Gül kokuları çocukların kaburga kırıklarından geliyor
Acıyı ve insanlığı çocuklar
Böyle dayanılmaz kıldılar ve yeni suları
Onların bilgileri getirdi
Elleri önlerine bağlı - duruşları
Omuzlarından göğüslerine doğru kıvrık ve yumulu
Yaşarlar ebedi göz ve ölümsüzlük aşısı yapan kitabı
Ki şimendifer
Nasıl peşinden koşturursa katarları yolcu
Seni görevden alıyorum. Bundan sonra operasyonu ben yöneteceğim. Çık, defol buradan.”
İnanmaz gözlerle bakan Mustafa Bey hiçbir şey demeden, diyemeden odayı terk etti. Ayaktaki adama bakar bakmaz onun kim olduğunu anlamıştım. Sizler de anlamışsınızdır. Demek bu yüzdendi. Kariyerinde çok hızlı ilerlediği, genç yaşında çok iyi yerlere geldiği için
11 Aralık 2017 Pazartesi
16:35
Bu kitap, beni hiç beklemediğim bir şekilde etkileyen kitaplar arasında üst sıralara yerleşti. Kitabı kapattıktan sonra başka hiçbir şey okumak istemediğiniz ve sindirmeniz gerektiğini hissettiğiniz kitaplar olur ya, bu kitapta o kitaplardan biriydi benim için.
Kitaba başlama hikayem çok farklı, ne okuyacağımı
ATATÜRK
Atatürk'üm eğilmiş vatan haritasına
Görnedim tunç yüzünde böylesine geceler
Atatürk n'eylesin memleketin yarasına
Uçup gitmiş elinden eski makbul çareler
Nerde İstiklal harbinin mutlu geceleri
Türlü düşmamna karşi kazanılan zaferi
Hiç sanmam öyle ağarsın tanyeri
Atatürk'Üm ben ölecek adam değilim der
Git hemşerim,git kardeşim toprağına yüz sür
O'dur karşı kıyıdan cümlemizi düşünür
Resimlerinde bile elül mahzun görünür
Atatürk'üm kabrinde rahat uyumak ister
Cahit Sıtkı, Türk Edebiyatında ölümün ve hüznün şairidir.Bazı şairler vardır,yalnızlardır paylaşılmaz,ölümün en melankolik halini yaşatırlar bize işte Cahit Sıtkı,onlardan biridir.Bir kapıyı açmak kadar kolaydır ölüm.Oysa bizim "Alıştığımız bir şeydi yaşamak!" Ve zamanla yaşamımızın sınırlı oluşundandı o hiç bitmeyen sancı.
Cahit insanoğlundan beklediği her şeyi,şiirlerden de beklemiştir. "Yaş Otuz Beş yolun yarısı eder,Dante gibi ortasındayız ömrün, son mısralardan Uyudun,uyanamadın olacak." der.Ölümün her anını hissederek yaşatır bize, "Kapımı çalıp durma ölüm, Açmam; Ben ölecek adam değilim" der.Kapıdan beklediği ölüm 46 yaşında pencereden gelir ve onu alıp götürür.
Her şiirlerinde kendi hayal dünyası hissederiz. Uykusuz geceler eşliğinde aynalar her yerde, Hatıralar; cama vurmayın,baştan kurmayın, sönüp veya dönüp durmayın hatıralar.. Gece bir sebep değil belki bir neticedir..
"Aklım fikrim o güzelde" der bize saplantı şiiriyle Desem Ki.. şiiriyle sanki daha güzel aşk anlatılamaz gibi.. Abbas ile Al getir sevgiliyi Beşiktaş'tan, yaşamak istiyorum gençliği yeni baştan der..
Genel olarak şiirlerinde masal motifleri,vatan ve millet sevgisi geçer.Memleketim isterim der cahit,
"Atatürk'üm ben ölecek adam değildim der.";Atatürk için..
Yaşadığı dönemi pek çok şiirinde de çok güzel yansıtmıştır..
Ölüm, onu erken alsa da iyi ki var olmuş, güzel insan.
Otuz Beş YaşCahit Sıtkı Tarancı · Can Yayınları · 202011,5bin okunma
Kapımı çalıp durma ölüm,
Açmam;
Ben ölecek adam değilim.
Alıştım bir kere gökyüzüne;
Bunca yıllık yoldaşımdır bulutlar.
Sıkılırım,
Kuşlar cıvıldamasa dallarında,
Ruh hekimlerinin en ünlüsü ve en seçkini Doktor Marrande,
üç meslektaşına ve doğal bilimlerle uğraşan dört bilgine,
hastalarından birini görmek üzere, yönettiği akıl hastanesinde
bir saat geçirmelerini rica etmişti.
Bir araya gelince dostlarına şöyle dedi:
“Size şimdiye kadar karşılaştığım en tuhaf ve en kaygı verici vakayı