Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mobbing Bank diyor ki?
Bir bakkal ile yola çıkan kodaman olduktan sonra ülkede bakkal bırakmadı. Şimdi de devlet yok şirketler yani şirk var diyor. Bu ne demek siz yurttaş, insan değil sadece müşterisiniz. Yani aşağılıyor. Eee sen özelleştirme yapar patron iken müşteri olmaya kendini layık görür bunu dayatanlara devleti teslim edersen olacağı budur. Şimdi de ben ne üretir ve kaça satarsam o fiyattan alacaksınız dayatılmasını yaşam pahalılığı olarak bizi esir ederek ülkemizi elimizden alarak şer imparatorluğu kurmak istiyorlardı. Bir Türk 12 Eylül 2012'de çıktı sahneye yapamazsınız dedi. Bedeli önce felç ederek ödetti şimdi bu düzeni insanlık devrimine dönüştürerek ödetecek. Önder Karaçay
Bize yılda iki kez giysi olarak çadır bezinden bir parça verilir. Şeker fabrikalarında çalışırken eğer parmağımızı değirmene kaptırırsak bütün elimizi keserler. Eğer kaçmayı denersek bacağımızı keserler. Ben iki durumuda yaşadım. İşte siz Avrupa'da şekeri bunun pahasına yiyorsunuz.
Reklam
Bu hissə.')
"Bu dünyada birbirinden farklı özgürlükler olsa da benim en sevdiğim özgürlük Zorba. Ancak hiçbir zaman onun gibi yaşamak istemedim. Bunun için cesaretim de yok. Ben de o romanın anlatıcısı olmak için doğmuş bir kişiyim. Zorba gibi insanlara hayran kalmakla yetinen bir kişi yani." Yavaşça başını sallayıp, “Yine de birine hayran kalınca onun ardından gidip, o kişinin küçücük bir parçası bile olsa örnek almak istemez miyiz ?” dedi Seungwoo. "Doğru... Benim de örnek aldığım bir şey var aslında. Romandaki o sahneyi siz de sevmişsinizdir diye düşünüyorum." Seungwoo başını çevirip Youngju'ya baktı. "Dans sahnesi mi ?" "Evet, dans sahnesi. O bölümü okuduktan sonra ben de öyle bir hayat yaşamaya karar vermiştim. Hayal kırıklığına uğrasam da, yenilgiye uğrasam da dans edeceğim, düşünmeyeceğim. Güleceğim. Tekrar tekrar güleceğim demiştim." "Başarılı oldunuz mu ?" "Yarı yarıya. Ancak sonuçta ben Zorba olarak doğmadım. Güldükten sonra ağlayıp, dans ettikten sonra yere yıkıldım. Yine de tekrar ayağa kalkıp dans etmeye devam ettim. Bu şekilde yaşamaya çalışıyorum."
Sayfa 244 - Athica BookKitabı okuyor
Ebû Hüreyre'nin (radıyallahu anh) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Allah Teâlâ bir kulunu sevdiği zaman Cebrail'e, - Ben falancayı seviyorum; onu sen de sev, der. Cebrail[aleyhisselâm] da o kulu sever. Sonra Cebrail [aleyhisselâm] sema ehline, - Rabb'iniz falanca kulu seviyor; onu siz de sevin! diye seslenir. Bunun üzerine bütün semavat ehli onu sevmeye başlar. Daha sonra bu sevgi yeryüzü ehlinin kalbine de konulur ve onlar da sevmeye başlar. Allah [Celle Celalühü]bir kuluna buğzettiği zaman ise aynen bunun gibi olur..." 22
22 Buhâri, nr. 3209; Müslim, nr. 2637; Taberâni, el-Mu'cemü'l-Evsat, nr. 2800; Tahāvi, Şerhu Müşkilü'l-Åsár, nr. 3790.Kitabı okuyor
Talât Paşa ve Dr. Nâzım, İttihat ve Terakki genel merkezinde bir gün tam bu işi konuşurlarken Enver Paşa içeri girer. Talât sözünü esirgemez. Neyi konuştuklarını ve bu işin artık yapılmasını enver Paşa'ya bir daha hatırlatır. Enver Paşa'nın cevabı şudur: - Mustafa Kemal'in mirlivalığa (tuğgeneral) terfi iradesi cebimdedir. Ama siz onu bilmezsiniz. O hiçbir şeyle memnun olmaz. General olur, korgenerallik ister. Korgeneral olur, orgenerallik ister. Orgeneral olur, müşirlik ister. Müşir yaparsınız bununla da yetinmez, padişahlık ister! Mustafa Kemal'e Enver Paşa'nın bu sözlerini naklettikleri zaman cevabı şu olmuştur: — Ben Enver'in bu kadar zeki ve ileri görüşlü olduğunu bilmezdim…..
575 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Ben bir ölünün başında bir gün dirilecek diye bekleyecek biri değilim. Bir ölü dirilmez kendinizi kandırmayın . Siz onu diriltmeye çalıştıkça o daha fazla çürüyecek , kokacak böyle bir ümit sadece kendini kandırmaktır aslında sadece ölüyü diriltmekte değil boş hayaller ve ümitler için de bu geçerli aslında herkes şeyh Yusuf olmak ister ama biraz Ragıp birazda hikmet beydir…Osman ölülerle konuştuğu muhteşem bir seri .ahmet Altan farkı eserlerinde ki haz onu bilmeyen anlayamaz
Ölmek Kolaydır Sevmekten
Ölmek Kolaydır SevmektenAhmet Altan · Everest Yayınları · 20171,190 okunma
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
Destek Yayınları’nın felsefe serisinden çıkan bu kitap Özlem Küskü’nün Jung’un eserlerine yönelik bir biyografi ve düşünce derlemesinden oluşmaktadır. İlk bölümde aslında Jung’un anlayışına ufak bir giriş yaparız. Hep dışardan yakınırız ama biz kimiz? Neyiz? Kendimizi bilmeden nasıl başkalarını bilebiliriz? Önce kendimize bakmamızı
Dışa Bakan Rüya Görür, İçe Bakan Uyanır
Dışa Bakan Rüya Görür, İçe Bakan UyanırÖzlem Küskü · Destek Yayınları · 20202,386 okunma
"Biz sevmeyiz." dedi Denetçi."Biz her şeyi keyifli yapmayı yeğleriz " "Ben keyif aramıyorum. Tanrı'yı istiyorum. Gerçek tehlike istiyorum. Özgürlük istiyorum. Gerçek tehlike istiyorum. İyilik istiyorum. Günah istiyorum." "Aslında..." dedi Mustafa Mond. "Siz mutsuz olma hakkını istiyorsunuz." "Öyle olsun!" dedi Vahşi, meydan okurcasına. "Mutsuz olma hakkını istiyorum!"
Ben zaman zaman erkeklerin daha fazla acı çektiğini veya eğer bu açıdan görmek isterseniz,daha az direnme gücüne sahip olduklarını gördüm.Kadınlarsa her zaman suçsuz yere acı çekiyor,hem de ellerinden bi şey gelmediği için değil,gerçek anlamda acı çekiyorlar. Ve bu belki yine de ellerinden bir şey gelmeyişinden kaynaklanıyor.Ayrıca bu konularda kafa yormak da yararsız.Bu sanki cehennemdeki kazanlardan sadece bir tanesini parçalamaya çalışmak gibi;birincisi bu mümkün değil,olsa bile siz içinden çıkan en kızgın ateşle yanarken cehennem bütün ihtişamıyla varlığını sürdürür.
OMURGANIN KAVALI Dumanlar içinde mavi olmayı unutan gökyüzü, paçavralar giyinmiş sığıntı gibi bulutlar, son aşkımla tutuşacaksınız bütün! Sevinç çığlıklarımla bastıracağım ordular
Reklam
Siz doğru olan dava, savaşı bile kutsayandır mı diyorsunuz? Ben de diyorum ki: Her davayı kutsayan, iyi savaştır.
Ah be Hakkı Celis
Yalnız büyümek değil, ihtiyarladım bile, Seniha Abla, dedi. Siz çok gezdiniz, çok gördünüz. Fakat ben çok düşündüm, çok hissettim. O kadar ki, bütün fikirler, bütün hisler bana şimdi yavan geliyor. Siz bu bezginliğe vasıl oldunuz mu? Nerede? Her tarafınızdan arzu, emel, gençlik fışkırıyor, şimdi 'haydi!' deseler bir seneden beri yaptığınız seyahatleri aynı iştiha ile tekrar edebileceksiniz. Fakat, ben düşündüklerimi tekrar düşünmek, hissettiklerimi tekrar hissetmek istemeyeceğim. Seniha abla, bizi pişiren ıstıraptır; gezip görmek değildir. Sizden evvel kaç kişi Avrupa'ya gitti geldi. Bunların bazılarının kıyafetlerinde epeyce değişiklik gördüm, fakat ruhlarında ne değişti; bilmiyorum. Bunlar bize oradan, başlarında bir acayip sarhoşluk ve gözlerinde safiyane bir hayretle avdet ettiler. Seniha abla, siz de bunlardan biri misiniz?
Sayfa 164Kitabı okudu
"Ben ise sizin inançla doldurduğunuz yerleri aynı bilgilere dayanarak antropolojik bir okuma ile akıl ve mantıkla, insanın doğasını, psikolojisini dikkate alarak dolduruyorum. Aradaki bağları bu şekilde kuruyorum. Aynı bilgilere dayanıyoruz ama siz inanıyorsunuz bense düşünüyorum. Bağları iyi kurduğumda hikâye sizin inandığınızdan çok farklı bir şekle bürünüyor. Neden hikâyenin sizin inandığınız ve yüzyıllardır yorumlanan şekilde olduğunu kabul edeyim ki?"
Sayfa 180 - e-bookKitabı okuyor
Dünyanın keskin duruşuna muktedir olduğumuz anda. Bir buğu silimine benzedi . Aynada göründü resmimiz. Gördük ve şad ettik ölümü. Size ben şiiri anlatamam. Siz en iyisi yaşamayı düşünün. Seyit Cafer
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Ben mümin olduğunu söyleyen insanlarda, kendi nefislerimizde zaman zaman büyük bir katılaşma görüyorum. Bu katılaşma bizden farklı zannettiğimiz, sandığımız insanlarla ideolojik kimlik üzerinden ilişki kurmakla oluyor. Bu, onu ideolojik kimliğe indirgeme, onun içindeki Hazreti Insan'ı kaçırma, ona teklifle değil, tehditle gitmek gibi bir sakınca içeriyor. Cenab-ı Allah emanetini bütün insanlara vermiş oysa. Siz eğer bir madenin farkındaysanız, ötekinin de farkına varması için çaba harcamak mecburiyetindesiniz. O da sizin elinizdeki hazineden istifade etsin, sizinle paylaşsın. Bu da, yumuşak nazarla, güzel sözle, hilmle, rikkatle olabilir. Sert, çatışmacı, kavgacı, "Bu benim hakkımdır, senin hakikatten nasibin yoktur," deyip dışlayıcı, hakikat üzerinde tekel kuran anlayışlardan uzak durmamız lazım.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.