Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kimse farkında değildi ama benim de canım yanıyordu. Herkes bencil diyordu ama bencil diye yargıladıkları kişi en çok acıyı çekiyordu.
Sayfa 441Kitabı okudu
Bir zamanlar kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım. Kaç metredir benim yokluğum? Benden daha çok var sanmıştım. Benim yokluğumdan dünyaya Bir elbise çıkar sanmıştım. Dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan Sonunda ben de alıştım. Ah...dedim sonra, Ah!
Sayfa 16 - Ah'lar Ağacı, 1.Kitabı okudu
Reklam
"Benim burada ne işim var? diye düşündüğünüz oldu mu hiç? Bir labirentin içindeymişsiniz ve kaybolduğunuzdan eminmişsiniz de, her bir dönemeci kendiniz yarattığınız için bu tamamıyla sizin suçunuzmuş gibi hissettiğiniz? Üstelik dışarı çıkmanızı sağlayacak bir çok yol olduğunu da biliyorsunuz çünkü labirentten çıkmayı başarmış, dışarıda gülüşüp oynayan insanların seslerini duyuyorsunuz. Çalı çitlerin arasından arada bir görüyorsunuz onları. Yaprakların arasından gelip geçen şekiller halinde. Öyle mutlu görünüyorlar ki onlara değil, bu işi onlar gibi yapamadığınız için kendinize kızgınsınız. Oldu mu hiç? Yoksa bu labirentte kalan bir tek ben miyim?
Bir zamanlar burada kitaplar, kalemler ve resimler arasında çok mutluydum. Sonra âşık oldum da bu Cennet 'ten kovuldum.
Sayfa 22
Bütün budalalar, aşklarında sanki çok özel bir acele gerektiren bir durum var sanıp, aşklarının şiddetini açığa vurup, âşıklarının eline silah verir; onlar da akıllıysalar cevabı geciktirirler. Sonuç: Aşkta acele işleri geciktirir.
Ama bunlar çok gerçek
Bizim neslimizin asıl yarası da budur: Daha iyisini, daha insancıl olanını istiyoruz, ama bu hedefe engel olanın, kendi kırılgan insanlığımız olduğunu anlayamıyoruz. Miller şöyle devam eder: "Bütün bunların benim için tek bir anlamı var; daima annemize bağımlı kalacağız. O isyan da sadece bu köleliği örtbas etmek için yapılan çaresiz bir denem eydi." Gerçek gereksinimlerinden kopmuş insan, her şeyle savaşmak zorundadır.
Sayfa 41 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Şereflendirilen ve aşağılanan benim. Fahişe ve kutsal benim. Eş ve bakire benim. Ana ve kız benim. Anamın uzuvları benim. Çok çocuklu kısır kadın benim. Çok düğün yaptım ama hiç kocam olmadı.
Sayfa 135Kitabı okudu
"Ulu Tanrım," dedi Montag. "Her saat gökyüzünde o lanet olası şeylerden öyle çok oluyor ki ! O bombardıman uçaklarının hayatlarımızın her saniyesinde yukarıda olması nasıl mümkün oluyor? Neden kimse bu konuda konuşmak istemiyor! 2022' den beri iki atom savaşı başlatıp kazandık! Sebep yurdumuzda çok eğlendiğimiz için dünyayı unutmuş olmamız mı? Sebep bizim çok zengin, dünyanın geri kalanınınsa çok fakir olması ve bunu umursamamamız mı? Söylentileri duydum; dünya açlıktan kırılıyormuş ama bizim karnımız iyi doyuyor. Dünyanın çok çalıştığı, bizimse oyun oynadığımız doğru mu? Bizden bu kadar nefret edilmesinin sebebi bu mu? Bizden nefret edildiği söylentisini de yıllar içinde, uzun aralarla duyduğum oldu. Sen sebebini biliyor musun? Benim bilmediğim kesin! Belki kitaplar bizi mağaradan biraz çıkarabilir. Belki hep aynı, lanet olası, çılgınca hataları yapmaktan alıkoyabilirler bizi!
Sayfa 95 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
"Öyle deme Harry. Hayatımın sonuna kadar Dorian Gray'in kişiliğinin etkisinde olacağım. Sen benim hissettiklerimi hissedemezsin. Bunun için çok hercaisin."
"...toprak kokusu -ki benim bu dünyada annemin kokusundan son en çok sevdiğim kokudur..."
Reklam
TÜRK ZORU AŞMAYI SEVER Düşünmek için yaşamı çok iyi okuyanlar eyleme geçmek için engel bırakmazlar. Mustafa Kemal Atatürk insan adlı koşuğunda diyor ki; İnsan düşünür ve yapar. Atatürk insanlığın önünde engel tanımayan Oğuz Kağan gibi bir dahidir. Devrimin gereğini düşündük şimdi haklı gerekçelerini tarihin ve insanlığın önünde haykırarak Türk'e yakışır bir tarihi olgunluk içinde bu devrimi tüm engellere rağmen gerçekleştireceğiz. Yine büyük dahi Mustafa Kemal Atatürk devrimi nasıl yaptınız diye sorduklarında engelleri kaldırdırdım kendiliğinden gerçekleşti, benim yaşamda yapamayacağım hiçbir şey yoktur diyerek ilmi gücüne vurgu yapmıştır. İrade ortada maddi engeller kaldırılmayı bekliyor. Bilinç düzeyi pozitif yaklaşım ile tüm yurttaşlara büyük bir umut olarak yansıyor. Suç atabilecekleri bir örgüt yok, yasalara ve insan haklarına aykırı bir durum ve talep yok. İlmi sırrın mucizeleri anlatmak ile bitmiyor. Bu sebeple engeller oldukça zordalar. Türk ise zoru aşmayı sever. Önder Karaçay
••• Mutsuzluklarıma benim düşünce tarzım değil diğerlerinin düşünme tarzı neden oldu. •••
Zeplin Yayınları
O kadar çok hayranım var ki ! Sık sık pencere önüne oturup onları izliyorum . Aralarında nasıl çirkinler var , anlatamam . Hele biri , tam bir avlu köpeği , her yanından aptallık akıyor ama sokakta her zaman soyluymuş gibi çalımla , kurumlanarak yürür . Bir hiç oysa ... ve benim umurumda değil .
Otuz beş yaşındayım, 13 yıldır evliyim; 7 7 yaşında kızım, 7yaşında oğlum var. Üniversite lisans mezunuyum, eşim lisemezunu. Altı sene süren birliktelikten sonra eşimle anne-ba­ ba rızası olmadan evlendim! Altı sene görmediler bile eşimi;kültür farkı var diye.Ben uç bir örneğim sanırım; benim ailemin maddi duru­mu iyi, eşimin aile durumu kötü; ben üniversite, eşim lisemezunu; evlendiğimizde ben özel bir bankada çalışıyordum, eşim mağazada. Benim annem göçmen Trakyalı, babam lazKaradenizli, eşim kürt Doğulu. Annem alevi, babam hane-fi, eşim şafi.Bana kalırsa her şey bahane hayatta; biraz huzur, birazaza kanaat, en çok da sağlık önemli. Hayat hikâyem çok uzun, yazmakla bitmez, ama şu an bu kadar farklı kültürlere rağmen çok sık bir araya gelen ve bir­ likteyken konuşulan farklı şivelerden ötürü tiyatrodan farksız olan bir aileyiz!
“…Çok şey istemek, her şeyi bilmeyi istemek olur… Önümüzde göreceğimiz daha binlerce şey var, hangisinin sırası ise, onu göreceğiz; sırayla… Sırayı bozarsam, çok ileri gitmiş olurum. Sen ilerisini düşünebilirsin, çünkü gençsin, ama… Ama benim için yaşantı, şu altımdan akıp giden yol gibidir ve yaşam benim için sadece bizimkilerin ne zaman acıkıp domuz kemiklerini isteyecekleridir.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.