Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Arkadaşlarının çoğu gibi Mustafa Kemal de başkentin sunduğu eğlencelere kayıtsız kalmıyordu. Daha önceleri Selanik’teki kahvelere de gitmişti ve ne kendisi ne de arkadaşları İslam’ın koyduğu alkol yasağına aldırış ediyordu. Diğer Akdeniz ülkelerinde olduğu gibi içkinin ve zamparalığın delikanlılığın bir parçası olduğuna, zamanı gelince aile tarafından seçilen ya da en azından onaylanan bakire bir kızla evlenileceğine inanılıyordu. Geleneksel Müslüman toplumunda erken yaşta evlenmek alışkanlığı vardı ama yeni öğretilerin sonucunda erkekler için eğitim ve belirli bir mesleğe başlamak önde geliyordu. Mustafa Kemal her ikisini bir arada yürütmeden önce, dinsel kaygılardan rahatsız olmadan gençliğinin tadını çıkardı. Annesi çok dindar olduğundan yıllarca dinin emrettiklerinin uygulandığı bir evde yaşamış, sofuluk dilini kullanmayı öğrenmişti. İslamiyetin resmî Sünnî âyinlerini yerine getirdiği gibi tatillerinde gittiği Selanik’te Mevlevi dervişlerinin törenlerini izlemiş ve hatta aralarına katılarak ‘Hu!’ çekmişti. Ama aynı tatil süresince dans dersleri almış ve vals yapmasını öğrenmişti. Eğer gerçekten dervişlerin törenlerine katıldıysa bile, bu deneyimden fazla etkilendiği söylenemez.
Zeus’un bile anılarda yer almasıdır yaşam . Yaşamın içinde anılar , anıların içinde ise artık sadece kalp sızısı.
Reklam
"İnsanın otuz dört yıllık teyzesi hakkında bile doğru düzgün fikri olmuyor."
"Alyoşka, demin Başrahibini kırdım diye gücenme bana...Tanrı varsa, o zaman elbette suçluyum, bunun hesabını vereceğim. Ama yoksa, o vakit o pederlerinize bu bile az. Sadece halkın gelişmesine engel olmalarını bile kelleleriyle ödeyemezler. Buna ne kadar üzüldüğüme inanır mısın İvan?...Gene de şu manastırınızı kökünden yakacaktım. Din işlerini Rus toprağından uzaklaştırmalı ki enayilerin aklı başına gelsin. Bu bir yapılsa hazineye akacak altınla gümüşü gör!"
Yaşamak umrumdadır
Sabah şairin üstüne saldırıyor yaşamaktan bir güneşle kaplanıyor onun kalbi onun kalbi topraktan sıyrılıyor aşk dahi sıyrılıyor topraktan gözlerini tanıyorsunuz: çaylak sürüleri beyni: aç kuşlardan bir ambar. Bir kıyısına ilişmiyor dünyanın Allah'ın ve devletin dibinde insanlar onu barutla karıştırıyor ve zerdali çiçekleriyle. Ahali kapısını
" Ruhu çok ağrıyordu, her zaman gülüyor olmuş olsa bile. "
Reklam
Eskidendi O
Bir coğrafyanın yemek kültürünün çok çeşitli olması, bağırsak ve mikrobiyotamız için oldukça kıymetlidir. İşte bu nedenle, söz konusu güzel ülkemin mükemmel mutfağı olduğunda, karşımıza dikkate değer bir mikrobiyota çeşitliliğinin çıkma ihtimali oldukça yüksektir. Aslında sadece bu topraklardaki insan davranış çeşitliliğine ve orijinalliğine bakmamız bile toplumumuzun mikrobiyotası hakkında bir fikir verecektir. Ama gelin görün ki modern toplumların beslenme anlayışı, mutfağımıza ait zenginliğe vurulan önemli bir darbe olmuştur.
Şu şehirleşen dünyada aşkın adına çiçekler ektim. Senin için ben hayallerimden vazgeçtim. Gülüşünü güneşte Bakışını yıldızlarda bulmayı beklemiştim. Hani sözler vermiştin, Kaybettiklerimi geri getirecektin, Ben sadece sevmeni istemiştim, İnan onu bile becerememiştin. Zaten hiç denememiştin. ~Lavinya~
Kitap sevenler gönüllü birer fetişisttirler. Sayfalar kirli, leke içinde olsa bile içinden rüyaların kaynağı fışkırdığından kutsaldır bu sayfalar onlar için.
Ya da daha kötüsü ne olabilir?
“… Sırlar kırılgandır. Çünkü taşıyan kırılgandır. Sırrın sahibi bazen canı pahasına taşır ve saklar sırrı. Ama sonra paylaştığı kişi aynı özeni göstermeyebilir. Bozuk para gibi harcayıp önüne gelene anlatabilir ya da daha bile kötüsü, unutabilir.”
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.