İslâm’ın Özü
İnsanın karşılaştığı her türlü etki ve durumu anlamlandırma yeteneğine sahiptir. Şuurun güçlenmesi için anlamlandırdığı kavramları her zaman değişim/dönüşüm halinde tutar. Kabiliyetlerini keşfeder ve geliştirir. Tüm bu süreci kapsayan inanın merkezi haline gelen iyi/kötü değerler vardır. İslâm’ı benimseyen bir birey içinde “Tevhid”
İçerisinde harflerin, kelimelerin, ezgilerin ve renklerin uçuştuğu dünyamda, "Bir eksiklik var ama ne bilmiyorum, bulamıyorum, bazı şeylere uzanamıyor, dokunamıyorum!" diye diye kendimi yollara vurdum, epey zaman önce..
Yetmiyordu; kelimeler, renkler, sesler yetmiyordu. Bazı hikayeleri okuyamıyor, bazı gerçeklere ulaşamıyordum.
Sonra
Albert Einstein (14 Mart 1879 – 18 Nisan 1955), teorik fizikçi. Tüm zamanların en iyi fizikçilerinden kabul edilen Einstein, en çok görelilik teorisini geliştirmesiyle tanınır. Aynı zamanda kuantum mekaniğinin gelişimine önemli ölçüde katkılarda bulunmuştur. Kendisi tarafından bulunan ve bilim dünyasında yeni bir çığır açan kütle-enerji denkliği formülü E = mc2 "dünyanın en ünlü denklemi" olarak adlandırılmıştır. Fizik ve matematik alanına sağladığı katkılardan dolayı ve fotoelektrik etki yasasının keşfi sebebiyle 1921 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü kazandı.
Çalışmaları:
•Özel görelilik kuramı
•Genel görelilik kuramı
•Kütle-enerji eşitliği
•Fotoelektrik etki
•Brown hareketi ve istatistiksel fizik
•Bose-Einstein istatistiği
•Kuantum fiziği ve belirsizlik ilkesi
•Birleşik alan kuramı
1999'da, Einstein'ın ileri gelen fizikçiler tarafından tarihin en büyük fizikçisi seçilmesinin de etkisiyle, Einstein kelimesi, dahileri tanımlamak için kullanılan bir kelimeye de dönüşmüştür.
Einstein ayrıca kurgu eserlerde çılgın bilim insanı tipleri için de bir model olmuştur. Aşırı ifadeli suratı ve farklı saç modeli çoğunlukla taklit edilmiş ve abartılmıştır. Time Dergisinin yazarı Frederic Golden'a göre Einstein "bir çizgi romancının gerçeğe dönüşmüş hayaliydi".
31 Aralık 1999'daki ayrı bir sayıda Time, Albert Einstein'ı "Yüzyılın Kişisi" olarak seçmiştir
"Zamanın Kısa Tarihi" ve "Büyük Tasarım" kitaplarından sonra okuduğum üçüncü S. Hawking kitabıdır. "Kara Delikler ve Bebek Evrenler", onun farklı üniversitelerdeki konuşmalarından ve muhtelif dergilerde yayınlanmış yazılarının bir arada kitap olarak takdim edilmiş halidir. Oldukça etkilendiğim ve bir o kadar da
•Bugün sizde epilepsi hastalığının çıkma olasılığı ne kadar?
•Ya da epilepsi gibi bir kronik hastalıktan sonra hayatınızın alt üst olma olasılığı?
•Peki ya hastalıktan kurtulma olasılığınız?
•Geleceği doğru tahmin edebilme olasılığı?
-Cevaplarını ben de bilmiyorum. Kitabın ismi 'Olasılıksız' diye havalı bir giriş yapmak istemiştim sadece.
Ama artık bildiğim bir şeyler var. Bunlar ne mi?
-Heisenberg'in Belirsizlik İlkesi
-Charles Darwin'in Evrim Teorisi,
-Laplace Şeytanı'nı
-Isaac Newton'un Hareket Kuralları
-Piyangoda büyük paranın bana çıkma olasılığı.
-Bir paranın elli defa yazı düşürme olasılığı "1.125.889.906.842.620'de 1 olduğunu,
İşte kitap sayesinde artık bu ve bunun gibi şeyleri biliyorum.
Kurgusu itibariyle sizi içine alan bir kitap.
Ayrıca üzerine çok da düşünülmesi gerekmeyen bir roman olmakla beraber okunduğu andan itibaren sizi olduğunuz sıkıcı hayattan alıp kitap biterken ise, geri bırakarak; "Hadi ben gidiyorum hatırlanmamak üzere, allah kurtarsın" dedirten cinsten bir kitap.
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202385,8bin okunma
...aynı anda hem dalga hem parçacıktır.burada dalga ile kastedilen şey üç boyutlu gerçek dalgalar değil olasılık dalgalarıdır.varlığın dalga ya da parçacık olarak tanımlanan bu iki şeklinin her biri diğerinde olmayan bilgiyi içerir.beynin sağ ve sol yarım kürelerinde ya da çin felsefesindeki yin yang olgusunda olduğu gibi.bu şekillerin hiçbiri tek başına kendi içinde tamamlanmış değildir ve bu ikisi ancak birlikte bize bir gerçeklik tablosu çizebilir. ancak böyle bir durum ikisine birden aynı anda ve net bir biçimde bakamayacağımız anlamına gelir ki bu da heisenbergin tanımladığı belirsizlik ilkesinin özüdür.kuantum mekaniğin temelini oluşturan heisenberg ilkesi evrenin yapısının indeterministik yani önceden belirlenemez olmasını tanımlar.bir parçacığın hızıyla yerini aynı anda saptayamayız.hızını bilirsek yeri belirsiz kalır yerini bilirsek de hızı.dalga ya da parçacık değerini tek tek ölçmeye çalıştığımızda buna bu ikilinin ortak değeri nedeniyle ulaşmanın mümkün olamaması hiçbir şeyin sabit ya da tam anlamıyla ölçülebilir olmadığı gerçeğinin ifadesidir
Kuantum durumunu açıklayan Heisenberg'in Belirsizlik İlkesi'ne göre atom seviyesinde parçacıkların konum ve hızını aynı anda tam olarak hesaplamamız imkânsızdır. Bu ilkeye göre, bir parçacığın konumunu ne kadar doğru olarak belirlersek, hızı o kadar belirsizleşir; parçacığın hızını tamamen doğru olarak belirlersek bu kez de konumu tamamen belirsizleşir.
“Hiroşima ve Nagasaki'yi yerle bir eden atomları bir generalin yağlı parmakları değil, elinde bir avuç denklem olan bir grup fizikçi parçalamıştı."
Çok enteresan bir metin Arsız Yeşillik. Bildiğimiz anlamda bir kurgu yok ortada, ama roman tanımının içine dahil olurken kendinden çok emin. Yazar "Gerçek olayları konu alan kurmaca
Heisenberg’in “belirsizlik ilkesi”, Einstein’ın “görelilik
kuramı” ve nihayet Max Planck’ın ortaya attığı “kuantum kuramı” temelde hep
Kant’ın felsefesine dayalıdır.
Bu renklerin nedeni, ışığın, köpüğü oluşturan ince su tabakasının her iki tarafından yansımasıdır. Beyaz ışıkta, hepsi değişik renkli, ışık dalgaları bulunur. Bazı dalga boyları için, dalga boylu, yani değişik renkli, ışık dalgaları bulunur. Bazı dalga boyları için sabun tabakasının bir tarafından yansıyan dalgaların tepeleri öbür tarafından yansıyan dalgaların çukurlarına denk düşer. Bu dalga boylarına karşılık olan renkler yansıyan ışıkta bulunmaz, böylece ışık renkli gözükür.
Heisenberg'in belirsizlik ilkesi Dünya'nın temel ve kaçınılmaz bir özelliğidir ve Dünya'ya bakış açımızı derinden etkilemiştir. Aradan 70 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen, pek çok filozof bu etkileri kavrayamamıştır ve hala pek çok tartışmanın konusudur. Belirsizlik ilkesi, Laplace'ın bir bilim kuramı olan tümüyle belirlenimci evren modeli düşü'nün sona erdiğinin işaretidir. Eğer evrenin şu andaki konumunu dahi kesin ölçemiyorsak, gelecekteki olayları da kesin olarak tahmin edemeyiz!
Belirsizlik ilkesi, dünyaya bakış açımıza ta derinden dokunur. Aradan elli yıldan fazla zaman geçmiş olmasına karşın, etkileri çoğu düşünürce kavranamamış olup hala büyük tartışma konusudur.