Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Doludizgin
Pembe bir zaman başladı Şimdi mevsim bahar Ellerin yoksa ellerimde üzerime kar yağar Işıkmış, renkmiş sen yoksan umrumda değil İşte ne şu deniz mavi bak ne de yaprak yeşil Aşkın gücüyle yaşıyor insan yaşarsa Hatıranla değerli yeryüzünde ne varsa Nice binyıl sonraya dipdiri kalmak için Aşmak bütün zamanları seninle doludizgin Ümit Yaşar Oğuzcan
"Arap âlemi bugün, elli yıl önce, yüzyıl önce, hatta binyıl önce hoşgördüğü şeyleri hoşgöremiyor. 9. yüzyılda, Bağdat'ta Abbasi halifesinin huzurunda, Kuran üstüne yapılan bazı tartışmalar, bugün herhangi bir İslam şehrinde, hatta üniversitede bile düşünülemez hale gelmiştir."
Sayfa 54 - Yapı Kredi Yayınları, 2021Kitabı okudu
Reklam
Kentlere yerleşen Amurrular, Akkadca çiviyazısını dilleri­ne adapte ederek kullanmışlar, köklü Mezopotamya kültürü­ nü özümseyerek bu bölgenin bir parçası olmuşlardı. Sümer kökenli bazı kültürel ve mitolojik unsurların tek tanrılı din­lere aktarılmasında da bu toplumun payı olduğu öngörülür. Eski Ahit'te anlatıldığına göre Güney Mezopotamya'da yer­leşmiş bir grup göçmen Amurrulu, olasılıkla ikinci binyıl başlarında, İbrahim Peygamber önderliğinde Doğu Akdeniz kıyısındaki Kenan ülkesine ve oradan da Mısır'a ulaşmışnr. lbrahim Peygamber'in göçü ile sembolize edilen bu olay, Amurru toplumunun kültürel ilişkilerde oynadığı role ve tek tarınlı bir dinin tarihsel köklerine işaret ediyor olmalıdı
"İnsan binyıl sonra da yine hep böyle içini çekecek; ah yaşamak ne zor, deyip duracak ve yine tıpkı şimdiki gibi ölümden korkacak, onu istemeyecek." Cehov
Sayfa 134 - BilgiKitabı okudu
"İnsan binyıl sonra da yine hep böyle içini çeke­cek; ah yaşamak ne zor, deyip duracak ve yine tıpkı şimdiki gibi ölümden korkacak, onu istemeyecek" di­yor Çehov...
Sayfa 134Kitabı okudu
Entelektüel Sözcükler abesle iştigal: Yersiz, yararsız işlerle vakit öldürmek absorbe: (Enerji, kuvvet vb. için) Soğurma, yutma, içine alma, yutma. adaptasyon: Uyarlama adapte: Uyum afaki: Belli bir konu üzerine olmayan, dereden tepeden (konuşma) ajitasyon: Duygu sömürüsü yapma ajite: Duygu sömürüsü, kışkırtmak, körüklemek akabinde:
Reklam
Bir Odada Bilgi Sayan Yanlızlık...
Yeni binyıl insanlığı hücresel ve bilgisayar başında tutsak bir yalnızlığa sürükleyecek. Yüz yüze görüşmeler son buluyor. Hücresel yalnızlık yılları başlıyor. Bilgisayarın başına oturup bilgiler sayacağız. Çetleşe, çütleşe geçecek günler. Ben 2000'lerde elektronik bir yalnızlığa ve elektronik mutsuzluklara sürüklenmekten korkuyorum.
Sayfa 134 - Bilgi Yayınevi
..zamanımızdan 31 binyıl kadar gerilere gidiyordu.
Yukarı Paleolitik ''sanat'' yorumları: * ''Mağara sanatı'' buluntularının, en güzellerinin en son yapılanlar olacağı (evrimci bakışla) düşünülmüştü. Bu görüşün ışığında, bu görüşü destekleyen tarihlemeler yapılmıştı. Resimler buna göre kronolojik bir sıraya sokulmuştu. Buna uygun yorumlar geliştirilmişti. Derken, 1994'te bulunan bir mağaranın resimleri, o zaman dek geliştirilen yorumları altüst etti. Güney Fransa'nın Ardeche Geçiti'nde bulunan bu mağaraya bulucusunun adı verildi: Chauvet Mağarası. Chauvet'te [Şove okunur] gravür olarak kazınmış, kırmızı toprak boyası ile boyanmış ya da odun kömürü ile çizilmiş 300'den fazla resim durmaktaydı. Gösterilen hayvanların arasında gergedan, panter, aslan, yaban mandası (buffalo) ve geyik vardı. Ki bu hayvanlardan bazıları öteki Avrupa mağaralarındakiler arasında görülmeyen türlerdi. Bazıları ise o yörenin yerlisi değildi. Bu, oldukça yadırganacak bir durumdu. Daha şaşırtıcısı, bazılarının çiziliş tarihleri (resimlerden alınıp çözümlenen boya örneklerine göre) zamanımızdan 31 binyıl kadar gerilere gidiyordu. Uzmanlarına göre bunlar ''yalnızca en güzel değil, bilinen en eski resimler'' idi. En yenisi 13 binyıl önce yapılmıştı. Bu durum, ünlü sanat eleştirmeni John Berger'i, Paleolitik sanatın kaba biçimlerinden incelmiş biçimlerine doğru geliştiği görüşünden kuşkulanmaya götürdü. Onu ''sanat kaba biçimleriyle başlamadı.. İlk resimlerin ve gravürlerin gözleri, elleri sonra çizileceklerinki kadar inceydi. Sanatta da başında incelik vardı'' görüşüne getirdi.''
Sayfa 185Kitabı okudu
Bin yıl, bahar içre ömrünü sürsün, Seni doğuran ana...
Sayfa 3
Reklam
Kendinize mutlu olup olmadığınızı sorduğunuz anda, artık mutsuzsunuzdur... Muhtemelen antik bilgeler de bu kadarından şüphe etmişti, ancak dum spiro, spero (nefes aldığım müddetçe umudumu yitirmeyeceğim) ilkesinin kılavuzluğunda, sıkı çalışma olmadan, yaşamın yaşamaya değecek hiçbir şey ortaya koymayacağını ileri sürmüşlerdi. Anlaşılan o ki iki binyıl sonra bile, bu önerme güncelliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir.
Sayfa 175Kitabı okudu
İlk hristiyanlar her an dünyanın sonunun gelmesini bekliyorlardı; yalnızca birkaç binyıl yanıldılar...
İlk Hıristiyanlar her an dünyanın sonunun gelmesini bekliyorlardı; yalnızca birkaç binyıl yanıldılar... Büsbütün başka bir beklenti dizgesinde olan ben de yanılabilirim; ama bir hayal ne tartılabilir ne de kanıtlanabilir.
Her insan dengeyi kendi başına yaratabilir, negatifi özümseyip dönüşüme uğratabilir... Duygular enerjidir, siz onu arayanlar için fener gibisiniz!
Bu binyıl, düş çağının binyılı olacak, insan zihni ve dünya artık aynı geniş zihinsel uzamı oluşturacak, düşler ve hayallerle dolu bir uzam ... - Ya da savaş çağının milenyumu....
Sayfa 133
693 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.