Moby Dick'in ismini duymayan yoktur belki de. Çocukken okuduğumuz o minik ufak kitaplar arasında kapağında 'balina' resmi olan kitap Moby Dick idi, değil mi? Sizi bilmem ama ben bu eseri küçükken okuduysam bile şu anda anımsayamıyorum. Moby Dick kimilerine göre bir serüven romanı. Kimilerine göre de bir deliliğin, takıntının diğer bir adı. Ishmael
Merhabalar,iyi akşamlar, iyi günler artık hangisi uyarsa sizlere :)
Şimdiii;kitap incelemeyi sevmiyorum ama bir yandan da içimden bir ses"inceleyeceğim ulen var mı??(kendi fikrim sonuçta, kendi çıkardığım anlam)..kime ne"diyorum.İşte aynen öyle diyorum :)
Ben bu kitabı
"Kimi vuracaksın ? !.."
"Kimi vuracaksın ? !!! ..."
youtu.be/CC1rEJGCkSg
"BURADA VURULACAK BIR ADAM VARDI ONU DA "BEN" VURDUM ! .."
#Spoiler
Hakkı yenmiş bir yazar ... ben yemişim mesela , çok geç kalmışım okumakta demek isterim öncelikle ...
Kerim Korcan'dan bahsederken ... Orhan Kemalden
Gittikçe azalıyor hayat ... Yürüdükçe birşeyler
kaybediyor insan .. Neyi erken yaşadım dediysem,
hep ona geç kalmış oluyorum ... Ne zaman mutlu oldum, sonunda istediğim oldu desem, elimde birşey kalmıyor ...! Kime sırtımı dayasam düşen hep ben oluyorum ..! Gözlerimi kapatıyorum bir boşluk,bir durak daha ve yalnızlık .... Siz söyleyin şimdi; Kaybetmek mi daha kötü, yoksa hiç kazanmamış olmak mı...?
• Bir tıpçı için neşter neyse, hukukçu için de dil odur.
• Arkadaşlar başkasının yerine imza atarken mantıklı atın, kızın adı Ece, bir imza atıyorlar Ramazan diye.
• "Unutmayın, sadakat taklit edilebilir, liyakat taklit edilemez."
• 'Evlilik bir akit, aşk ise ahittir.'
• Bir sene size aşırı lazımmış gibi her şeyi öğreteceğiz sonra da
Ernesto Che Guevara’nın, kurşuna dizilmeden önceki son sözleri şu olmuş:
"Fidel’e söyleyin, bu başarısızlık devrimin sonu anlamına gelmez."
Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin de önderi olduğu halk ayaklanması bastırılıp idam edilirken, 1420 yılında Serez’de "Bu kerre mağlubuz" demişti.
Savundukları davaya olan inançlarını son nefeslerinde bile yitirmeyen iki büyük devrimcinin, aralarındaki 500 yıllık zamana ve binlerce kilometre uzaklığa rağmen, ölümün soğuk nefesi yüzlerindeyken benzeri sözleri söylemiş olmaları sadece bir tesadüf olarak açıklanabilir mi?
Bu soruyu kendime sıkça sorarım.
Hayır, bu bir tesadüf olamaz.
Tesadüf olsaydı Galile, Engizisyon mahkemesinde aksini söylemeye zorlanırken "Dünya yine de dönüyor" demezdi.
Sokrates, devlet tarafından tanınan tanrılara sadakatsizlik ettiği, Atina şehir devletinin yöneticilerine göre gençleri yanlış yöne sevk ettiği için baldıran ölüme mahkûm edilmişti.
Arkadaşları ona bir kaçış planı hazırlamıştı, bunu reddetti.
Baldıran zehri dolu kaseyi kafasına dikerken şunu söyleyecekti:
"Ayrılık saati geldi, herkes kendi yoluna gidecek, ben ölüme ve siz hayata. Hangisinin daha iyi olduğunu sadece Tanrı bilir."
Uyku ve erdem üstüne pek güzel konuşan bir bilgeyi övdüler Zerdüşt’e. Kendisi bu yüzden çok saygı görür, el üstünde tutulurmuş, bütün gençler de kürsüsünün önünde otururlarmış. Ona gitti Zerdüşt ve bütün gençlerle birlikte, kürsüsünün önüne oturdu ve şöyle buyurdu bilge:
Saygı ve utanç duymalı uykunun karşısında! İşin başı budur! Ve kötü
Hem çevremde hem de bu sitede tanıdığım nitelikli okurlar var. Benim için nitelikli okur olmanın kriterlerinden bence en önemlisi kendine özgü bir okur kimliği oluşturabilmiş olmaktır. "Yapay" "zorlama" nitelikli okurlar da var. Onları ayırt edebildiğiniz zaman okur kimliğini elde etme yolunda adım atmış olursunuz. Kimisi
Peki, ben şimdi ne yapmalıyım? Sorarım size, kime kızmalıyım? Hangi duvara yumruk atmam gerektiğini bana söyleyebilir misiniz? Kendime mi kızayım onu çok sevdim diye, yoksa ona mı beni hiç sevmedi diye. Kızgınlığım, mutsuzluğum onun bir sözüyle geçer de kırgınlığım için aynı şeyi söyleyemem. Aslında vefasız bir gönüle tutulduğu için kalbime de kızgınım. Çok kızgınım çok... Hiç gelmeyişine, bilmeyişine, hissetmeyişine... Ben ona öz Türkçeyken, o bana dilini bilmediği bir millet gibiydi. Yıllarca bana gelecek umuduyla yaşıyordum oysa. Ulan düpedüz intihar bunun adı. Ah be adam! Bilseydim biner miydim bu lanet olası metrobüse? İşin yoksa şimdi onun tutunduğu demirleri sev...
Edebiyata Övgü, Latin edebiyatının iki usta ismi, Mario Vargas Llosa ve Carlos Fuentes'in kalemlerinden çıkmış, "Neden Edebiyat?", "Romana Övgü" ve "Okumaya ve Kurmacaya Övgü" adını taşıyan üç metinden oluşmakta...
"Neden Edebiyat?", Llosa'nın, 2001 yılında ABD'nin saygın dergilerinden The New Repuclic'de
Heyy!!! Siz okurlar sorarım size, bu kadar yaşadıklarımın sorumlusu ben miyim? Büyükannem mi?Hiç tanımadığım annem ve babam mı? Kimdir suçlu olan...
Yoksa siyah olduğum için gözlerimi açar açmaz köle olarak anılmak ve değersiz görülmek mi???
Hepsi elbette...
Doğru, büyükannemin yaşadıklarının çoğunu yaşamadım fakat onun yaşamış olması benim de aynı olumsuzlukları yaşayacağımdan korkması ve ona göre beni büyütmesi,hayatımın ona göre şekil alması yeterince hüsran dolu zaten...
Büyükannemin isteğiyle başlayan evlilik hayatımda yaşadıklarım,gördüklerim, acılarım,ötekileşmem,değersizleşmem ve her şeyden önce yalnız kadın olmam yaşanacak acıların,mutsuzlukların, üzüntülerin başlangıcı değil mi zaten.
Evet bir yine bir kadın,yine ezilmişlik,horgörülmek,erkek egemenliğini, Afro Amerika kültürü ile Siyahilerin dilinden okuyacaksınız.
"KADIN" beş harf içeriğinde ki anlamın sonsuz olduğunu bana bu eser yine hatırlattı.
Satırlarla bizi buluşturan yazarı saygıyla ve minnetle anıyorum.
Ve diyorum ki, yazarın bu özel ve güzel başyapıtı ülkemizde az kişi tarafından okunmuş olması üzücü bir durum.
Umarım daha çok kişi okur.
Kitapla sevgiyle kalın.
Hiç düşündünüz mü? Acaba günün birinde hayatınızda her şey yolunda giderken bir cana kıydığınızı...
Eminim hepimiz bu düşünceyi ret ederiz...
Eserde Mesut Demirbilek, 22 yılın ardından Emniyet Müdürü olarak sürdürdüğü görevinde karşılaştığı cinayetleri, Onur Arıkan'ın soruları karşısında kaleme alarak okuyuculara aktarmış...
Eseri okurken bu
Mavi-mor bir unutma beni, bitip duruyor karşı kıyıda. Ben onu göremiyorum, dokunup sulayamıyorum. Ama orda bittiğini biliyorum.
Her birimiz çiçeğiz diye düşünmüştüm ben, Nazar Köyde renkli camlardan çiçekler ve nazar boncukları yapan adamlara bakarken. Evet hepimiz bir çiçeğiz belki. Sürgün vermeden sürüldüğümüz için öz benliğimizden, dallardan
Ne diye onca kalabalığın içinde kendine konuşacak birini arasında bulamazsın?
Daha hâlâ neyi düşünüyorsun? Sanırım beni anlamadın sen. İçine dön diyorum sana, özünü bul diyorum. Özündeki rahmeti gör, Rabb’ini hisset diyorum her daim. Sıkıntıda mısın, bir derdin mi var, ya da kendini hiç olmadığın kadar kötü mü hissediyorsun? Hiç düşünmeden konuş