Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“beni güzel hatırla! bunlar son satırlar... farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından ya da bir yağmur sel oldum sokağında sonra toprak çekti suyu... kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için. uyandın ve ben bittim...”
Herkes hâlden anlarım diyor, sabahın altısında gidip 3 ton sebze ve meyve kasasını indirip komisyoncu ile tartışmadan işi sonlandırmak belki de sadece hâlden anlayanların işidir.
Reklam
Elimi uzatsam tutabilirdim seni, öyle yakındın. Zamana kokun sinmişti. Belki de uzaktın, günlerce koşsam yetişemezdim sana. Zamana kokun sinmişti. Tuttum resmini indirdim duvardan. Duvar ağlamaya başladı.
Sayfa 116
298 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
İlk defa 1956'da yayımlanan Kaplan! Kaplan! ilk dönem bilimkurgu örneklerinden olsa da dönemini aşan bir kitap. Alfred Bester gerçekten de iyi bir iş çıkartmış. Hikaye oldukça akıcı ilerliyor. Bester'ın türün tüm olanaklarını sonuna kadar kullanırken tüm güneş sistemini bir ucubeler sirkine dönüştürmesine bayıldım. Farklı alanlardaki bilgisiyle hikayeyi derinleştiren ama bunu yaparken eğlencesinden de ödün vermeyen bir anlatımı var. Özellikle aldığı psikoloji eğitiminin yansımalarını kitabın pek çok yerinde görmekten hoşlandım. Başkahramanımız Gully Foyle ise tam bir antikahraman. Kimseye kendini sevdirmek gibi bir derdi yok. Dilediği gibi konuşup, dilediği gibi hareket ediyor ama aynı zamanda kitabın başından sonuna ayakları yere basan bir karakter gelişimi de var. Uzun bir zaman sonra bir karakteri bu kadar çok sevdim sanırım. Sadece Foyle değil kitaptaki diğer karakterler de tamamen kendinlerine özgü özelliklere sahipler. Ancak Bester'ın teleportasyon ya da telekinezi gibi bilimkurgusal öğelerin nasıl gerçekleştirildiğini açıklarken insanın düşünce gücüne cok fazla bel bağladığını düşünüyorum. Eğer bu bilinçli bir tercih değilse belki daha farklı bir açıklama yolu tercih edilebilirmiş. Yine de Kaplan! Kaplan! türün iyi örneklerinden. Kısacası farklı, cesur ve özgün bir şeyler arıyorsanız, Kaplan! Kaplan! vaktinize değecektir.
Kaplan! Kaplan!
Kaplan! Kaplan!Alfred Bester · İthaki Yayınları · 20171,397 okunma
Ammâ günlerin ve gecelerin üstünden esen hâdiseler rüzgârı ortasında en az, belki de hiç hatırlanmayacak kadar uzaklara sürüklenip giden keyfiyet ölümdü. Her şeyi düşünen insan oğlu, fikir ve fiillerinin nizam ve kıvâmında, ölümün ayarlayıcı dostluğundan, îkaz ve irşat edici dudağından tek söz dinlemek istemezdi. Lâkin o servilik, kendisine de bir köşe ayırdığı gün, düşüp kalkacağı arkadaşı evvelce seçememiş bir zavallı gibi, gene de adını anmadığı bu yoldaşla baş başa kalırdı.
"Bu benim dönüşümüm ama kişisel bir dönüşüm değil, içimdeki ölümlünün ölümsüze dönüştüğü, benim ölümlü kabuğumdan kurtulup kendi yaşamına doğduğu, güneş arabasına binip belki beni de yanına aldığı bir dönüşüm."
Reklam
Anne! ❥ Ne güzel bir kelime, hangi dilde söylenirse söylensin... Anne derken, içimize bir huzur ve sevgi dolar. Hayatta olduklarında değerlerini bilen bahtiyar olur. Vefat etmesi ile ölene kadar unutulmayan bir hasret olur çocuklarının yüreğinde... Anne bu, kolay mı? Kim anne gibi sevebilir, kim anne gibi sizi koruyabilir. En yakın bildiğiniz kapılar birden bire size kapansa da anne kapısı asla kapanmaz. Seslerini yükseltebilirler, belki kızabilirler, belki sizleri üzecek şeyler de söyleyebilirler ancak onların çocuğuna olan sevgisi tükenmez.
Nedensiz, tu­haf bir sıkıntı, tuhaf bir yalnızlık içinde duyumsuyordum kendimi. Belki de birdenbire başladı. Ya da öteden beri vardı da böyle bir şey içimde, birdenbire ortaya çıkıverdi.
Özellikle günümüz insanları biraz değişik. Kendilerine benzemeyenle dışlamaya ve kulp takmaya meyilliler. En çok da dürüstlük için geçerli bu belki de.
Belki bana düşündürdüklerini Bir gün sen de düşüneceksin
Turgut Uyar
Turgut Uyar
Reklam
İçimiz dışımıza kolay yansır, Saklasak saklamasak. Ön yargılardan uzak Eğilip içimize baksak.. Dışımız içimize yansımıyorsa Bir şey var ya da yoktur İkimizden birinde. Biri öbürünü ısıtmıyorsa Bir de içimize baksak. Belki derinde, taa derinde. Sen benim yerimde Ben senin yerinde Unutulmuş olabiliriz; Birbirimizi uyandırsak.. Desek birbirimize Haydi kalk Gidelim yerlerimize; Belki birbirimizi bulabiliriz.
Sayfa 48
Deneme
Bazen bedel önceden ödenir. Muhakemesi yıllar sonra yapılır. Kendine haksızlık etmeme lüksüne sahip olduğunu düşünmek biraz fazla şımartıcı olabilir. Peki ama başka dayanak yoksa ne olur? Belki bir anlık rahatlama ya da kaçış tesellisi bu. Öyle ya da böyle, ortada bir sonucun bağlandığı bir sebep ve onun kurban edilişi vardır. İnsan kendini
240 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Gece siyahı bakışlarr...
Tekrardan herkese merhaba. Bugün Memphis yayınlarından çıkmış ve kapak tasarımı ile beni kendine çok çeken "Gece siyahı'nın" yorumuyla geldim. İlk olarak şundan bahsetmeliyim ki kitabın adının neden böyle olduğunun sebebi aşırı güzeldi. Kitabın konusu kısaca şöyle; tutku diye bir kızımız var ve bu kızımız bir yerde çalışıyor. Bir
Gece Siyahı 1
Gece Siyahı 1Dilan İlhan · Memphıs Yayınları · 202420 okunma
Dün gece saatlerce yürüdüm. Yeni bir sokakta kaybolmak istiyor gibiydim. Mutluluk içinde tamamen kaybolmak. Ama kaybolmadığımız, kaybolmayı beceremediğimiz anlar vardır. Her ne kadar sürekli yanlış yönlere sapsak da. Bütün kerterizleri kaybetsek de. Geç olsa da ve yola devam ederken söken şafağın ağırlığını hissetsek de. Ne kadar uğraşsak da kaybolmayı beceremediğimiz, kaybolamadığımız anlar vardır. Ve belki de kaybolabildiğimiz zamana özlem duyarız. Bütün sokakların yeni olduğu zamana.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.