Siz hiç çocukken, sırf hayatta kalabilmek umuduyla nefesinizi tutma çalışması yaptınız mı? "Babam beni gömüp gittikten sonra üstümdeki toprakları atarak dışarı çıkabilirim belki," diyerek...
Böyle bir umuda tuttundunuz mu?
Her zaman derim, "zordur her dönemde kadın olmak," diye. Eseri okuduktan sonra anladım ki en çok o
Bence dünyanın en güzel romanı budur... Evet, kabul ediyorum, tamamen kişisel bir görüş bu ancak ben öyle olduğuna inanıyorum. Bu görüşe ilk sahip olduğumda henüz bir üniversite öğrencisiydim ve kitap okuma maceramın başlarında sayılırdım. Lakin aradan uzun yıllar geçti, aralarında hatırı sayılır miktarda roman da olan binden fazla kitap okumuş
1K DA 4.. ŞEBİ ARÛS(MEVLANA HAZRETLERİNİ ANMA) ETKİNLİĞİ;
TARİH :17 Kasım 17 Aralık.
Ölümü düğün gecesi (Şeb-i Arûs) olarak anlayan insana
tesir edecek hangi güç vardır?
O güçlü, yenilmez insan, Mevlâna'dır.
Ölüme ve hayata,
Lise yıllarım, abimin beni yönlendirdiği kitapları okumakla geçti.
Aziz Nesin de onlardan biridir. (Diğeri de yine çok değerli bir yazar. Onu başka bir incelemede anlatmak isterim.) Aziz Nesin'in kitaplarını kahkahalarla okurdum. Ama nereden bilirdim ki lisede beni güldüren adam, üniversitede ağlatacak. Evet ben Aziz Nesin diyince hep güldüm, ta ki
"Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir... Gider gelirdi..."
400 sayfalık kitap sadece tek bir günde geçen vakti anlatıyor. Fakat o tek gün hikaye içerisindeki kahramanların anılarıyla uzun zaman dilimlerine ayrılıyor.
Kısacası şöyle diyebiliriz; bir gün içerisinde geçen o vakit yüz yılları göğsüne
Vizelere çalışırken Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı dersinde karşıma çıkıp beni üzen o beyit;
“Senin gibi yüz binlerce insan varken bu şehirde, seni kim arar, kim sorar?”
(Ebu Bekir Kâni)
Esra Kurt kardeşimizin yaptığı ( #30997659 ) Mehmet Uzun etkinliği vesilesiyle yazılacaktır. Kendisine bu vesileyle teşekkür ediyorum. Böyle güzel bir etkinliği yapan yoğun duygulara sahip kendisi incelememizi okumasın. (Bu şaka tabi) :)
Bazı kitaplarda olduğu gibi biz de yazımızda bir
Kimi kitaplar yardır, kimileri yara!
Kimi umut saçar, kimileri bağlatır kara!
Bir seçimle başlar her şey, çıkarsın onunla uzun bir yolculuğa. Kim bilir belki hayatın değişir, onunla yaşadığın hayat sana bir şeyler katar. Daha sıkı tutunmayı öğretir. Bu kitap da öyle bir kitap oldu benim için. Hayatımda hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor dediğim
Gün Olur Asra Bedel
Olay II. Dünya Savaşı yıllarında, bozkırda trenlerin geçtiği küçük bir aktarma istasyonunda yaşanır. Bir gün Yedigey, karısından arkadaşı Kazangarp'ın ölüm haberini alır. Ve Kazangap'ı devesinin sırtına yükler. Vasiyeti üzerine arkadaşını gömmek için "Nayman Ana Türbesi'ne" doğru yola koyulur.
Resûlullah [sallallâhu aleyhi vesellem] şöyle buyurur:
“Kişi dostunun dini üzeredir. O halde kiminle dost olduğuna dikkat etsin.”
Âlimler bu manaya bakıp şöyle demişlerdir:
“Bir kişiyi gördüğünde, acaba bu nasıl biridir deme, arkadaşına bak. Onun durumu arkadaşımdan belli olur. Çünkü arkadaş, arkadaşın yaptığını yapar.
Yani âlimler kişinin durumuna, arkadaş tanıktır demek istemişlerdir.
Âlimler şunu da söylemişlerdir:
“Arkadaş, arkadaşın huyunu kapar. Haberi bile olmaz.”
Peygamber Efendimiz [sallallâhu aleyhi vesellem] şöyle buyuruyor:
“Kim bir kavme karışıp onlarla kaynaşırsa omlardan olur.”
Yine Resûl-i Ekrem [sallallâhu aleyhi vesellem] buyuruyor:
“Kötü arkadaşlar beraber olan kimsenin durumu, demirci dükkânında oturan kimsenin durumu gibidir. Her ne kadar demirin kıvılcımı kişiyi yakmasada kokusu üzerinde kalır.”
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî [kuddise sırruhû bu manada güzel bir beyit söylemiştir:
“Salihlerle sohbet edersen sen de salihlerden olursun.
Sakın zalimlerin sohbetine gitme, sen de zalimlerden olursun.”
BAŞLANGIÇ TARİHİ: 01 ARALIK
BİTİŞ TARİHİ: 17 ARALIK
Ölümü düğün gecesi (Şeb-i Arûs) olarak anlayan insana
tesir edecek hangi güç vardır?
O güçlü, yenilmez insan,
Öyle bir rüzgâr ki,
Kendi gitti,
Îsmi bile kalmadı yadigâr.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısıyla:
"Ölüm Allah'ın emri,
Ayrılık olmasaydı. "
youtu.be/UfYn7Ns0Fn8
Mem û Zîn , Ahmed-i Hani'nin 1692 yılında yazdığı ünlü manzum eseri. Kürtçe'nin Kurmanci lehçesi ile yazılmıştır. Birbirine aşık olan ancak kavuşamayan iki gencin trajik öyküsünü anlatır. Bu hikâye milattan çok önceden bu yana halk arasında söylenen ve mitolojik nitelik kazanan bir destandır.
MEM Ü ZlN dünyanın ölmez