Bir gün o kuyular aydığı,
o bilinmezlik ağının çözüldüğü,
Bir gün o karmaşa yakıldığında
Ve tüm insanların candaşlıkları serildiğinde yüzeye derin bir kilim gibi,
Ve o gün beyaz gülüşler içre dişler, birbirlerine yaseminler sunduğunda,
Çatallı bahçeler, melek değnekleriyle gümüş yalımlarla bezendiğinde...
Bil ki, o olmayası mor yaratığın sonudur bu!