Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
...Çünkü hangimiz günün birinde karşımıza çıkan beklenmedik bir rastlantının, masallarda küçük kahramanımızın karşılaştığı ve bütün macerayı başlatan o sihirli işaret olduğunu anlayabiliriz ki? Bunun nasıl bir rastlantı oldığunu düşünüyorum ve kalbim deli gibi çarpıyor. Sanki yanlış bir şey yapmışım gibi... Sanki hep beklenen ama ne olduğu bilinmeyen bir müjde gelmiş gibi... Sanki bir anda kalabalığın karşısında çırılçıplak kalmışım gibi...
" Kitleler bugüne kadar asla boş yere birisini beklememişlerdir. Tarih benim şahidimdir. Binlerce ve binlerce insanın yürekleri, onu iyi ya da kötü var edeceklerdir. Zaten insanlığın en büyük sırrı da bu değil mi? Ne zaman ve nereden geleceği asla bilinmez ama beklenen eninde sonunda daima gelir. "
Sayfa 439Kitabı okudu
Reklam
“Bazen dakikalalar mutluluk getirmesi beklenen yüzyıllardır.”
İnsanlar ne kadar zeki ve bilgili olursa olsun bir ürün ilk kez üretildiğinde genellikle beklenen sonucu vermez. Bazı kusurları veya noksanları olabilir; performansı arzu edilenden daha az (veya daha fazla) olabilir (büyük olasılıkla, maliyeti yüksek olacaktır, muhtemelen de beklenmedik bir nedenle başarısız olacaktır). Prototip ürünler, bazen "geliştirme" olarak adlandırılan bir çalışmayla müşteriyi ve üreticiyi tatmin edecek işlevsel ve ekonomik düzeylere getirilirler. Mühendisler, bu süreci iyi bilirler ama süreç alanın dışındaki kişiler için çok şey ifade etmez. Bu süreç fazla afişe edilmez; çünkü insanların hata yapabileceğinin, yapılan işlerin ve ürünlerin başarısızlığa uğrayabileceğinin ve bilginin kusursuz olmadığını görülmesinden ne mühendisler ne de müşteriler hoşlanır. Geliştirme süreci, test ve ölçüm işlemlerinden ve diğer yineleme yöntemlerinden fazlasıyla yararlanır.
Gelecekse beklenen, beklemek güzeldir. Özleyecekse özlenen, özlemek güzeldir. Ve sevecekse sevilen; O hayat herşeye bedeldir.
Mısır Seferi'nden dönerken Koca Yavuz, hem halifelik ünvanını getiriyordu hem de Mukaddes Emanetleri. Devletin topraklarını üç kat büyütmüş bir padişah olarak onun gelişi İstanbul 'da heyecan dalgaları oluşturuyordu.Halk haftalardır ayaktaydı. Derken beklenen ordu Üsküdar 'a yanaştı.Gündüz vakti idi. Karşıya geçilebilirdi. Padişah istirahat emri verdi. Devlet adamları şaşırmıştı. Payitahta bu kadar yaklaşmışken iş miydi bu durum! Sebebi sorulduğunda tarihin kulak kesilip dinleyeceği şu ibret dolu sözler duyulacaktı, ''Halk uzun zamandır bu dönüşü beklemektedir.Şehre gündüz girersek bu başarıyı bizden bilen insanlar alkış tutacaklardır. Halbuki bu başarı bizden değil Allah'tandır!'' Koca ordu başlarındaki büyük sultan ile birlikte geceyi bekler ve insanlar yataklarına çekildikten sonra şehre girerler. İşte Osmanlı bu durumunu muhafaza ettiği müddetçe büyük kalabilmiş, ne zaman ki bu değerlerini unutmuş, zayıflamış ve nihayetinde yıkılıp gitmiş...
Reklam
...beklenen yağmur en sonunda yağar ama Savaş'tan geriye kalan her şeyi yağan Yağmurun temizlemesi mümkün müdür acaba?
Zaten insanlığın en büyük sırrı bu değil mi? Ne zaman ve nereden geleceği asla bilinmez ama beklenen önünde sonunda daima gelir.
Hiç sıkıntım yok mu acaba? Var ki bi'dolu... Ama yüzdeyiz kişisel. Mutluyum, ama sıkıntılarımdan, coşkuyla, yorulmadan, uzun uzun söz edebilirim yine de. Anlatayım mı hepsini?... Hayat bana nasıl oyunlar ediyor, diyeyim mi bir bir?... Kısacası: Tam o bin küsür kilometre ötedeki kentten küçücük bir haber bekliyorum. Bu bekleyişi durmadan
Konuşmalar-s.25-26
''Neydim ben, Maman, diye düşünüyor Peri. Rahminde büyürken -tabii düştüğüm rahim seninki olduğunu varsayarsak- benden beklenen neydi? Bir umut tohumu mu? Seni karanlıktan kurtarması için alınmış bir bilet mi? Yüreğindeki deliği kapatacak bir yama mı? Öyleyse, yeterli olamadım. Yanına bile yaklaşamadım. Acının merhemi değildim, yalnızca bir başka çıkmaz sokak, bir başka yüktüm; sense bunu çabucak görmüş olmalısın. Çok erken fark etmiş olmalısın. Ama ne yapabilirdin ki? Tefeci dükkanına gidip beni satamazdın ya.''
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Büyülü bir boşlukta hissettirecek,kilit altında saklanilması beklenen ama layık olduğu tüm zenginliği ve satacağı yüzünden şu yüzüne çıkan,tesadüf eseri bulunan bi yerdi sanki.
Bir insanı en çok ne mutlu eder dünyada ? Bence bütün insanları mutlu edecek tek şay var: Birisi tarafından düşünülmek...Düşünüldüğünüze dair küçüçük bir kanıt, bazen günlerce, aylarca sarhoş gibi dolaşmanıza neden olur. Sevgili, düşünülen kişiden başkası değildir aslında. Düşünülen, düşlenilen, özlenen, beklenen... Aşk; bekledikçe sarartan, sarardıkça olgunlaştıran bir kimsesizlik belki...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.