Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
BEN EYLÜL SEN HAZİRAN Bir eylüldü başlayan içimde Ağaçlar dökmüştü yapraklarını Çimenler sararmıştı Rengi solmuştu tüm çiçeklerin Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Benim yüzüm bir bayram telâşıdır Küller ve biraz da deniz artıklarıyla Ben ki çocuklarla büyüdüm ve (Bu yüzden uzundur ya biraz kollarım) ... Şimdi bir yolu yürüyoruz ya seninle Birden üçüncü sınıf bir lokantadayız işte Bir kadın senin ağzınla gülüyor ve
Reklam
366 syf.
1/10 puan verdi
Hayatımda okuduğum en sıradan romanlardan biri. Çok kötü bir anlatım, çok kötü betimlemeler, bağlaç olan ki'leri bile ayıramamalar ve sonu gelmeyen benzetmeler. Aşk böceğe benzer, aşk çiçeüe benzer gibi benzetmeler insanı intihara sürükleyecek cinsten. İkinci kadına acımamız mı gerekiyor onu anlamadım ama ben kendisinden sadece nefret ettim. Karakter anlatımları o kadar kötü ki, hiçbirine kendinizi yakın hissetmeniz mümkün değil. Çünkü hiçbirini tanımadan roman bitiyor. Hiçbir karakter anlatılmıyor, hep üstünkörü geçiliyor. Bir tek baş karakter Eylül'ün çok sulugöz olduğunu anladık çünkü her 2 sayfada bir ağlıyor. İkinci kadın tabii ki aülayacak diyeceksiniz ama 2 günlük tanıdığı adam ona ilanı aşk yaptığında ağlıyor, ilk kez yattıklarında ağlıyor, adam ne dese gözleri doluyor. Yok, baya kötüydü...
Aşk Başka Evde
Aşk Başka EvdeSinan Akyüz · Alfa Yayıncılık · 20201,097 okunma
2013 Eylül Kan… Kendimi kontrol etmekte zorlanıyorum, bu gece av var. Semra çok hoş, biraz fazla hülyalı bir kadın. Şu, her ilişkisinde sözü hemen evliliğe getirenlerden. Oysa ki Semra, bir erkeğin otoritesi kar- şısında tuz buz olacak biri. Yazık, bu kadar güçsüz biri nasıl aile hayatından bahsedebiliyor ki? En ufak bir sorunda tamamen dağılacak bir tip. Ben onun dağılmasına izin vermeyeceğim. Onu ebedi istirahatini yapacağı yere göndereceğim. Ben ayrılsam, onu parça bölük edecek ve sindirip kendi egemenliğinde yaşatacak birçok erkek var. Babam gibi. O zaman Semra da hiçbir şey yapmadan sadece ağlayacak. Annem gibi.
368 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitap beni 35 yıl öncesine aldı götürdü... İlk gençlik hayallerimi, korkularımı, üzüntülerimi heyecanlarımı beni ben yapan deneyimlerimi kazandığım zamanları tekrar hatırladım... O yüzden yavaş yavaş özümseyerek okudum. Ben devlet parasız yatılı okulunda 12 Eylül darbesinden bir hafta sonra 17 Eylül 1980'de evden ayrılarak başladığım yaşam
Bana Uzun Mektuplar Yaz
Bana Uzun Mektuplar YazCihan Aktaş · İz Yayıncılık · 201264 okunma
Gidersen, Başlar içimdeki ülkede ayaklanmalar Yüreğim Özledikçe büyüyen aşkına örgütlenir Her şehrimde seni yaşar kurtarılmış bölgem Sokaklarıma taşır her gün adaletsiz bir düzene karşı yapılan eylemler Meydanlarım, anıtlarım zamana haykırır Kederim grev çadırları kurar Sana akmak isteyen sesim ölüm orucunda Şekerli suya konuşur
Reklam
İSTANBUL AĞRISI Kanatları parça parça bu ağustos geceleri Yıldızlar kaynarken Şangır şungur ayaklarımın dibine dökülen Sen Eğer yine İstanbul'san Yine kan kopuklu cehennem sarmaşıkları büyüteceğim Pançak pançak şiirler tüküreceğim Demek yine ben Limandaki direkler ormanında bütün bandıralar ayaklanıyor Kapı önlerinde boyunlarını bükmüş
Bir yerde ışık varsa kadın vardır orada. Kadın yoksa: karanlık. Işık gezer, ışıkla boyanır boy alır kadının elleri. Anbean yaşam sağar karanlıktan kınalı parmakları; renk renk çiçek oyalar çeker yemeniye, muhabbete kahve çeker değirmende, bulgur taşında buğday çeker, resim çeker sonra, gören göz olur tarihe… Çayırda yaylada tarlada, bağda bahçede
Kadınları ve hüznü eylülde çok severim. Keman konçertolarını, akşam saatlerinde bir ışık yangını içinde kıpkızıl tüten yalnız ağaçları, ürkek tebessümleri ve edepsiz kahkaları severim. Lacivert bir deniz benim ellerimde oynaşır. Sahiller, yaşlı bir kadın gibi kendine terk edilir. Şarkılar, incecik bürümcükten acılar vaat eder her dinleyene. Bitenin, başlayana dokunduğu yerdir eylül… Onun için yanık yanık tütsü kokar, onun için değdiği yeri kanatır. Eylülde aşk, eylülde acı, eylülde yalnızlık zordur, eylülde her şey zordur, ben eylülü onun için severim.
Bugün son, Eylül’de geride kalıyor. Birkaç saat sonra benimle birlikte o da bitecek. Diğer biten şeyler gibi. Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, aynı şekilde sona ermedi mi? Her yeni Ay’da; sustuğumuzda, kelimeler tükendiğinde, gözlerimiz konuşmadı mı? Kaç defa göz kırptılar bir birlerine, saymadın mı? Parmaklar, bedenimizi terk
Reklam
Can Yücel
SAHTE CAN YÜCEL ŞİİRLERİ HAKKINDA !!! Kalibresi düşük şairlerin yazdığı şiirimsi manzumelerin çokça mal edildiği şairlerden biri de Can Yücel. Tam 31 sahte şiirin altında Can Yücel imzası var. Bu sahte şiirlerden biri de ders kitaplarına bile alındı geçen yıl. Prof. Dr. Semih Çelenk, sahte Can Yücel şiirlerinin listesini çıkarmış. Çelenk
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.