Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gitmeden önce bu dört duvar arasında beni cüzam gibi ya da habis bir ur gibi içten içe yiyip bitiren dertlerimi kağıda dökmek istiyorum. Ancak bu şekilde düşüncelerimi toparlayabilirim. Amacım vasiyetname mi yazmak? Asla! Çünkü ne malım var devlere yedireyim ne dinim var şeytana vereyim! Dahası bu yeryüzünde benim için az da olsa değer taşıyan ne var ki! Hayat denen şeyden el çektim, bıraktım, elimden yitip gitsin istedim. Ben ölüp gittikten sonra bu kağıt parçaları ister okunsun, isterse sittin sene okunmasın, canı cehenneme! Ben sadece yazmak ihtiyacından, benim için aciliyet arz eden bir zaruretten dolayı yazıyorum. Buna muhtacım. Çünkü düşüncelerimi hayali varlığıma, kendi gölgeme aktarmaya eskisinden daha çok ihtiyacım var. Lambanın ışığıyla duvara düşen şu yamuk, uğursuz gölge ne yazdıysam hepsini dikkatle okuyup yutuyor adeta. Bu gölge kesinlikle benden daha iyi anlıyor onları. Ben yalnızca kendi gölgemle güzelce konuşabiliyorum. Beni konuşmaya zorlayan da oydu zaten. Yalnızca o tanır beni, mutlaka anlar.
Sayfa 42 - Kırmızı KediKitabı okuyor
Benim dinim benim aklımı, mantığımı ve vicdanımı yok sayan tekliflerde bulunmuyor. " İnanmak için gözlerini kapat, kafanı boşalt, aklını tatile gönder, vicdanını hapse at." demiyor. Tersine " Bak, gör, oku, anla, tahlil et, sorgula, çıkarım yap. Sonra elde ettiğin bu doğru bilgi ve sağlam ahlaki değerler temelinde adil bir dünya inşa et." diyor.
Sayfa 146 - İnsan YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"(Ey Resûlüm!) de ki: "Ey Kâfirler! Ben, sizin ibadet etmekte olduklarınıza (putlarınıza) tapmam; siz de benim ibadet etmekte olduğuma ibadet ediciler değilsiniz. Zaten, ben hiçbir vakit sizin tapmış olduklarınıza tapıcı olmadım; siz de (hiçbir zaman) benim ibadet etmekte olduğum (Allah'a) ibadet edicilerden değilsiniz. Sizin dininiz (bâtıl itikadınız) size, benim dinim de bana!"
Kâfirûn SuresiKitabı okuyor
Benim dinim benim kişisel konumdur. O benim kişisel hayatımı, kişisel ahlakımı yönetir. Ve benim dinsel felsefem, benimle inandığım Allah arasındadır.
Reklam
Yanılıyorsunuz benim bir dinim var, dedi. Kendi dinim! Hatta ben onların bütün gülünç, sahte törenlerinin, hokkabazlıklarının yanında, hepsinden daha çok dindarım!
Benim dinim(İslam) benim aklımı, mantığımı ve vicdanımı yok sayan tekliflerde bulunmuyor. “İnanmak için gözlerini kapat, kafanı boşalt, aklını tatile gönder, vicdanını hapse at.” Demiyor. Tersine “Bak, gör, oku, anla, tahlil et, sorgula, çıkarım yap. Sonra elde ettiğin bu doğru bilgi ve sağlam ahlaki değerler temelinde adil bir dünya inşa et. “diyor.
Reklam
“Neden olmasın, benim de dinim var, hem benimki, o türlü türlü hokkabazlıklar, maskaralıklar eden heriflerin hepsininkinden ileri... Bilakis, ben Allah'a taparım. Bizi, vatandaş ve aile babası vazifelerini görelim diye bu dünyaya getiren, adı ne olursa olsun, bir Yüce Varlık, bir Yaradan bulunduğuna inanırım. Ama, kiliseye gidip gümüş tabaklar öpmeye, bizden iyi yiyip içen birtakım soytarıları kesemden beslemeye gereksinme duyamam; çünkü insan Allah'a saygısını bir ormanda, bir tarlada, hatta eski zaman adamları gibi, gök kubbeyi seyretmekle de gösterebilir. Benim Allahım Sokrates'in, Franklin'in, Voltaire'in, Béranger'nin Allahıdır.”
Aziz Olaf'm eski İskandinavya "saga" sını okurken şu görüşme daima dikkatime çarpmıştı: "Kime inanırsın? diye kral bir askere sordu - Cevap şu oldu: Kendi kendime." Bu, hakiki kahramanın hakiki sesidir. Kendine inanmayan yaşayamaz. Mesele din ile hayatı, iman ile işi bir araya getirip intibak ettirmektedir. Öteki dinler, insandan, hakiki yaradılışına, asıl tabiatına aykırı şeyler istedikleri için başarı elde edemediler. Onun gizli gücüneki artık kendini meydana vurmuştur uygun olan benim dinim mücadele etmeden muzaffer olacaktır.
Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır ve karanlık denen şey aydınlığın yokluğudur.
Sayfa 185
Biz ne için gelmiştik yeryüzüne.. İnsanca yaşamak ve kendi içimizde evrimleşmek için. Geldiğimiz yere doğru uzun bir yolculuktu bizimkisi ve bu yolculuk için gerekli donanımlara sahip kılınmıştık.. Şeytan, ortakları ile insanların yollarını saptırmak ve onların ellerindeki donanımlarını alarak dünya okyanusunda onları yalnız bırakmak istedi. Şimdi hak ve batıl cephesinde en kızgın savaşların yaşandığı bir andayız.. insan kendi içinde, insanlar insanlarla ve insan doğa ile savaştadır. Havanın, suyun, toprağın kirlendiği, insanlığın kirlendiği, gökyüzünün (Ozon tabakasının) delindiği bir zaman yaşıyoruz.
Sayfa 185
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.