''Aslında hepimiz içimizde bir şeytanla yaşıyoruz ve ortaya çıkarmak için uygun anı bekliyoruz...''
Sabahattin Ali’nin otobiyografik unsurlar barındıran, biraz toplumu, biraz da insanın kendisini sorguladığı eseridir.
Kitapta 1940'larda yaşayan 20’li yaşlardaki iki gencin hiçbir destek almadan, maddi zorluklar içerisinde evlenmesi ve o yılların milliyetçilerinin durumu anlatılıyor. Ömer, Macide, Emine Teyze, Galip Amca, Semiha, Bedri, Nihat ve diğerleri... Hepsi bizden, mahallemizden, içimizden biri.Hüseyin Nihal Atsız kitabı şiddetle eleştirmiş, kitaptaki karakterlerden İsmet Şerif’in Peyami Sefa, Emi’in Necip Fazıl Kısakürek, Ömer’in Sabahattin Ali, ve Nihat’ın kendisi Hüseyin Nihal Atsız olduğunu iddia etmiştir. Zaten Atsız ile Ali başta samimiyken daha sonra milliyetçilik yüzünden tartışmış, davalık olmuştur. Sabahattin Ali’nin ölümünün bu davayla ilgili olduğunu söyleyenler de vardır.
Ömer çok karaktersiz, kaypak bir karakterdi. Gıcık oldum. Sürekli yanlış kararlar alıp hatalar yaptı. Bu yanlışlarımın sebebi benden değil, şeytandandır düşüncesine kapıldı. Macide'nin yazdığı veda mektubu ise çok etkileyiciydi. Güzel bir iç hesaplaşmaydı lakin kendisine yapılan haksızlık karşısında sessiz kaldı. Konservatuvar okuyan bir kızın daha ayakları üstünde duran bir karakter olmasını beklerdim.