Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
İçeriğinde yüzlerce bilimsel araştırmaların verilerini barındıran yutulması zor bir
lokma.21 yıllık bir çalışmanın tamamlanması ile en basit şekillere indirgenip yazılan
quirkoloji..astronomi, sahtekarlık,yardımseverlik, batıl inançlar gibi gündelik
hayatlarımızda karşımıza çıkan hemen hemen her konuya bilimsel bir bakışla ışık
tutmuştur.Yaklaşık 1 senelik okuma ile yudum yudum içtiğim bu su aklımdaki soru
işaretlerinin bir kısmını noktaya çevirmeyi başardı.Çaresiz kalmış insanların inançlar
yaratması.Çin deki ateş atı yılı en çok korkulan 60 yılda bir gerçekleşen yıl.Bu yıl için söylenenler sanki nüfus planlanması yapılmış gibi kürtajların artmasına sebebiyet verebiliyor.Ve bunlar varsayımdan ibaret değiller.Bu doğrultuda toplulukların ürettiği inançlarla nelerin yönetileceğini düşünün.Kendisini profösör gibi hissetmeleri söylenen insanların sosyal bir deneyde sorulan sorularda verdiği cevapların başarısına bakın.Zimbardo nun hapishane deneyinde görevlendirdiği öğrencilerin gardiyan rollerinde nasıl acımasız olduğunu okuyun.İnsan davranışları her zaman eksik kalmış izahatlarla dolu sanki.Davranışların sebebi,kaynağı ve sonuçları bilinsede çok daha önemli bazı soruları kaçırıyoruz ya da cevapları bulamıyoruz.Verdiği cevaplar kadar sorularda olması bana kattığı bilgilerdir.Doğru sorular sormak cevaplar kadar önemlidir.
Nefisti! Henüz bitirdim okumayı, duygularım da düşüncelerim de yerinde duramıyor.
Fiziksel körlük anlatılmış gibi dursa da insanın içindeki bencilligin, kötülüğün-olanca gücüyle- orada olduğunu anlatiyor ve tüm bunlara rağmen doktorun karısı ile iyiliği, umudu ve yardımlaşmayı. Ama iyiler de zaman zaman kötü şeyler yapabilir, isteyebilir. Daha doğrusu iyi ve kötü kavramları kalıplaşmış sözlerle ifade edilemez diyor yazar, anlattıklarıyla. Duygusal körlüğün, fiziksel körlükten çok daha yaygın ve tehlikeli olduğunu da.
Yazarın anlattığı dünyaya girmek hiç de zor olmadı, daha ilk satırda alıp sizi romanın ortasına bırakıyor yazar. Sonrasında anlatılan bazı şeylerin imgesi ise bir türlü kaybolmadı zihnimden. Hatta zaman zaman oradaymışım duygusu ağır basıp duyduğum rahatsızlıktan okumaya ara verdiğim de oldu. Bana göre romanın başarısı zihnimize attığı çentikler, oluşturduğu sorular(dünyaya, insanlara, yaşama dair) kadar bizi o yarattığı dunyada ev sahibi yapmasıdır. Ve Saramago bunu hep yapıyor...
Merhaba, nasılsınız?
Ben bugün sabahın 5-6 sularında bitirdiğim, Huzursuzluk kitabının yorumuyla geldim.
İlk önce konusundan bahsetdeceğim:
Gazeteci olarka çalışan İbrahim Bey, bir gün memleketindeki çocukluk arkadaşının ölüm haberini duyar. Çocukluk arkadaşı Hüseyin'in nasıl bir ölüm hikayesi olduğunu merak eder ve gazetecilik göreviyle Mardin'e
Bu dünyanın karanlık yüzünde kalmak mı, yoksa tavşan deliğinden yuvarlanmak ve aynanın öteki tarafındaki hayata bakmak mı?
Yazar bize bir yol gösteriyor aslında Alice' yi harikalar ülkesine gönderirken.
Dünyada olup bitenler mi saçmalık, yoksa rüyalarımız mı? Hangisinde yaşamak daha mutlu yapar bizi? Belki de saçma olanı görünce yaşadığımız
Bu kitapla karşılaştığım günü dün gibi hatırliyorum.İl kütüphanesinde ruhumu besleyecek bir kitap arıyordum.Gerçek,salt gerçeklik içeren bana hayatın acı yönünü yüzüme tokat gibi vuracak bi kitap...Dünya klasikleri bana gülümsüyor ben görmezden geliyordum, Türk edebiyatı göz kırpiyor;hayır şuan senin sıran değil diyordum.sonra beklenmedik bir
Bu yazıya bir başlık arasaydım, “Peyami Safa Harikalar Diyarında” ismini verirdim. Ama çarpıcı olmasına çalıştığım başlık bu şekli ile kitabı tam olarak yansıtmazdı. Çünkü tavşan deliğinden harikalar diyarına giren Peyami Safa değil, o daha çok ev sahibi. Harikalar diyarını ziyaret eden ve geri dönen Hamdi Koç. Peyami Safa’yı, orijinal harikalar
Bazı kitaplar vardır herkese armağan edemezsiniz. Bazıları ise herkesin okuyup zevk alabileceği kitaplar olur. Tanrı'nın Unutulan Çocukları benim için böyle bir kitap oldu. Çok küçük yaştan yetişkinlere hitap edebilecek bazen eğlenceli bazen gerilimli bir kitap. Ancak iyi başlayan; beklemediğim heyecansız bir şekilde biten bir kitap oldu. Kitabın
244 syf.
10/10 puan verdi
Kızımın arkadaşları ile dengeli ilişkiler kurabilmek adına, edindiği bir kitap! Öyle ki bazı günler okuldan eve, dengesiz davranışlar sergileyen arkadaşları yüzünden, hayal kırıkları ile dolu gelir. Hangi insan hak etmediği bir muamele gördüğünde, hayal kırıklığına uğramadan tevazu sahibi olabilsin! İstisnadır, bence! Her ne kadar karşı tarafa
Öncelikle ben ülkemizde yeni bir akım yaratacak yazarların korunması taraftarıyım. Bu sebeple Nurhan Hanımı bu cesaretinden dolayı tebrik etmek istiyorum. Şu ana kadar okuduğum polisiye yazan Türk yazarlardan ben bu kadar keyif almamıştım.
Kitaba gelince şahsen bazen romanının hızına ara ara yetişemedim. Bazı olaylar çok hızlı anlatılmış ve bazı yerlerde de kurgu hatalarına denk geldim. Ayrıca beni en çok düşündüren polislerin hiçbir şekilde ipucu bulamamalarıydı.Hiç ipucu olmayan bir romanın finali de bu kadar kısa olmamalıydı. Ayrıca katil ile babası arasındaki husumette biraz havada kalmış gibi yazarımız bu konuyu daha detaylı anlatabilirdi. Mesela babası katile neden bu kadar şiddet uyguladı? 17 yaşından sonra baba-oğul arasında neler yaşandı? Başkomiserimiz Aylin katil ile babasının arasındaki bağı o kadar soruşturma içerisinde neden dikkate almadı? Aylin Ceyda cinayetinde cesedi gördüğü halde göğsünün alındığını nasıl fark etmedi? gibi aklımda bazı sorular kalmadı değil. Ancak her şeye rağmen kitap yazmanın ne derece zor olduğunu bilen biri olarak Nurhan Hanımın yazacağı diğer kitapları kesinlikle okuyacağımı belirtmek isterim.
Yolunuz açık olsun.
Saygılarımla,
