ağır hasar görmüş bir güneşin altında
böyle şeyler konuşmanın ne anlamı var
sözlüğün bunca yalanı kolladığını bilmek
çıkarmayacak beni üzerime kilitlenen gerçekten
İnsanın hayatta uzun yaşamaktan başka
umutlarının da olabileceğini görmek istiyorum. Ölüm veya acı çekme fikrine sırt çevirmek gerekmediğini ama bunlara uzun uzun vakit ve alan ayırmanın da lüzumu olmadığını bilmek istiyorum.
Merak. Birine karşı ansızın , bir merak duymaya başlarsınız, korkunç bir merak. Onu tanımak , onunla doğmak, dünyaya onunla yeniden gelmek tek amacınız haline gelir . Aşka en uzak cümle senden nefret ediyorum değil, bilmek istemiyorumdur.
Artik gideceksin, biliyorum, vakit geç oldu. Yatakta izin kalacak, havada kokun ve yastığın üzerinde bir iki tel saçlarından. Telaş içinde giyinmeye başlayacaksın. "Çoraplarında eğrilik var," diyeceğim, düzelteceksin. Dudaklarını boyarken, eğilip ensenden öpeceğim, için sevgiyle dolacak. Gözlerin ışıl ışıl, “Üzülme, üzülme,” diyeceksin, “yine geleceğim."
Ya gelmezsen? Hayır hayır geleceğine inanıyorum. Fakat yine gideceksin. Yine gideceğini bilmek kötü.
Tevhidin o asıl manası şudur: "Vasıta ve sebeplere bakmaksızın her şeyi Allahdan bilmek."
Tevhid ehli, hayrı ve şerri Allahdan bilir; onları Allah'ın yarattığına iman eder. Bu öyle şerefli bir makamdır ki, tevekkül, rıza, Allahın hükmünü teslimiyet halleri de, bu mertebenin meyvelerindendir. Diğer semeresi de, Hazreti Ebû Bekir'in buyurduğu şu sözdür, ölümüne sebeb olan hastalığı zamanında ona:
- Sana bir tabib çağıralım? dediler.
Verdiği cevab:
- Beni hasta düşüren, tabiblerin tabibidir, olmuştur.
Ben bu dünyaya bilmek için geldim. Benim için kutsal bir şey varsa o da bilgidir, gerek bu dünyanın, gerekse öte dünyanın bilgisi. Bu yüzden öğrendiklerimi akıl terazisinde tartıp doğru olup olmadıklarına bakarım.