“Ama hayaletlerin ne kadar düşüncesizce ve akılları estiği gibi davrandıklarını bilirsiniz. Belki de hayaletler, tıpkı aşk gibi, insanın ‘gözünde yarattığı’ bir şeydir."
__
Belki de insanlar hakikaten böyle deliriyordur. Bir şeyi kafaya takıp onunla zihninin içine küçük bir delik açıyor, sonra kurcalaya kurcalaya o deliği bütün bir aklı yutacak kadar büyütüyordun
__
İşçilere daha iyi koşullar, daha yüksek ücret ve daha kısa çalışma süresini kazandıran en önemli etmen belki de kendi çıkarları için mücadelenin örgütü, sendikaydı.
Beni en çok gerçek bir hikaye olması etkilemişti.Kitabı bir diğer ilginç kılan şey bir kadın gözüyle anlatılmasıydı.Çünkü yazar”Zülfü Livaneli’ydi” Tabi bu kitap tamamen Struma olayıyla ilgili olan bir araştırma kitabı olsaydı bu kadar ilgi çekmezdi.Yeri geldiğinde aşkı konu ele alışı ilgimi çekiyordu.Yeri geldiğinde ise çalan keman sesini duyuruyordu kulaklarımda,deniz dalgalarının eşliğinde.Yeri geldiğimde eş oldum,yeri geldiğinde anne,yeri geldiğinde aşk ve aşık.Bazen kitabı noktalamak istiyordum.Ama aklımdaki “Acaba sonra ne oldu?”sorusuna cevap olabilmek için tekrar açıyordum sahil kokulu kitabı.Kitap bittiğindeyse kendimi boşlukta gibi hissediyorum.Bunun da sebebi fazlasıyla benimsemiş olmamdı belki de .Belkisi fazla.Önce kendimi sonra da hayatı sorgulamaya başladım.
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,4bin okunma
Çok fazla webal war heybemizde, çok fazla günah ... Belki bir gün şeytani tarafımızdan kurtulursak , belki bir başka yerde we çok masum bir şekilde karşılaşırsak ? Belki ? Belkisi yok. Bitti ! Bitirdik . Artık ikimiz öyle bir imkansızız ki ... Tanrı bile şaşkın..