Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
182 syf.
·
Puan vermedi
İlk çıktığında dostlarıma da almıştım beğenerek, yazarın yüreğine sağlık, ismi yeter anlam bakımından; 'Yazının Şâhitliği' :) Yazmak; düşlerde olanın, akılda kalanın yitip gitmesine kıyamamak belki de. Geri dönüp baktığında, ardında bıraktıklarınla göz göze, yürek yüreğe gelme bahsi. Daha küçük yaşlarda, işaret parmaklarımızla havadaki boşluğa kimselerin görüp okuyamayacağı şeylerle başlarız yazmaya. Kimini tekrar avuç içlerimizle siler, kimini de orada; havada, gökyüzünde öylesine bırakırız, başka oyunlara dalıp giderek. Yalnız başımıza sokaklara çıkmaya başladığımızda, ellerimizdeki değnek uçlarıyla yağmurların yeşerttiği topraklara yazmaya başlarız daha sonra. Dikkat çekici olan, hep sevdiğimiz şeyler vardır bu yazılarda. Alelacele toprağa kazınıp daha sonra geri silinen isimler… İçimize sığmayan şeylerin, kelimelere dökülmüş cezbe halidir bu. Gençliğin yürek diplerine sığmadığı zamanlarda, kâğıt ve kaleme de sığmayan yazılar, sokak aralıklarına, duvar diplerine dökülür yüreğimizden. Daha kalın ve silinmez kalemler kullanırız bunları yazarken. Kimisi sevdiğinin baş harflerini yazar, kimisi yaşasınlar, kimisi de kahrolsunlar ile dile getirir yürekçe lisanlarını. Ne sevdiğiniz görür bu yazıları ne de kahrolur kahrolmasını istediğiniz. Ama yazmışsınızdır sonuçta. İçinizdeki sevdanın yalın ayak koşuları dinmiştir az da olsa. Kaderimize yazılanın oyuncuları olarak, yazgının, yazının gücüne olan inancımız, sevdiğimiz şeyleri de ölümsüzleştirmeye, kalıcı hale getirmeye iter bizleri. Yazı, bunun için ... . Hayatımızın her anında bir şeyler karalamaya çalışmamız bundan belki de...
Yazının Şahitliği
Yazının ŞahitliğiMehmet Deveci · Bengisu Yayınları · 2013193 okunma
“Kitap yakanlar, yarın insanları da yakarlar”
“Devlet ele geçirilmiştir ama yüksekokullar değil” sloganını kullanarak, 1930”dan itibaren “Alman olmayan düşüncelere karşı faaliyetler” adı altında bir dizi etkinlik başlatır Almanyada Naziler...Bunların zirvesini ise 10 Mayıs 1933’te kitap yakma ritüeli oluşturur. Ritüel “Alman olmayan her şeyi ateşe atıyorum”yemini ile başlar. Nazi propaganda
Reklam
Körlük (Saramago)
Öncelikle şunu belirteyim : Kitap incelemesi yapmayacağım. Yazının başlığı her ne kadar aksini iddia etse de boşverin onu. Meselenin odak noktası kitap ve hayal ürünü karakterler yerine dibine kadar gerçek bir insanın hikayesi olacak. (Böyle söyledim diye korkmayın. Realist değil sürrealistim.) Bundan epey zaman önce bir etkinliğe katılmıştım.
"...İyice ufaklığımda bir anne aradığımı hatırlamıyorum. Sonradan başkalarının annelerini görünce ve bana etraf annemden bahsedince ben de anneli doğduğumu anladım. Belki hatırlamak yoktur da hatırlatmak vardır ya da birisinde eksiklik oyuğu açmak.Doğrusu bana bundan bahsedip durmasalar ben anne eksiği duymazdım..."
İletişim Yayınları(Epub)Kitabı okudu
Türkiye Kadar Bir Çiçek
Soğuk suda çarpa çarpa yıkadım Yüzümün niyeti bir aşk şiiri Ayçiçeği Gümüş çiçeği, Kavun Karpuz Mevsimi Çiğdem: yağmur sonu çiçeği İlk cemreden sonra bulduğumuz çiçekler
188 syf.
9/10 puan verdi
Shakespeare' i tanıdığım kitaptı diyebilirim :) Kitapta olayları yavaş yavaş anlatıp bir anda sonuca bağlayıp beklenmeyen sahneler çizdi. Bir solukta okuduğum bu tiyatro metni okuduğum ilk tiyatro metni değildi tabi ki. Okurken yasatan eserler vardır ya bu eserde onlardan biriydi. Belki mutlu sonla bitmedi ama ben bu kitabı da okuyup bitirdiğim için mutlu bir son yaptım kendime :) sizlere de iyi okumalar dilerim ;)
Hamlet
HamletWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202044,8bin okunma
Reklam
Hayırlı sabahlar
Bazı meseleleri tek başına halletmeye yetemez insan. Sevmek dahi karşılık isteyebilir zaman zaman. Lermontov, "Bütün dünyayı sevmeye hazırdım, değerlendiren çıkmadı." der ve ekler: "...böylelikle de nefret etmeyi öğrendim." Bu sabah, etrafınıza şöyle bir bakın sevgili okur. Belki sizden bir küçük selam, bir günaydın yahut bir tebessüm bekleyen birileri vardır Biryudumkitap
"Bir şehrin tadı olan adamlar vardır. Bir şehrin tadı olan yapılar, doğa parçaları vardır. Örnekse, İstanbulun yapı olarak bir tadı Süleymaniyedir diyebiliriz. Doğa parçası olarak Boğaz. Ne bileyim ben, daha bir sürü İstanbulu İstanbul yapan şeyler. Kumkapıda balıkçı meyhaneleri... Bunlardan birisi, ya da birkaçı olmayınca artık bu İstanbul, o İstanbul değildir. Bir başka şeydir. Belki bir başka tatta, güzellikte ama, o şehir değildir. Bir de şehrin tadına kendisini katmış insanlar vardır. Artık o, yüzlerce, yüz binlerce insan arasında bir şehirdir. Bir şehrin tadı tuzudur. O insan aradan çekilip gidince o şehirden bir şeyler yitip gider. Orası bomboş kalır. İnsan o yerin eski tadına gelebilmesi için o adamın orada olmasını ister."
Sayfa 174 - Yapı Kredi Yayınları, 9.baskıKitabı okudu
...rock Şamanlarının bir yaşam inancı iletme çabaları akıl karıştırıcı ve çoğu zaman da utanç vericidir. "Tek ihtiyacınız aşk", basmakalıp bir ifade de olsa, açıkçası pek çok sıkıntı ve uyuşmazlığı yokmuş gibi gösterir. Bu gibi basite indirgeyici şöhret felsefelerine önem verilmesinin bir nedeni, belki de, bunların genellikle etkilemesi çok kolay bir kitleye sunulmasıdır. Rock Şamanları tipik olarak gençlik kültürlerine seslenirler. Bilinçli olarak aile yaşamı modellerine ters düşen rol modelleri arayan insanlar için, içtenlikle ve görkemli bir biçimde sunulan tutkulu inançların güçlü bir yankısı vardır.
Bize zeki, çalışkan değil itaatkâr adam lazım düsturu vardır. Bakın burası çok önemlidir ;biri vardır çok zekidir fakat basiretsizdir yani hızlı çıkışlar yaparak hem kendini hem de devlette temsil ettiği ortamı sıkıntıya sokar, bazısı da vardır ki temkinlidir istişareye ehemmiyet verir ve öyle olduğu için yaş tahtaya basmaz. II. Selim'in meşhur bir sözü vardır, "Abim Mustafa'yı ordu tutuyor, kardeşim Mehmed'i babam tutuyor, küçük kardeşim Bayezid'i annem tutuyor, ben ne yapayım, bari beni de Allah tutsun," şeklinde. Belki de oradan turnayı gözünden vurdu, sırtını öyle bir yere dayamıştı ki...
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
Edebiyattan pek anlamam, hiç anlamam desem yeridir. Çağrışımlara göre yazacağım bu komik, yer yer tuhaf inceleme benzeri monologu. . "... karınlarını doldurmak için sözcükleri çiğnerler. Dilin nesnel ruhundan bekliyorlardır toplumun kendilerine vermediği güçlü besini; ağızları sözle dolu olanların dişlerinin arasında başka bir şey yoktur.
Kaspar
KasparPeter Handke · De ki Yayınları · 200747 okunma
"Kendi kusurlarımı biliyor ve bunlardan yeriniyordum. Yine de hayli övgüye değer bir inatla bunları unutmaya devam ediyordum. Başkalarının davası ise, tersine, yüreğimde boyuna sürüyordu. Kuşkusuz bu sizi şoke ediyor değil mi? Belki de bunun mantıklı olmadığını düşünüyorsunuz? Ama sorun mantıklı kalmak değil. Sorun aradan sıyrılmak, özellikle de, evet özellikle de yargıdan kurtulmaktır. Cezadan kurtulmak demiyorum. Çünkü yargısız cezaya dayanılabilir. Zaten onun masumluğumuzu garantileyen bir adı vardır: mutsuzluk."
Bilemiyorum, bilmek istemiyorum belki de..
Ben neden hissizleştim, illaki bi nedeni vardır.
Babıâli'nin ilk kitapçısının öyküsü BirGün gazetesi yazarı Refik Durbaş bugünkü köşesinde sahaflığa değinirken, Babiâli'nin ilk kitapçısı olan Araken Tozluyan Efendi'den de örnekler verdi. Durbaş, Arakel Tozluyan Efendi'nin önemini anlattığı yazısında, Babıâli kitapçılığının modern kitapçılık anlamında ve sahaflıktan ayrılan bütün ilk
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.