarını kaldırdı, şarkıya uyarak ağzını kımıldatıyor ama yüksek sesle söylemiyordu. "Aşkın bir sebebi olduğunu sanmıyorum" dedi Olanna. "Elbette var." "Sanırım önce aşk, sonra sebepler geliyor. Onunla birlikteyken, başka bir şeye ihtiyacım olmadığını hissediyorum."
Sayfa 288 - Doğan KitapKitabı okuyor
336 syf.
·
Puan vermedi
Yemin ederim bu kadın her seferinde aynı kitabı farklı isimlerle yazıp duruyor. Yine kalbi kırık olduğu için piçlik yapan bir adam ve onun hayatını değiştiren bir kızın aşkını okudum. Bir insanın aklına hiç mi başka fikir gelmez inanılmaz doğrusu. Peki, neden her kitabın aynı şekilde olduğunu bilmene rağmen okumaya devam ediyorsun diye sorabilirsiniz. Sormazsınız da neyse ben yine de söyleyeyim: bilmiyorum. İnsanın hayatını değiştiren gerçek aşk zırvalıklarına inanmıyorum ve bu yüzden okumadığım kesin. Sanırım kitapların her ne yaşanmış olursa olsun temiz ve pürüzsüz bir sonla bitmelerini seviyorum ve karakterler arasındaki dinamiği okumayı da. Konularının hep aynı olmasına rağmen yazarın bazı kitaplarını beğenip bazılarını beğenmediğim gerçeği de var. Bunun sebebi kesinlikle kadın karakter. Bu tarz kitaplarda erkekler hep muhteşem ve kusursuz yazılmaya çalışıldığı için kitabın bütün yükü kadın karakterin omuzlarına kalıyor. Kadın salaksa o kitabı beğenmiyorum, çok basit. Bu kitabı beğendim mesela çünkü kadın kendine saygısı olan, zeki, güzel ve tatlı derecede manyaktı. Daha iyi bir kombinasyon olamaz. Çok fazla drama ve toksiklik yoktu. Adamla aralarındaki ilişki tatlıydı. Sürekli güzel güzel birbirlerini yemelerini de sevdim.
Nefret Mektupları
Nefret MektuplarıVi Keeland · Epsilon Yayınları · 2021556 okunma
Gerizekalı insanlarla yaşamı paylaşmak zor ölümü paylaşmak daha zor
İnsanların rahat ve huzurlu hissettiği evin sonralarda "cenaze evi" diye anılması sinir bozucu ve berbat! "Cenaze evi burası mı?" "Cenaze sahipleri burada mı?" vs. Onlar açısından baktığında normal ama benim açımdan hiç normal değildi. Kanayan yarayı parmaklıyorlar gibi geliyordu. Ben de hepsinin boğazını
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.